English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A new life

A new life translate Turkish

2,984 parallel translation
You can still get out of here... start a new life.
Buralardan gidip... yeni bir hayata başlayabilirsin.
That buy's a new life.
İnsana yeni bir hayat kazandırır.
I'll start a new life. You.
Benimle gelirsen, seninle yeni bir hayata başlamaya hazırım.
But Olivia and I were gonna use it to start a new life together. I don't see any marks.
Ama o parayı Olivia'yla yeni bir hayata başlamak için kullanacaktık.
'Cause of the laws of this country you were able to start a new life...
Bu ülkenin yasalarının nedeni yeni bir hayata başlayabilmen. - Bu benim için saygıdeğer bir şey.
We cannot build a new life over your mother's death?
Annenin ölümü üzerine yeni bir hayat kuramayız. - Neden?
He wants to start a new life.
Yeni bir hayata başlamak istiyor.
Inoue a new life Congratulations on your wedding
Inoue evliliğini tebrik ederim!
We'll start a new life.
Yeni bir hayata başlayacağız.
I've made a new life.
Yeni bir hayat kurdum.
We'll try it. Start a new life.
Yeni bir hayata başlayacağız.
Chaz has begun the next stage in his amazing journey with a new life and a new flesh- - more perfect than anything we can even imagine.
Chaz, bizlerin hayal ettiğinden daha mükemmel.. .. yeni bir beden ve yeni bir hayat ile.. .. şaşırtıcı yolculuğunun yeni aşamasına başlamış oldu.
My life was spiraling downwards, and meanwhile, Keith was building a new life with my high-school sweetheart and the child that I abandoned.
Benim hayatım tepetaklak olurken bu sırada Keith kendine yeni bir hayat kuruyordu. Hem de lise aşkımla ve terk ettiğim çocuğumla beraber.
So that he can start a new life soon.
Böylece yakında yeni bir hayata başlayacak.
Give me a new life now.
Bana bir can ver, hemen şimdi.
He's got a new wife, a new life.
Yeni bir eşi, yeni bir hayatı var.
So is this that thing that I read about, where a woman who's getting married starts to clear some space for a new life?
Yani şu okuduğum şeyde yazan, evlenen bir kadının yeni hayatına yer açmak için bazı boşluklar üretmesi gibi bir şey mi bu?
Begin a new life, free from fear.
Korkusuz, yeni bir hayata başla.
Begin a new life, free from fear.
Yeni bir hayata başla. Korku olmadan.
And I feel like I can't start a new life until I start a new life.
Dahası yeni bir hayata başlayana kadar yeni bir hayata başlayamayacağımı düşünüyorum.
And we were so thrilled, so excited to bring a new life into our family.
Çok heyecanlandık. Aileye yeni bir üyenin katılacak olması bizi çok sevindirdi.
Gloria made herself a new life... And got a new name.
Gloria kendine yeni bir hayat kurmuş ve yeni bir isim almış.
You're leaving, starting a new life.
Gidiyorsun. Yeni bir hayata başlıyorsun.
Let's start a new life.
Yeni bi hayat kuralım
'I had entered a house in the dead of night,'and emerged into sunshine, leaving a new life behind,'and I wouldn't have changed my job for all the world.'
"Zifiri karanlıkta bir eve girdim,..." "... ve gerimde bir yaşam bırakarak gün ışığını çağırdım... " "... ve dünya için mesleğimi değiştirecek değildim. "
One by one, I liberated them, brought them here, to a new life, where all our brothers can be free.
Bir bir onları serbest bıraktım ve onları, her kardeşin özgür olacağı buraya getirdim.
Not just to keep quiet, but to start a new life.
Sadece sessiz kalmak için değil, aynı zamanda yeni bir hayata başlayabilmek için.
Look, Siobhan, we're going to start a new life together, and I want to trust you.
Bak Siobhan, birlikte yeni bir hayata başlayacağız ve ben sana güvenmek istiyorum.
# I will find a new way of life #
# I will find a new way of life #
If you can't fit your personal life around this job, find a new one.
Eğer özel hayatını bu işe göre düzenleyemiyorsan kendine başka bir iş bul.
But maybe it was time to let the past go so something new could take its place bring life back to a place that had been missing.
Ama belki de geçmişi geride bırakmanın zamanı gelmişti. Böylece yeni bir şey onun yerine geçebilirdi. Uzun zamandır yok olan bir yere hayat verebilirdi.
