English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / All along

All along translate Turkish

5,495 parallel translation
It's been waiting all along.
Çok uzun zamandır bekliyordu.
And it is what blinds us to what's right in front of us all along.
Önümüzdekini göremememizi sağlayan da işte bu.
It's been waiting all along.
Bunca zamandır burada bekliyordu.
Do you mean to say you've known about this all along?
Başından beri bundan haberin olduğunu mu kastediyorsun?
This was their plan all along.
Başından beri bunu planlıyorlardı.
This was Yurchenko's choice, Art. It could've been a dangle all along.
En başından bir sarkma olabilirdi.
But if Kieran taught Sean this... My brother was meant to be brought into it all along.
Ama Kieran Sean'a bunu öğrettiyse kardeşimin bütün bunlarla zaten bir ilgisi vardı.
This has been your plan all along.
En başından beri planın buydu.
Yeah, cronenberg Rick, but, you know, I'm gonna miss cronenberg world, because everyone was cronenberged all along like us from the beginning, you know?
Evet, Cronenberg Rick ama Cronenberg dünyasını özleyeceğim gene de çünkü herkes en başından beri bizim gibi Cronenberg'di.
I needed you all along. I don't even...
En başından beri size ihtiyacım vardı.
JESS : Nick, this was the plan all along?
Nick, başından beri plan bu muydu?
Maybe this was Mom's plan all along.
Belki de annemin planı başından beri buydu.
I should have done that all along.
Bunu en başında yapmalıydım.
He must have been talking to the Russians all along.
Başından beri Ruslarla konuşuyor olmalı.
You knew all along.
Başından beri biliyordun.
For all you know, that was part of the plan all along.
Bil diye söylüyorum bunlar başından beri planın bir parçasıydı.
If... if we could do this all along, why the hell did we do what he said?
Bütün bu her şeyi yapabiliyorsak adamın istediğini ne demeye yaptık?
I'd had a teacher all along, my dad.
Ta başından beri öğretmenim varmış. Babam.
Except for the fact that you planned to eliminate me all along.
En başından beri beni saf dışı bırakmaya çalışman dışında.
Well, you thought all along this was about Moriarty escaping.
Başından beri tüm bunun Moriarty'nin kaçışıyla ilgili olduğunu söyledin.
You knew this all along.
Sen. Tüm bunları biliyordun.
Your instincts were right all along.
İçgüdülerin başından beri doğruydu.
Was that your plan all along?
Planın bu muydu?
You know, my wife- - I always thought she was this royal bitch, but yeah, what if it's me all along?
Her zaman onun burnu havada olduğunu düşünmüştüm ama ya başından beri benim yüzümdense?
But if I find out it was anibal all along, I promise you, I'll cut his throat myself.
Ama Anibal'ın bu işin içinde olduğunu bulursam sana söz veriyorum onun boğazını bizzat kendim keseceğim.
The others are taking casualties all along the canal.
Diğerleri kanal boyunca zayiat veriyor.
She's been using you all along, mate.
Başından beri seni kullanıyormuş dostum.
Lincoln was right all along.
Lincoln başından beri haklıydı.
I scrubbed toilets to feed myself, and all along, you were living like a king.
Karnımı doyurabilmek için geldiğimden beri tuvalet fırçaladım, sen burada krallar gibi yaşarken.
All along, you knew you'd died.
Başından beri öldüğünü biliyordun.
Where I should have been all along.
Başından beri olmam gereken yere.
All right, so the transport vehicle will be traveling along Spring Street.
Nakliye aracı Spring Caddesi üzerinde yol alacak.
If we can't all learn to get along, if our families can't create some sort of community, then what's the point?
Eğer birbirimizle iyi geçinemiyorsak ailelerimiz sağlıklı bir toplum oluşturamıyorsa o hâlde amaç nedir?
All I ask is that you return to Florence when your quest is completed, along with whatever wisdom your book promises.
Tek istediğim vazifeni tamamladığında kitabının vaat ettiği bilgelikle Floransa'ya geri dönmen.
According to the spell, if you move at all you'll be burned, but if you stay completely still, the fire will consume the oil and disappear along with your
Büyüye göre, kıpırdarsan yanarsın, ama tamamen hareketsiz durursan ateş, yağı tüketecek ve onunla olan bağlantını...
That's why I got along so well with your brother. Freddie... Well, he's the sickest one out of all of us.
Freddie içimizdeki en iğrenç olandı.
You will hand it over to me, along with Dr. Rachel Scott and all of her research.
Onu ve Rachel Scott'u tüm araştırmaları ile birlikte bana vereceksiniz.
Your mind is spinning along with that uniquely American moral compass you're all so proud of.
Zihnin, hepinizin o çok gurur duyduğu Amerikan değerleri etrafında dönüyor.
Only you that makes all of us suffer along with you.
Bir tek sen hepimizin seninle birlikte acı çekmesini istiyorsun.
All right, let's just move this along, shall we, boys?
Tamam çocuklar hadi biraz ilerleme kaydedelim.
Okay, so, if your answer key is right, then all Moriarty tried to pass along in these sketches is a bunch of numbers.
Tamam, eğer teorin doğruysa,... Moriarty'nin tüm bu resimlerle anlatmak istediği... bir dizi numaraydı.
Along with food and our medicines, I can offer 500 brides, all of childbearing age, in exchange for the technology to build our own reactor.
Yemek ve ilaçlarımızın yanı sıra 500 tane evlilik çağına gelmiş kızı teklif ediyorum.
Anything short of her delivery, along with all relevant samples and work, will result in the death of your captain and his companion.
Kendisinin ve numuneler ile birlikte tüm çalışmalarının teslimi dışındaki her şey Komutanınız ve arkadaşının ölümü ile sonuçlanacak.
I'm gonna need the names of all of your members along with records of site traffic over the past five years.
Son 5 yıldaki sitenle ilgili tüm ziyaret kayıtlarını ve üye isimlerini istiyorum.
All right, then, run along now.
Hadi bakalım, marş marş.
I also knew that along the way someone else was keeping track of all the headlines for me.
Ayrıca tüm bu zaman boyunca başka birisinin benim için çıkan tüm manşetleri takip ettiğini biliyordum.
Sir, all units fully engaged along the canal, Sir.
Efendim tüm birimler kanal boyunca mevzilendi.
If it's all the same to you, I'd like to tag along.
Sana fark etmiyorsa, ben de gelmek isterim.
Now, I mapped out where all the killings happened along the border.
Sınır boyunca işlenen cinayetleri haritada işaretledim.
What you are about to embark on is a proud tradition that occurs each year for all new cadets called "Slaphappy Sing-Along Day."
Biraz sonra katılacağınız tören her yıl bütün yeni öğrencilere uygulanan onurlu bir törendir. "Şarkıyla Şaklat Günü."
Now, why don't we all play truth or dare and move this thing along.
Tamam, şimdi bu işi yürütmek için... -... Gerçek ve Cesaret oynayalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]