Kor Çeviri Rusça
4,500 parallel translation
Muhtemelen ona duyduğun sevgiden gözlerin kör olmuş.
Возможно, твоя привязанность к нему ослепляет тебя.
Kör nokta. Koşuya mı çıktı yoksa kaçıyor mu?
- Вышел на пробежку или решил сбежать?
Şu anda kör noktada, koşmakta.
Сейчас цель бежит без наблюдения.
Elini sana sürerse kör etmekle tehdit etmişsin.
Говорил, что выколешь ему глаза если он тебя хоть пальцем тронет.
Bu şehirde yaşamak kör kütük sarhoş olmak gibi anasını satayım.
Жизнь в этом городе напоминает постоянное алкогольное помутнение.
Görmek istemeyenden daha kör kimse yoktur.
Слеп тот, кто не видит.
En azından ölümün geldiği gerçeğine bu kadar kör yaklaşmazlardı.
По крайней мере, они бы не закрывали глаза на надвигающуюся смерть.
Şimdi beni dinle, bu bir kalabalığın önünde söyleyeceğim sözlerden değil ama sadece ikimiz olduğuna göre ölüm karanlık ve kör edici bir şerefsizdir onun geldiğini görsen de görmesen de.
Послушай, это не то, что я сказал бы пастве, но, так как мы тут только вдвоём, смерть... это тёмная и ослепляющая хуйня, и неважно, предвидишь ты её приход или нет.
Tazı gerçekten yakalayacak mı diye yapılan kör bir araştırmaydı.
Использовался "слепой" метод, чтобы проверить действует ли "Ищейка".
Tanrım, kör oldum!
Боже, я ослепла!
Hayır ama ikisi de kör darbeyle travma geçirmiş ve el ile ayak bileklerinde ölüm öncesi keskin sıyrıklar var.
Нет, но обе получили травмы от удара тупым предметом и несколько предсмертных ссадин на запястьях и лодыжках.
Oğlunun kaybını hatırlamak istiyorsan içersin. Ama diğerleri gibi kör ve aptal bir şekilde tökezlemeyi tercih ediyorsan önden buyur.
Хочешь помнить как потерял сына - выпей зелье, но если предпочитаешь барахтаться вместе со всеми этими глупцами и слепцами, милости прошу.
Kör yetimleri sevindirir birkaç fahişeye danışmanlık yapar askerlerin kantinini suyla doldurur ve hızlıca kazanırdı.
Поддержал бы слепых сирот, вразумил бы блудниц, наполнил бы солдатские фляги водой и вуаля, понеслось!
Kör olmadığına şaşırdım doğrusu.
Я удивляюсь, как ты еще не ослеп.
Beyaz, parlak, kör edici bir ışık görüyorum.
– Я вижу яркий свет, белый, слепящий свет.
Gözlerim kör olmuştu.
Но я не видела кем ты был.
Kör falan değildin.
Я... я думала это любовь.
Sen kör ve aptaldın!
Это всегда была я!
- Kör değilim.
Я не слепая.
Kör noktama bir şey mi fırlattılar?
Кто-то атаковал из слепой зоны?
Bu onları kör ediyor.
Это ослепляет их.
Parkhurst Güvenlik'teki varlığımızı kör edin.
Пускай наш человек отключит камеры.
Kör ol.
Отключайте.
- Kör müsün yoksa sadece salak mı?
Ты слепая или просто тупая?
Kör olduğumu mu sanıyorsun?
Думаешь, я ничего не вижу?
Efsaneye göre, bu aynalar ile güneş ışığını düşmanlarına Sümerlilerin gözlerine yansıtmış ve onları kör etmiş.
Легенда гласит, что их использовали для отражения солнечного света в глаза его врагов, шумерцев, чтобы ослеплять их!
Kör olmalı.
Он, должно быть, слеп.
Kör değilim.
Я не слепая.
Para insanların gözünü kör edebilir.
Деньги помогли закрыть глаза.
Ağır ve kör bir silahtan farkın yok.
Ты просто неуклюжее, тупое оружие.
O zamana kadar da doğada kıstırılan hayvanlar ne yaparsa onu yapmalıyız. Deli gibi davranıp, kör gibi çevredeki her şeye saldırmak.
И до сих пор, на нужно делать то, что делает любое животное, когда его загнали в угол, действовать хаотично, и слепо набрасываться на всех вокруг нас.
Sonra bir süreliğine kör çocuklarla çalıştım. Sonra da Sami'ler için çalıştım.
Потом я недолго работал со слепыми детьми, а потом немного с саамами.
Kör müsün sen?
Вы что, все слепы?
Kör şeyh ile oda arkadaşı olursun.
Твоим сокамерником будет "Слепой Шейх".
Kör bir çocuksun.
Что глупый мальчишка вы!
- Hislerin gözünü kör etmiş olmasın?
Может быть ты просто ослеплён чувствами к ней.
- Kör kalabilir.
Она словно папиросная бумага.
- Evet, gözlükleri çıkarırsa... - Kör kalabilir adamcağız. - Kalıcı hasara yol açar.
Да, если он снимет очки... он может ослепнуть и... это может привести к полной потере зрения.
Topluluğumuzu kör mü sanıyorsun? Kimse konuşmuyor mu sanıyorsun?
Думаешь никто не будет говорить?
Ben kör değilim.
– Знаешь, у меня есть глаза. Я вижу, как ты на неё смотришь.
Beyaz, parlak, kör edici bir ışık görüyorum.
– Как божественный?
Kör noktadan sonra kaybolmuş.
Он скрылся в слепой зоне.
Bütün bu köşe. Kör müsün?
В каждом углу.
Ne yani, herkes kör mü oldu?
Ну что, теперь все кругом ослепли?
Herkes kör. - Temiz!
Держу.
Yani diyorsun ki koca huzurevinde günlük kiralayabileceğim 85 yaşında kör biri yok.
Вы говорите, что во всем доме престарелых нет ни одного 85-летнего слепого старика, которого можно было бы одолжить на вечер?
Claire duyduğumu sandığım aşkla kör değilim artık.
Я больше не ослеплен любовью Я думал, что любил Клэр.
Biri şu kör olası şelaleyi kapayabilir mi lütfen?
Может кто-нибудь, пожалуйста, выключить этот проклятый водопад? ! Остановите водопад немедленно!
- Kör adamla dalga geçiyor.
Он издевается над слепым парнем.
- Gerçekten kör olduğunu sanmıyorum.
Не думаю, что он на самом деле слепой.
Kör oldum.
Я слеп.
kore 169
korkma 1266
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
koru 17
korkmuyorum 335
korkusuz 57
koruma 34
korkmak 19
korkma 1266
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
koru 17
korkmuyorum 335
korkusuz 57
koruma 34
korkmak 19
korkutucu 69
korkuyorsun 140
korkuluk 18
korkmayın 368
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkmana gerek yok 112
korkuttun beni 63
koru beni 79
korkak 247
korkuyorsun 140
korkuluk 18
korkmayın 368
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkmana gerek yok 112
korkuttun beni 63
koru beni 79
korkak 247
korkuyordum 55
korku mu 17
korkmak mı 66
korkmadım 36
korktum 162
korkmanıza gerek yok 47
korumalar 31
korkmuş 39
korkmuyorsun 31
korkulacak bir şey yok 21
korku mu 17
korkmak mı 66
korkmadım 36
korktum 162
korkmanıza gerek yok 47
korumalar 31
korkmuş 39
korkmuyorsun 31
korkulacak bir şey yok 21