English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Allowance

Allowance translate Turkish

1,036 parallel translation
2 ) He's borrowed against next month's allowance.
2 ) Önümüzdeki ayın ödeneklerine karşı ödünç aldı.
Father will try to cut off my allowance and send me to Larrabee Copper in Butte, Montana.
Babam paramı kesip beni Montana'da..... Larrabee Bakır madenine yollamaya çalışacak.
I'll be flashing my family allowance if I'm not careful.
Kuralları ben koymadım.
There's this month's allowance.
Bu ayki harçlığın orada.
I saved it from my allowance.
Harçlığımdan ayırıyordum.
- You have your allowance.
- Harçlığını daha yeni almıştın.
- How will I get my allowance?
- Harçlığımı nasıl alacağım?
You're given an expense allowance to pay for all the meals... you eat on the job, right?
Yemekleriniz için bir harcama bütçeniz var, değil mi?
No. Our Prince Paul lives on the old lady's allowance.
Prensimiz Paul, yaşlı kadından aldığı harçlıklarla geçiniyor.
- You receive an allowance.
- Sana maaş veriliyor.
After that, everything Theo sends us, your allowance... his advance on my paintings, goes into this box.
Ondan sonra Theo'nun bize yolladığı her şey, senin aylığın benim tablolarıma verdiği avans, bu kutuya girecek.
But the retirement allowance won't be enough.
Fakat emekli ikramiyem buna yeterli olmayacak.
L... Was it about the allowance my mother made you?
Validemin yolladığı parayla mı ilgili?
Say, five percent killed by our own barrage. That's a generous allowance.
Kendi baraj ateşimizle yüzde beş adamımızın öleceğini bekleyebiliriz.
But I've always given her a fairly large allowance.
Fakat ben ona oldukça yüklü bir gelir sağlıyordum.
But even the allowance didn't satisfy him.
Fakat sağladığım gelir kocasını tatmin etmedi.
There's maternity allowance and child benefit, there's free maternity care and social security.
Annelik ödeneği ve çocuk yardımı ücretsiz lohusa bakımı ve sosyal güvenlik vardır.
I'll give her a monthly allowance of 25,000 lira, perhaps 30.
Ona her ay 25 bin ya da 30 bin lira para vericem..
And $ 10 for your allowance. Ten?
Ve senin maaşın için 10 dolar.
Hermie, you went out and bought him with your own allowance.
Hermie, gidip maaşınla onu satın almışsın.
Might even raise your allowance.
Senin maaşını bile arttırabilir.
Now bearing in mind the substantial wealth of the successful duelist, I have already decided to award the son an aggregate compensation in the amount of $ 100,000, plus a monthly allowance of $ 1,000 per month for life.
Şimdi başarılı düellocunun elle tutulur zenginliğini akılda tutarak geride kalan oğula 100,000 dolar miktarında toplu bir tazminat ödenmesine, buna ek olarak yaşam boyu 1,000 dolar aylık ödenmesine karar verdim.
And I spent my week's allowance buying the glass cutter.
Haftalarca biriktirdiğim harçlığımı cam kesici almak için harcadım.
But your retirement allowance...
Ama senin emeklilik tazminatın...
I'll deduct 3 cigars from your allowance
Tamam, cep harçlığından 3 puro parası düşeceğim.
I got my allowance back.
İznimi geri aldım.
I'll send it with your monthly allowance.
Bu ayki harçlığınla birlikte yollarım.
But on our allowance, we can't save enough money.
Ama harçlığımızla yeterli para biriktiremiyoruz.
They won't have foreigners, "Own gaming allowance,"
Yabancı istemiyorlar. "Özel kumar harcırahı."
Fringe benefits include extensive travel, wardrobe allowance, retirement plan...
Özel imkânlar arasında uzun yolculuklar,.. ... geniş gardrop izni, liberal bir emeklilik planı var. "
"You will notice I have increased your allowance this year."
Fark edeceğin gibi, bu yıl harçlığını arttırdım.
When I made it clear to "Mr. Cake-Eater" that I'd cut off her allowance he backed out in a hurry.
Bay Kek Yiyiciyi fark edip, kızın harçlığını kesince, adam kaçtı.
Afraid this useless ninny won't make it one day without his allowance?
Onun izni olmadan bu yaramaz ahmağın bir gün yapamayacağından mı korkuyorsun?
I later learned that Toby Kwimper served in the Army where he tricked the doctors into awarding him a total disability allowance. I use the word "tricked" advisedly. I can prove that he suffers from no physical disqualifications at all.
Kwimperları antisosyal bakış açılarından vazgeçirmeye çalıştığım zaman bana kötü davrandılar daha sonra da, yaşlı olan Kwimper bakıma muhtaç çocuklar için aldığı yardımlarla övündü.
I'm asking because I received my family allowance.
Sordum, çünkü çocuk yardımımı aldım.
Isn't it a crime to have a kid when you can't afford her allowance?
Masraflarını karşılayamadığın halde çocuk sahibi olmak bir suç değil mi?
Which means there will be no allowance this week.
Bu da, bu hafta sana harçlık yok demek.
Careful, Junior, or I'll stop your allowance :
Dikkat et, Junior, yoksa harçlığını k eserim.
I have $ 4 saved from my allowance.
Harçlıklarımdan 4 dolar artırdım.
He doesn't even get an allowance.
Harçlık bile vermiyor.
And I consider £ 20 a week to be quite adequate for the family wine allowance.
Ailenin şarap istihkakı için haftalık 20 pauntun gayet yeterli olacağını düşünüyorum.
You've overspent your allowance and run up debts you had no hope of meeting, whereas your sister Eleanor has...
İstihkakını ziyadesiyle aştın ve altından kalkamayacağın borçların altına girdin. Buna karşın kız kardeşin Eleanor...
What sort of an allowance are you going to make me?
Bana ne kadar harçlık bağlayacaksın?
You'll get an allowance and if things go well, you'll get the car as a bonus.
Her şey yolunda giderse, prim olarak da arabayı vereceğim.
"Fifty men excelling in martial arts will be hired... "... with an allowance of fifty gold ryo for each man "
"Dövüş sanatlarında usta 50 adam işe alınacak ve her birine 50 altın ryo maaş ödenecektir."
They only take them out to accept an allowance.
İşi yetiştirmek için hızlı çalışmamız gerek.
She has to get her monthly allowance.
Aylığını alması gerekiyor.
You will have an office, where you will be given a pen and an allowance for your benefaction.
Bir ofisin ve kendi hayır işlerinde kullanman için bir ödeneğin ve çek defterin olacak.
Combined clearing house reports, your equipment requisitions, expense allowance indent, motor pool chit - yours is a blue Zodiac.
Merkezi istihbarat bürosu raporları, ekipman talep formu, harcama izin formu, araba evrakları - seninki mavi zodyak.
What kind of stone-hearted rule makes no allowance for the physically impaired?
Ne kadar taş kalpli bir uygulama..... fiziksel engellilere hiçbir tolerans göstemiyorlar.
Oh, I get my allowance once a week.
Haftada bir harçlığımı alırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]