Her ne kadar Çeviri Rusça
3,295 parallel translation
Her ne kadar kalıp muhabbet etmek istese de yarı zamanlı manitası Bölge Savcısı Penny Kimball ile öğle yemeğinde buluşacaktı.
Он, конечно, с удовольствием бы поболтал, но ему еще надо было успеть на обед с временной подружкой - помощницей окружного прокурора Пенни Кимболл.
Doc'ı da içeriyordu çünkü. Her ne kadar beraber geçirdikleri zamanın sonlarına denk gelmiş hatta Shasta'nın bir ayağı çoktan kapının dışına çıkmış olsa da.
Доку он тоже запомнился, хотя их время вместе уже близилось к концу, она уже одной ногой от него ушла.
Biz her ne kadar kritik fark yaratsak da ne kadar fazlasını karanlık kılsak da hiçbir şey umutlarını kırıyormuş gibi gözükmüyor.
Как мы ни склоняем чаши весов, как ни обращаем их во тьму, ничто не подавляет их надежду.
Sistem her ne kadar bu gruplarla beslensede, hiçbirine uymayanlar da var.
Мы также помогаем людям без фракции, тем кто не вписывается ни в одну.
Her ne kadar grupların seçiminde test sonuçlarının verdiği ipuçları temel olsa da sistemin başarıIı olmasının en iyi yolu yarın seçim seramonisinde yapacağınız, kendi tercihiniz. Test sonuçlarından bağımsız olarak, 5 gruptan birini seçebileceksiniz.
Хоть мы и считаем, что выбор Фракции, основанный на результатах теста, поможет обеспечить успешную работу Фракций, у вас есть право завтра, на церемонии выбора, выбрать любую из Фракций по вашему желанию.
Her ne kadar dışarıda yıllardır barış sürüyor olsa da, her an değişebilir.
Хотя несколько лет на улицах спокойно, в любой момент все может измениться.
Her ne kadar bunu söylemek nefret etsem de ben hatalıydım ve sen haklıydın. Bunun, o yarışmalardan biri olduğuna inanıyorum.
Хоть я и ненавижу говорить, что ошибался, а ты была права, эта камера, я уверен, один из призов конкурса.
- Her ne kadar bizi bu bir araya getirse de bir daha aynı adamla yatmayalım.
И хотя это нас свело, давайте больше не будем спать с одним мужчиной. - Отличная мысль.
Her ne kadar bunu söyleyen kişi olmaktan nefret etsem de... Her hafta yüzlerce eş kayboluyor.
Впрочем - я, конечно, жутко не хочу этого вам говорить - сотни жён пропадают каждую неделю.
Her ne kadar bayağı olsa da size hikayemi anlatmak benim için bir zevk ve ayrıcalık olacaktır.
Для меня будет удoвoльствием и честью пoведать свoю истoрию такoй, какoва oна есть.
Sana bir kadın her ne kadar çok seni desteklemekten mutlu olduğunu, maddiyatla ilgilenmediğini, seni özgür yapmak istediğini Söylese de er yada geç hepsi hayatta iyi şeyler isterler.
— колько бы женщина ни повтор € ла, как она рада поддерживать теб €, что ее не интересуют материальные ценности, и как она хочет, чтобы ты был свободен... рано или поздно ей захочетс € получать удовольствие от жизни.
Her ne kadar bir bacağın olmasa da, sağır ve arada sırada kör olsan da,... kesinlikle güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemişsin.
Ну, ты потеряла ногу, слух, и, похоже, зрение, но тебя точно не обсчитали в департаменте красоты.
Hep baba olmayı istemiştim. Her ne kadar, düşündüğüm her seferinde komik gelse de.
Знаете, я всегда хотел быть отцом что чертовски смешно, когда я думаю об этом.
Ve her ne kadar bunu bozmaya çalışsan da beni durduramayacaksın.
И как бы вам, гадам, не хотелось, вы ничего не испортите.
Küserler ve sonra içlerinden biri hukuk danışmanı denilen kişiye gider ve bazen diğeri çok sinirlenir. Birisi hukuk danışmanına her şeye hayır demesine söyler her ne kadar yanlış yolda olduklarını bilmelerine rağmen yani bunlara karşın anne ve baba çocuklarını çok ama çok severler... -... ve her zaman seveceklerdir.
и иногда, когда один из них злится... один из них говорит своему адвокату продолжать отказывать во всем, хотя и знают, что это они неправы, что означает, что несмотря на то, что мамочка и папочка очень-очень сильно любят детей... и всегда будут любить... они сердятся все сильнее и... сильнее, пока мамочка и папочка не начинают винить друг друга
Her ne kadar kendini beğenmiş de olsa dediği doğruydu.
Ну, каким бы высокомерным он порою ни был, он был прав.
