English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A white

A white translate Turkish

13,005 parallel translation
They're interested in a white medium-wheelbase Transit van with a sticker like this one.
Özellikle de beyaz renkli, orta boy bir transit minibüsle ilgileniyorlar.
A cashier at a service station in Basingstoke remembers seeing a white van with a Cornwall sticker.
Basingstoke'ta bir benzin istasyonunun kasiyeri Kernow çıkartmalı beyaz bir minibüs gördüğünü hatırlıyor.
A white hotness burned deep in my bones.
Kemiklerimin derinlerinde yakıcı bir ateş tutuştu.
La Dame Blanche is a white witch, and I practice... white magic, Sire.
Büyücü Kadın beyaz bir cadıdır. Ben de beyaz büyü yaparım efendim.
But La Dame Blanche is a white witch, and I practice white magic.
Büyücü Kadın beyaz bir cadıdır ve beyaz büyü yaparım.
She's not a white lady, like my wife.
Karım gibi büyücü bir kadın değil.
They say you are a White Lady.
- Büyücü Kadın olduğunu söylüyorlar.
'Cause he's a black man and I'm a white woman.
Çünkü o siyahi bir erkek, ben de beyaz bir kadınım.
Can you give me a white woman?
- Beyaz bir kadın söyleseniz?
She's under a white banner.
Beyaz bayrak altında.
It's is a white Ermine fur.
Beyaz kakım kürkü.
Can I get you something to drink? I'll have a white wine.
- İçecek bir şeyler ister misin?
You gotta wear a white shirt.
Beyaz gömlek giymelisin.
The defendant wears a white shirt.
Sanık her zaman beyaz gömlek giyer.
That's not a white shirt.
Bu gömlek beyaz değil ki.
A red and a white, please.
Bir kırmızı, bir beyaz şarap lütfen.
Oh, it is so hard being a white American man.
Beyaz Amerikalı bir erkek olmak gerçekten çok zor.
It's a white squall.
Ani bir fırtına çıktı.
Also an RA for a white male, 50 years, unconscious and not breathing.
Aynı zamanda 50 yaşlarında beyaz bir erkek için acil yardım gerek. Bilinci yerinde değil ve nefes almıyor.
He was carrying a backpack, talking on his cell phone, wearing a black jacket, gray hoodie, and a white baseball cap on backwards.
Bir çanta taşıyor ve telefonla konuşuyordu siyah ceket, beyaz bir şapka giyiyordu.
For example, there's no difference between a white snake and a black snake. They'll both bite.
Örnek verirsek, beyaz yılan ile kara yılan arasında bir fark yoktur ikisi de sokar.
It's like he's slapping my guy in the face with a white glove.
Eldivenini çıkarıp patronumu tokatlıyor gibi adeta.
♪ I'm a black man in a white world I'm a black man in a white world ♪
Beyazların dünyasında bir zenciyim
♪ I'm a black man in a white world ♪
Beyazların dünyasında bir zenciyim
- ♪ I'm a black man in a white world ♪ - ♪ For real ♪
- Beyazların dünyasında bir zenciyim - Gerçekten
- ♪ I'm a black man in a white world ♪ - ♪ Yeah ♪
- Beyazların dünyasında bir zenciyim - Evet
- ♪ I'm a black man in a white world ♪ - ♪ For real ♪
- Beyazların dünyasında bir zenciyim
- ♪ I'm a black man in a white world ♪
- Gerçekten Shaolin Tapınağı.
- ♪ I'm a black man in a white world ♪ - ♪ Yeah ♪
- Beyazların dünyasında bir zenciyim - Gerçekten
- ♪ I'm a black man in a white world ♪
- Beyazların dünyasında bir zenciyim - Gerçekten
All that's missing are alien astronauts from a faraway galaxy, traveling for centuries through the eternal darkness of space. They see this white heaven below, and they descended their space craft with flickering lights in a cloud of salt.
Tek eksiğimiz uzak bir galaksiden gelen uzayın sonsuz karanlığında asırlardır seyahateden astronotların, aşağıdaki bu beyaz cenneti görüp, ve uzay mekiğinin ışıldayan ışıkları ile bir tuz bulutu içinde buraya indirmeleri.
Okay, it's a oner, and it's shot in glorious black and white.
Tamamdır, tek çekim olacak. Efsane siyah ve beyaz istiyorum.
A black sedan with white fenders has slow-rolled past his liquor store three times in the last hour. All right.
Beyaz çizgili siyah bir sedan içki dükkanının önünden son bir saatte üç kez yavaşlayarak geçmiş.
Which is actually tricky business, because they look a lot like the pond and also just white stuff.
Çünkü bazıları göle çok benziyor ve resimde çok beyaz yer var.
A source within the White House tells us this, that the First Lady traveled to Texas after some sort of a major argument with her husband.
Beyaz Saray'dan bir kaynaktan aldığımız bir bilgiye göre First Lady, kocasıyla yaşadığı büyük bir tartışma sonucu Teksas'a gitti.
Well, it was a peach farm. But you're right, I am still white trash.
Bir şeftali tarlasıydı ama haklısın ben fakir beyazlardanım.
Could I get a glass of white wine, please?
Bir kadeh beyaz şarap alabilir miyim, lütfen?
You white son of a bitch.
Beyaz bir orospu çocuğusun.
A white one.
Beyaz olanından.
Can I have a glass of white wine? Yes!
- Bir kadeh beyaz şarap alabilir miyim?
There's an absence of evidence for established infarct..... but a suggestion here of a loss of grey white matter differentiation.
Damar tıkanmasına dair bir bulgu yok ama gri-beyaz madde farkının kalkmasına dair bir önerme var.
Pretty white chicks have to go a little bit further to prove themselves.
Tatlı beyaz kızların kendilerini kanıtlamak için birazcık ileri gitmeleri gerekiyor.
A little dilettante, little rich white girl looking to get kicks.
Hevesli... küçük zengin beyaz kız, belasını arıyor.
- We're tracking reports. A taxi picked up a guy matching White Hat's description from Watertown to South Station.
Guney istasyonunda görülen, birinin peşındeyiz, ihbarları takip ediyoruz.
Sir, we just got a hit on White Hat's phone. - Whereabouts? - U Mass Dartmouth.
Beyaz şapkanın telefonunu bulduk Cep telefonu mu?
We had a big console black and white.
Büyük siyah beyaz televizyonumuz vardı.
It's kind of like, how many nights in a row can you have white rice and steamed vegetables? Ugh!
Kaç gece üst üste pilav ve haşlanmış sebze yiyebilirsin ki ama?
Lady White if you have guts have a good fight with me
beyaz leydi eğer yüreğin varsa, benimle dövüş.
Yes, but since the FBI reports to the White House,
Evet, ama FBI, Beyaz Saray'a rapor vereceği için,
John, did the White House have a piece of this strategy?
John, Beyaz Saray'ın bu strateji de payı var mı?
Hey, if your ass didn't still owe me money, I might've used a real gat on you, white boy.
Eğer götünün bana hala borcu olmasaydı senin üstünde gerçek tabanca kullanabilirdim, beyaz çocuk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]