You swore she'd have a brand-new life!
Yepyeni bir hayatı olacak diye yemin ettin.
"Life takes a new course at every step."
Hayat, her adımda yeniliklere mahkumdur.
In one life she could be a suburban housewife, the next a businesswoman in New York, the next a soldier working for Umbrella.
Bir hayat yılında, bir banliyö ev kadını olabilir New York'ta sonraki bir işkadını.. Sonraki bir asker Şemsiye için çalışıyor.
My life was turned upside down when the super spy Nick Fury of S.H.I.E.L.D. told me if i wanted to be the ultimate, amazing me... i would have to school a bunch of new guys...
SHIELD süper ajanı Nick Fury bana en üst düzey, şaşırtıcı ben olmak olmak ister miyim diye sorunca hayatım tepe taklak oldu.
A spanking new identity and a nice long life sentence.
Yepyeni bir kimlik ve müebbet cezasıyla.
Now making that decision, I'm asked to balance a few more days of life for a man who's been on death row for more than a dozen years against the life-changing possibility of a new heart for a young lady who's already been victimized by the death of her father.
Şimdi bu kararı verirken bana sorulan, zaten babasının ölümüyle kurban edilmiş olan bir genç kız için yeni bir kalbin hayatını değiştirme olasılığına karşı, idam cezası kesinleşen bir adam için birkaç gün daha verilip verilemeyeceği.
Just because I don't want to rush off to New York like Berry and star in a revival of Sister Act doesn't mean I don't know what I want to do with my life.
Berry gibi koşa, koşa New York'a gitmiyorsam ve Sister Act'in yeni versiyonunda başrole çıkmıyorsam, hayatta ne yapacağımı bilmediğim anlamına gelmez. Ayrıca problemim hayallerimin olmaması değil.
We got a whole new life to look forward to.
İleriye dönük yep yeni bir hayatımız olacak.
Meanwhile, we find that money and as soon as they look the other way... We run like hell and just buy ourselves a whole brand-new life.
Bu arada, parayı arayalım ve bu sürede başka yerlere bakalım... kendimizi yepyeni bir yaşama hazırlamak için çılgın gibi koşalım.
His work is like a visual anthropology of gay life New York from the 40's'til the 90's.
Ancak yaptığı çalışmalar New York'un eşcinsel yaşamını antropolojik olarak 40'lardan 90'lara önümüze seriyor.
Anyway I played golf with him a couple of months ago.. And by the end of the eighth hole.. I had him verbally committed to funding the new Life Sciences building.
Neyse, birkaç ay önce onunla golf oynamıştım ve sekizinci deliğin sonunda yeni Yaşam Bilimleri binasına destek sağlaması için onu ikna ettim.
I need them so that I can meet a new guy and get my life plan back on track.
Yeni biriyle tanışıp hayatımı yoluna koymak için onlara ihtiyacım var.
To inspire new Steve not to be a wuss, I'm painting scenes from John McCain's life on the walls.
Yeni Steve ödlek olmasın diye duvara John McCain'in hayatından kesitler çiziyorum.
Look. I had a nice life back in New York.
New York'ta güzel bir hayat geçirdim.
Nate, I can't go back to my old life, and I stand no choice of starting a new one with my name in the headlines.
Nate, eski hayatıma geri dönemem. Ve adım manşetlerde olduğu sürece yeni bir hayat için hiçbir şansım yok.
It's a brand-new morning, and I am loving life.
Yepyeni bir sabah ve ben hayatı seviyorum.
And now, without further delay, a brand-new musical about the life of Marilyn Monroe, from the amazing Houston and Levitt.
Ve şimdi, lafı daha fazla uzatmadan, Marilyn Monroe'nun hayatı hakkında harika Houston ve Levitt'ten yepyeni bir müzikal.
If Catherine really wanted to be a part of Juliet's life, then she could've stayed in New York.
Catherine Juliet'in hayatında yer almak isteseydi, New York'ta kalabilirdi.
And it's a whole new life.
Sonrasında yepyeni bir hayatın olur.
She's in New York. And she must have found a sugar daddy'cause the bitch is living the... the high life over on park Avenue going by the name of Siobhan...
Sağlam bir para babası bulmuş olmalı çünkü sürtük Park Avenue'daki oldukça lüks bir apartmanda yaşıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]