Zamanımız yok Çeviri Rusça
1,820 parallel translation
Zamanımız yok.
У нас нет времени.
O yüzden tartışacak zamanımız yok.
Именно поэтому у нас нет времени на споры.
Korkarım ki buna zamanımız yok.
Боюсь, у нас нет времени.
Zamanımız yok dedim ya.
Я сказал, у нас нет времени.
Fazla zamanımız yok.
У нас не так много времени.
Sam, fazla zamanımız yok.
Сэм, слушай. У нас не так много времени.
Şakaların için zamanımız yok, Fry.
Нет времени для твоих обычных шуточек, Фрай.
Buna zamanımız yok.
У нас нет времени на это.
- Ben ciddiyim.Fazla zamanımız yok.
- Мы не может так простоять целый день.
Kutlamak için zamanımız yok.
Нет времени праздновать.
Keşke biraz daha olgun olsalardı... Çok fazla zamanımız yok.
Хотелось бы мне, чтобы они были чуточку взрослее, но... у нас мало времени.
- O kadar zamanımız yok.
- В любое время.
Zamanımız yok.
У нас нет времени
Fazla zamanımız yok.
Времени у нас мало.
Çok zamanımız yok.
У нас не так много времени.
Zamanımız yok usta Tiin.
Мы теряем время, мастер Тиин.
Bunun için zamanımız yok.
У нас нет времени на эту х * ету!
Bunun için zamanımız yok.
У нас нет времени на это.
Bunun için zamanımız yok.
У нас нет на это времени.
Her şeyden önce şu baş belalarının bize hediyesi sayesinde enerji sorunlarımız doğdu. FTL sürücüsündeki bazı hasarlar yüzünden,... ki tamir etmeye de zamanımız yok bu da hızımızı azaltmamız anlamına gelir.
Кроме того из-за полученных пинков у нас проблемы с энергией, и некоторые повреждения сверхсветового двигателя, которые у нас нет времени чинить.
O kadar zamanımız yok.
У нас мало... времени.
Kafanda dönüp duran meselelerle uğraşacak zamanımız yok.
У нас нет времени для вас, чтобы разобраться во всех вопросах, с которыми мы имеем дело. Так что я иду.
Hasar kalıcı olmadan önce fazla zamanımız yok.
У нас не так много времени, пока повреждения станут необратимыми.
- Bugün çok fazla zamanımız yok. - Rosie, neredesin? Acilen ara.
У нас мало времени.
Zamanımız yok!
У нас не осталось времени!
Memnun oldum. Korkarım kaybedecek hiç zamanımız yok.
Я думаю, что диверсия уже началась.
Maalesef zamanımız yok Bayan Cates.
У нас нет времени, мисс Кейтс.
Peki. Tess, çok zamanımız yok.
Хорошо, эй, Тесс, у нас мало времени.
- Fazla zamanımız yok.
- У нас не так много времени.
Cristoph'u geri almamız ya da daha fazla insanı yemesini engellememiz için çok da zamanımız yok.
Ну, он завтра покидает город, что не оставляет нам много времени, чтобы вернуть Кристофа или помешать ему сожрать еще больше людей.
Hadi, fazla zamanımız yok.
Ну же, у нас немного времени.
- Buna ayıracak zamanımız yok.
У нас нет на это времени.
Kıçımızı kaşıyacak zamanımız yok.
Нет времени на болтовню.
Bizim o kadar zamanımız yok ama.
Но у нас нет на это времени.
Hiç zamanımız yok.
Последнее, что у нас есть - время.
Öyleyse, fazla zamanımız yok demektir.
Тогда у нас не так много времени.
Bu kadar zamanımız yok.
У нас их нет.
Kim? Öğrenecek çok şey var. Ama çok zamanımız yok.
Я имею в виду, есть чему поучиться и не так много времени.
Ölüm zamanımız da maksimum 11 olduğuna göre stüdyoda olduğunu söyleyebilecek hiçbir şeyimiz yok.
An our time of death is estimated at 11 : 00 on the outside, and we don't have anything to tie her to the studio.
Fazla zamanımız yok.
У нас времени в обрез.
Yok artık, arabada içi altın dolu kasa taşımışlığımız var, o zaman bile bu kadar çökmemişti.
Боже, нас так не нагружало даже когда мы перевозили сейф, набитый золотом. [ " Спрингфилдский заповедник.
Evet onunla nişanlıyım ve bunun için hasedinizden çatlamanız gerekli fakat bunun içinde yuvarlanmanız için yeterli zamanım yok çünkü telefonla konuşmam gerekiyor.
Да, я помолвлена с ним, и вы должны быть зелеными от зависти... И у меня нет времени, чтобы вы захлебнулись от этого, потому что я должна ответить на этот звонок.
Zamanımız yok.
У нас его нет.
- O zaman yapacağımız bir şey yok.
Значит, нам не надо ничего делать.
Bence sorun yok, kızın bize alışması için zaman lazım.
Ну не до такой степени! Пошел в жопу!
Zamanımız yok.
Нет времени.
Kaybedecek zamanımız yok.
Мы не можем терять ни минуты.
Olmaz Lloyd, zamanımız falan yok.
Нет, Ллойд, у нас нет времени.
Ne "miyav zamanı" ne de kedilerle ilgili bir şey var. M ve Z ile başlayan bir şey bile yok.
Там нет "время мяукать" или отсылок к кошкам, нигде нет даже аббревиатуры В.М.
- Onu ikna etmem ne kadar zaman aldı hiçbir fikrin yok. Tek şansımız vardı.
Ты представляешь, как долго я уговаривал её пойти?
Lütfen, zamanımız yok!
Пожалуйста, время на исходе!
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65