Sanş Çeviri Rusça
38,121 parallel translation
En iyi şansın?
Дело верное.
Evet Donny, sanki şansın varmış gibi.
Тут вообще ловить нечего.
Bu kötü şans getirir.
Просто это дурной знак.
Şansın varken doğru olanı yapmalıydın.
Надо было поступать по совести.
Elveda deme şansı olmayan.
Который даже не попрощался.
Şansını zorlama.
Не испытывай судьбу.
Ne kötü bir şans.
Как ужасно не повезло.
Son dönemdeki şansıma bakarak Wisconsin'e kadar gitmeyi başaramam.
Я не доберусь до Висконсина с такой удачей, которая у меня сейчас.
Peki Mars barisa sans vermezse mevkimiz sarsilir mi?
И ослабить наши позиции, если Марс не захочет мира?
Sorun şu ki, artık seçme şansımız yok.
Дело в чём, у нас больше нет выбора.
Şansımı deneyeceğim.
А я рискну.
Neden ona bir şans vermiyorsun?
Почему бы ей не дать шанс?
Başkanlara şans verilmez, test edilirler.
Президент не получают шансов. Их испытывают.
Şansın yaver gitti o zaman.
Тебе повезло.
Ayak uydurdum çünkü başka şansım yoktu.
Я пошел на это, потому что у меня не было выбора.
Neler olduğunu öğrenmek için en iyi şansımız buysa ne kadar kötü durumda olduğumuz ortada.
Это лишь показывает в какой мы пизде, если это наш лучший шанс узнать о происходящем.
Başka şansın yok.
У тебя нет выбора.
Sana bir şans verdim.
Я купил тебе этот единственный шанс.
Başka şansın olmayacak.
Другого не будет.
Keşke seni bundan vazgeçirmem için bana bir şans verseydin.
Если б ты дал мне шанс отговорить тебя от этого.
New York'tan taşınmamın kızımı geri alma şansımı etkilemesini istemiyorum sadece.
Я просто хотела узнать, не повлияет ли мой переезд из Нью-Йорка на мои шансы.
Dışarı çıkıp şansını deneyebilirsin.
Можешь вылезти и испытать судьбу.
Hiç yürüme şansı yoktu.
Он просто не мог быть исполнен.
Başka şansım yoktu.
Небольшой был выбор.
Bana bir şans daha vermen için seni ikna etmeye çalışıyorum.
— Пытаюсь убедить тебя дать мне ещё один шанс.
- Başka şansın yoktu.
! - Выбора не было!
Bu kızda şimdiye dek gördüğüm ilk şans kırıntısı.
Первая удача с этой девушкой.
Burada yetkili şans değil.
Не удача здесь главная.
Bugün bir hastamı kaybettim. Şansı tükenen tatlı bir kızı.
И сегодня я потеряла пациента... милая девушка, которой не повезло.
İnanç ve güvenimi kanıtladığımda, hiçbir şansı kalmayacaktı. ama çocuklarımla konuşmak için bir şans daha tanıyacaktı.
Думая, что когда докажу свою веру, ему останется лишь помочь мне в последний раз поговорить с моими детьми.
Tüm gece evinin önünde bekledim ve buraya kadar da sana eşlik ettim. ... hiçbir şansın yok, beni o makineye sokacaksın.
Но я всю ночь сидела у вашего дома и проследила за вами, так что у вас нет выбора, кроме как пустить меня в ваше устройство.
Anayolu kapatacaklar, .. ve sen de bu şansı kaçırabilirsin.
На главной улице всё перекроют, так что ты не пропустишь.
Belki bu bize bir şans daha verir. "
Сотру и, может, это даст нам ещё один шанс ".
Zaten başarılı olma şansımız çok azdı.
Наши шансы на успех всегда были невелики.
Farz edelim ki akla hayale gelmeyecek şekilde başarılı olma şansı edindik. Olacağından değil ya.
- Если представить, что мы на пороге какой-то невероятной победы, чего-то действительно значительного,
O şeyi imzalama şansım olmadı çünkü artık New York'ta kimse kalem kullanmıyor.
Слушай, мне всё не до твоих бумаг. Ведь в Нью-Йорке сейчас ручками вообще не пишут.
Şans için sağ ol.
За удачу спасибо.
ATB'nin yardımıyla listeyi ele geçirme şansımız daha yüksek.
С помощью КТУ у нас будет больше шансов достать тот список.
- Bol şans.
Удачи.
Adamların için özür dileme şansı bulamadım bir türlü.
У меня не было времени выразить соболезнования насчёт команды.
Jadalla'yı bulmak için tek şansımız şu an da bu.
Это наш единственный шанс найти Джадала.
O şansımız yok bizim.
У нас здесь нет выбора.
Kendimizi savunmaktan başka şansımız yok!
Выбора нет, нужно защищаться!
Onlarla birlikte savaşırsak, yaşamak için iyi bir şans var, Bizim yerimizi tutun, belki de onlarla savaşın.
- Если будет сражаться вместе, есть шанс, что мы выживем, удержим позиции, может, даже отбросим их.
Ne gibi şansın olacak bilmiyorum.
- Не знаю, есть ли у тебя шансы.
O ortada olmazsa Nassau'daki başarı şansımız hayli artar.
Без него наши шансы на успех в Нассау значительно возрастут.
Öyle sansınlar.
Хера с два!
Croome denen adama karşı ne kadar şansımız var anlamak istiyorum.
Мне надо понять, какой рычаг у нас есть на этого Крума.
Eğer o pantolonun içinde çükün varsa, şansın yok dostum.
Если у тебя в штанах член, то тут тебе ничего не светит, бро.
Bak, ben tebrik kartı gibi konuşan insanlardan değilimdir ama son zamanlarda şansın insana dünyanın ne güzel bir yer olabileceğini hatırlattığını fark ettim.
Я обычно не из тех, кто говорит словами с открытки, но... в последнее время я убедилась, что удача напоминает тебе, каким прекрасным может быть мир.
Şansınız var...
Повезло...
şans 100
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şansımıza 17
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şansımıza 17
şanslı adam 21
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansın açık olsun 28
şansımız var mı 19
şanslıydım 39
şansımız varmış 21
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şansımı deneyeceğim 51
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansın açık olsun 28
şansımız var mı 19
şanslıydım 39
şansımız varmış 21
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şansımı deneyeceğim 51