"Buradayım" dedim ama bu bana katıl anlamında bir davet değildi. Her ne kadar olayı yanlış yorumlayıp bunu yapsa da şikayet etmemeye karar verdim.
"Где ты?" - я сказал : "Я тут" - это вовсе не было приглашением, но она не поняла этого и зашла ко мне, но признаю - я не жалуюсь.
Ve bu ilişkiyi destekliyorum her ne kadar kapıyı açtığımda ikinizi öyle görsem bile...
И я поддерживаю ваши отношения. Даже если это означает, что время от времени я буду открывать дверь и видеть вас двоих за...
Diyeceğim şu, her ne kadar adil bir Tanrı olsa da, adaletiyle... AMERİKA'NIN SONU GELDİ... yaradanın gazabından dönüş olmayacak!
Итак, друзья мои, хотя он справедливый Бог, он еще и мстительный Бог, и мы не можем избежать его всемогущего гнева...
Her ne kadar kendi tamirhanesinde aşırı dozdan gitmesi tuhafsa da...
Странное место для передоза, тебе не кажется, собственный гараж?
Ne aptal ama. Her ne kadar güzel bir şey olsa da...
{ \ fs17.551 } Вот идиотка ~ Хотя это к лучшему.
Her ne kadar gelişmiş olsak da bu kalem gibi ilkel bir şeyin hâlâ hayatımızda yer alması inanılmaz bir şey.
При нашем техническом прогрессе, поразительно, что такая древность, как ручка, всё ещё в ходу.
Çünkü her ne kadar çocuğu kurt öldürmüş olsa da buraya bir insanın getirdiğini düşünüyorum.
А что? Потому что, несмотря на то, что ребенок был убит волком, я подозреваю, что он был подброшен сюда.
Her ne kadar burada çocuk kahkahası istiyor olsam bile...
Хотя я часто жаждал их смеха...
Tamam, bununla her ne kadar ürpertici olduğunu düşünsem de Biri hakkında GBT'ye ihtiyacım var... Lewicki'nin kardeşi hakkında.
Ладно... мне неприятно просить об этом, но я хочу, чтобы ты проверила по базе...
Her ne kadar yardım edebilecek olsam da bu, polisin meselesi, bizim değil.
Как бы мне ни хотелось вам помочь, это дело полиции, вы же знаете.
Buraya gelmeni her ne kadar takdir etsem de bir şey söyleyemem.
Я признателен, что вы пришли сюда но мне нечего вам сказать.
- Her ne kadar senin çişini iki gün tuttuğunu görmek istesem de Hector ile bir anlaşma yaptık.
- Как бы мне ни хотелось видеть тебя, сдерживающего мочу два дня, мы заключили сделку с Гектором.
Pekâlâ, düz İngilizce ile söyleyeyim böylece vurgulu konuşmak zorunda kalmayız... Her ne kadar bunu yapabildiğimi şu anda biliyor olmana rağmen.
Давай я скажу это на простом английском, чтобы не разъяснять, хотя ты теперь знаешь, что я могу.
Bu aslında pek de yapmak istediğim bir konuşma değildi... her ne kadar öyle görünsem de, gerçekten istemiyordum... ve bilmediğim sebeplerden ötürü bu da beni stresli biraz ve kızgın yapıyor. Onun için şimdi kapatsam daha iyi olur. Görüşürüz.
Ладно, я об этом вообще никогда не хотела говорить, а выглядит, как будто я этого жаждала, но это не так, и вообще я нервничаю, и немного злюсь по непонятным мне причинам, так что мне пора идти.
Bu korkulari, her ne kadar kötü olsalar da sakalarla dagitmalari normal.
Естественное средство защиты от страхов — юмор, каким бы примитивным он ни был...
Her ne kadar bende yazar hamuru olmasa da.
Хотя писатель из меня, кажется, неважнецкий.
Her ne kadar farklı olsa da.
Хотя и по-другому.
Dinle beni, aramızda ne kadar mesafe olursa olsun her zaman aklımda olacaksın.
Послушай, сколько бы километров нас ни разделяло, я всегда буду помнить о тебе.
Sanki bulmayı istemediği bir şeyleri arar gibi buz kovasında tuttuğunuz vodka kadar berrak bir şekilde belirdi ki Los Angeles Polisi ve Adrian Prussia arasındaki o bağlantı her ne ise aynı zamanda onlar için bir kiralık katil olarak çalışıyor olabilir onların yapamayacağı bazı eylemleri onlar için yapabilir içeri alındığı zamanlarda sorgulandığı, suçlandığı, aleyhine dava açıldığı zamanlarda her nasılsa hiçbir zaman mahkemeye çıkmıyor gibiydi.
СОВЕРШЕННО СЕКРЕТНО Он будто бы искал то, что не хотел найти. Дело стало прозрачным, как водка на льду.
