A newspaper translate Turkish
1,851 parallel translation
"Coop is meeting with a newspaper" reporter and being super-secretive.
" Coop bir muhabirle buluşacak ve aşırı ketum.
He rang a newspaper, claimed the bombing, and shouted, "Do no harm!"
Bir gazeteyi aradı, bombalama eylemini üstlendi ve "İncitme!" diye bağırdı.
Why don't you just roll up a newspaper and hit it?
Harika. Bir gazeteyi dürüp şuna birkaç şaplak indirsene.
- Van, I received a call... from a very pushy student of yours who's doing a newspaper story.
Sizin okulda gazete yazısı hazırlayan çok ısrarcı bir öğrenciniz beni aradı.
Mr. Clemmons, isn't a newspaper supposed to be...?
Ama Bay Clemmons, gazetelerin gerçek görevi -
A newspaper in New Hamsphire mentioned the amazing coincidence that the air traffic controller watching over Flight 990 also watched over the two planes that hit the towers.
New Hamsphire'da bir gazete, ilginç bir tesadüf olan, 990 no'lu uçağı izleyen hava trafik denetleyicisinin kulelere çarpan 2 uçağı da izlediğinden bahsetti.
Maybe you should pick up a newspaper sometime, you wouldn't need a map to find Czechoslovakia.
Arada sırada bir gazete almalısın belki de, böylece Çekoslavakya'yı bulmak için haritaya ihtiyacın olmaz.
He had a newspaper dated March 21st, 1971, in his car.
Bunlar benim anılarım değil. Arabasında 21 Mart 1971 tarihinden kalma bir gazete vardı.
You still dating this off a newspaper from a dream?
Hâlâ şu rüyanda gördüğün gazetedeki tarihi mi düşünüyorsun?
I'll put a newspaper on thefloor.
Koridora gazete koydum.
Now, if I relied only on what the press managers told me it would have been no different than a newspaper article.
Basındaki yöneticilerin bana söylediklerine itibar etseydim bunun gazetedeki bir makaleden farkı olmazdı.
Then you'll recognize the second clipping, which is a birth announcement from a newspaper in Rome - again, five years ago, sixth day, sixth month.
O zaman ikinci kupürü hatırlarsınız, Gene Roma'daki bir gazeteden alınma, beş yıl önce altıncı ayın altıncı gününde bir doğum ilanı.
I said that we gonna put in a paragraph into a newspaper that said we had achieved this.
Bir gazete haberinde başardığımızı müjdeleyen bir haber bekledim.
Honey, I deliver a newspaper.
Tatlım, ben gazete dağıtıyorum.
It's not even a newspaper, A free weekly.
Gazete bile değil, haftalık bir şey. Haftalık bedava bir şey.
- Haven't you ever read a newspaper?
- Hiç gazete okumuyor musun sen?
A person I know, from a newspaper in Muhlheim.
Muhlheim'deki bir gazetede çalışan tanıdık vasıtasıyla.
You think that people are gonna stay away because of a newspaper article?
Sen bir gazete yazısından dolayı bu insanların buraya bir daha gelmeyeceğini mi düşündün?
I'm gonna open up a newspaper... and the first word I see, that's our name.
Bir gazete açacağım Gördüğüm ilk kelime Adımız olacak
I thought you worked for a newspaper.
Gazetede çalıştığını sanıyordum.
Anderson : It's a newspaper we put out here, not a bulletin for the mayor's office.
Burada çıkarttığımız bir gazete, başkanın ofisi için bir ilan değil.
Are you working for a newspaper now, Keith?
Bir gazetede mi çalışıyorsun, Keith?
And a newspaper column fixed it?
Gazetedeki köşe yazısı bunu düzeltti mi?
A newspaper report on Daniel's death.
Daniel'in ölüme hakkında gazete raporu.
I will, when you go read a newspaper!
Okurum. Sen de git gazeteleri bir oku!
You'll still get your point across and I won't have to publish a newspaper the size of a David Foster Wallace novel.
Yine anlatmak istediğini iletirsin. Ben de David Foster Wallace romanı kalınlığında bir gazete çıkartmak zorunda kalmam.
Hey, the other day I read a newspaper ad promoting cruise packages at a very cheap price, shall we go?
Hey, geçen gün bir gazete ilanı okumuştum, Uygun fiyata bir tanıtım seyahati, gidelim mi?
And tall tales about slaying Buffy the vampire... don't make it into a real newspaper.
Vampir Buffy'yi avlamak gibi saçma masallar gerçek bir gazetenin sayfalarına giremez.
Forgive my scepticism, but of all the reporters out there, why would Clive McTaggart call a reporter from a tabloid newspaper that has a, shall we say, less than exemplary reputation?
Şüpheciliğimi bağışla, fakat dışarıda o kadar gazeteci varken Clive McTaggart neden boyalı basından bir gazeteciyi şöyle diyelim mi, örnek niteliği taşımayan birini çağırsın?
Yeah, well, using the date on this newspaper and position of the sun, we have a date when it was taken.