Alan ne kadar zeki olduğunun bir önemi yok Enigma her zaman daha zekidir.
Алан... Неважно насколько ты умён, Энигма всегда умнее.
Bu dünyadaki her şey için suçlanamazsın ne kadar zeki olursan ol ve sana bir şey diyeyim.
"ы не можешь нести ответственность за все, что случаетс € в этом мире, каким бы умным ты ни был. " позволь тебе сказать кое-что еще.
Her yanım ağrıyor ve herkes bir şeyler yaptırmaya çalışıp, ne yapacağımı söylüyor. O kadar yorgunum ki koridorun sonuna kadar bile gidemedim.
У меня все болит, а все вокруг на меня давят, и говорят, что делать, а я так устала, что не могу дойти даже до конца коридора.
PROFESSOR RADISSON : tamam, ne kadar da güzel görünüyor her şey.
Как это удобно, однако.
Demek istediğim her şey düzelecek ve ne kadar uzağa düşerseniz düşün orada sizi yakalamak için bir olacaktır.
И все, будет в порядке, и ты можешь упасть с большой высоты и кто-то обязательно будет там, чтобы поймать тебя.
Polislere her zaman yalan söylerdim ne kadar hızla gittiğimi sorduklarında 50 km ile derdim, ki bundan çok daha fazlaydı.
Я всегда врал полицейским, которые спрашивали : "С какой скоростью вы ехали?" Я говорил : "30 миль в час", когда явно гнал гораздо быстрее.
Aşikâr bir rahatlama. Çünkü korkuyorlardı. Ama şimdi ilk defa gördüler her şeyi bırakmanın ne kadar kolay olduğunu.
Это облегчение ни с чем не спутать, ясно, потому что они были напуганы, а теперь узрели, впервые в своей жизни, как это просто, все отпустить, и они узрели- -
Kaptan Lawrence'ın söylemek istediği şey Bayan Guthrie o kapının arkasında ne kadar fazla kalırsa ve Kaptan Vane'in cezasını kaldırmazsa ki birkaç saat önce böyle bir şey yapacağıma ölürüm demişti şurada oturan Kaptan Hornigold da o kadar çabuk yeni oluşmakta olan birliğimizden çıkarak her şeyi başlamadan bitirir.
Я полагаю, капитан Лоуренс хотел сказать, до тех пор пока это мешает Миссис Гатри выйти из за этой двери и снять запрет с капитана Вейна... Решение, которое, несколько часов назад, как она сказала, будет принято только через ее труп... Потом, капитан Хорниголд, вон там уходит из нашего зарождающейся грузового консорциума, убив его в колыбели.
Her ne ise duyduğum kadarıyla Batı Kanadı, bok çukurundaki bir sinek gibi hareketli.
Что ж, что бы это ни было, судя по всему в Западном крыле все жужжат, как мухи в навозной куче.
Her halükarda hapse geri döneceksin. Ne kadar süreceği ise, davranışına göre şekillenecek.
Вернетесь ли вы в тюрьму и как надолго, будет зависеть от вашего поведения.
Hayat ne kadar kötü görünse de her zaman yapabileceğin ve başarılı olabileceğin bir şey vardır.
Какой бы злой не казалась жизнь, всегда есть то, что вы можете сделать, в чём преуспеть.
Aramız ne kadar bozuk olsada, biz her zaman bir aile olduk.
Мы всегда были семьёй, хоть и хреновой.
... size ne kadar büyüleyici olduğunu anlatsam da şaşkınlığınızın yanında eksik kalacak bu halıya her kim oturur da gözlerini kapayıp sihirli kelimeyi söylerse : "TANGU"
Кто сядет на ковёр, закроет глаза и скажет волшебное слово "Тангу!", тот в мгновение ока перенесётся туда,
Şimdi her şey ne kadar da anlamlı geliyor değil mi?
В такие моменты и правда всё оцениваешь объективно.
Her şey için uygulama olabilir, ama Brooklynite'da taksi bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Может быть это и приложение на все случаи, но как вечный житель Бруклина, я знаю, как сложно здесь поймать такси.
Bak, Larry, o benim arkadaşım, ve sana karşı hep unun tarafını tutacağım, ve her zaman onunla arkadaş olacağım, ve kim bilir seni daha ne kadar tanıyacağım?
Слушай, Ларри, она моя подруга, и я всегда буду больше на её стороне, чем на твоей, и я всегда буду её подругой, и кто знает, как долго я буду знать тебя?
her neyse 2842
her ne ise 107
her ne olursa olsun 80
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne haltsa 24
her ne olduysa 22
ne kadar güzelsin 38
her ne ise 107
her ne olursa olsun 80
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne haltsa 24
her ne olduysa 22
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33