Bu gazetedeki tarihi kullanarak ve güneşin pozisyonunu, çekildiği zamanın tarihini bulduk. - Ne zaman? Geçen yıl, 28 Temmuz.
Donna, I'm writing a letter to the newspaper. About your photo-essay.
Donna, Gazeteye bir mektup yazıyorum, senin fotoğraf bölümünle ilgili.
Is it that hard to believe that a local newspaper might run a cover story about a successful local chiropractor?
Bir gazetenin başarılı bir yerel kiropraktik uzmanını kapak konusu yapabileceğine inanmak bu kadar zor mu?
Charges have been dropped, thanks to a certain... high school newspaper's front-page story.
Hakkındaki bütün suçlamalar kalkmış. Okul gazetemize teşekkür ediyorlar.
However, some people who know me personally responded by giving me clippings of newspaper and magazine articles to show me that Flight 77 really did hit the Pentagon, and that Osama did not have any assistance from the US government.
Oysa, beni bizzat tanıyan bazı insanlar bana 77 no'lu uçağın gerçekten Pentagon'a çarptığını ve Usame'nin ABD hükümetinden yardım almadığını göstermek için gazete ve dergi küpürleri vererek tepki gösterdi.
I came to write a newspaper article but now I'm all done.
Buraya bir makale yazmak için geldim ama işim bitti.
You never see this kind of crap in a real newspaper.
Gerçek bir gazetede asla böyle boktan bir haberi göremezsin.
I just read in the newspaper they put a pig heart in some Russian guy.
Gazetede yeni okudum, bir Rus'a domuz kalbi takmışlar.
Unless you tell us everything we want to know these pictures will show up in every newspaper from here to New York.
Eğer bize öğrenmek istediğimiz her şeyi söylemezsen bu fotoğraflar buradan New York'a kadar bütün gazetelerde çıkacak.
They push it down with a stiff Bromo and a bourbon back, hide behind a... newspaper and hope nobody notices.
Sert bir Bromo, bir de viski indirip, bir gazetenin ardına sinip kimsenin dikkatini çekmemesi için dua ettiler.
You rememberthat in your engagement party the editor of a national newspaper got drunk and misbehaved with you in front of the entire press.
Nişan partini hatırla ulusal gazetenin sarhoş editörünü ve tüm basın önündeki sana davranışını hatırla.
Hey, Dad, can I see the newspaper for a second?
Gazeteye biraz bakabilir miyim baba?
His future could not have been brighter, Until this newspaper here published a photo.
Ama parlak geleceği, bir gazetede yayınlanan fotoğrafla son bulmuş.
# And why bother reading # # Yesterday's newspaper? #
Hâlâ hayatta olan tüm Fania All Stars'a bu sizin için.
And many other people I've met, I believed the newspaper image about them, although I should know better, because I've seen a lot of rubbish written about myself that isn't true.
Tanıştığım diğerler insanlarda olduğu gibi gazetelerde yaratılan imajlara inanmamalıydım. Aslında iyi bilmeliydim, çünkü kendi hakkımda yazılan bir sürü saçmalık gerçeği yansıtmıyordu.
It's from a picture in the newspaper.
Gazetede bir fotograftan alindi.
There's a story running tomorrow in the faith heritage student newspaper.
Yarın "İnanç Mirası Öğrenci Gazetesi" nde işlenecek bir hikaye var.
And bring a copy of my hometown newspaper so she can read it to me.
Ve eve gelen gazeteden bir kopya getir ki..... bana okuyabilsin.
I haven't read a Japanese newspaper for a month
- Selam vermek için 45 derecelik açıyla eğilinir. - 30 dereceyle.
The passenger said he hasn't read a Japanese newspaper for a month
Bu karşınızda gördüğünüz insan iyi bir kadın olma yolunda yürüyor.
As a kid he collected newspaper articles.
Çocukken gazete küpürleri toplardı.
Well, my mom, and Dad and me, we'd... pack up all the stuff from her room, and we'd take all the boxes with the... newspaper reports, and the false leads, and the posters, and... we'd burn everything in a big bonfire. And then we'd... cry and hold one another. And then we'd... fall asleep for like... a thousand years and then, in the morning, we'd wake up and... the sun would be shining and... my mom would go back into the kitchen
Annem babam ve ben onun odasındaki bütün eşyaları toplayıp gazete kupürleri, yanlış ihbarlar ve posterlerle dolu kutuları büyük bir ateşe atıp yaktıktan sonra birbirimize sarılıp, ağlayıp birlikte şöyle bir bin yıl kadar uykuya dalsak daha sonra da bir sabah uyanıp güneşin tekrar ışıldadığını görsek annem tekrar mutfağa gidip kahvaltıyı hazırlasa babam da gülerek "Okula gitmek için hazırlan." dese o zaman her şey eski haline dönebilir.
newspaper 56
newspapers 64
a new life 65
a new beginning 46
a new day 19
a new car 20
a new one 48
a new identity 27
a new record 20
a new family 16
newspapers 64
a new life 65
a new beginning 46
a new day 19
a new car 20
a new one 48
a new identity 27
a new record 20
a new family 16