English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Always is

Always is translate Turkish

15,299 parallel translation
There is always more.
Her zaman dahası vardır.
Is he drunk? They always are.
- Hep sarhoşturlar.
The park is always open, and the squirrel Is there with rabbit, And squirrel and rabbit are there all the time.
Park her zaman açık ve sincap da tavşanla beraber her zaman o parkta.
After so much evil is done you can't just always pass the buck to me
o kadar kötülük yapıldıktan sonra sorumluluğu hep bana atamazsın
You have always been judging others with your own standard of right or wrong What your Fiery Eyes see is truth but what your master sees is heart
diğerlerini hep kendine doğru veya yanlış standartlarınla yargıladın doğruları senin kızgın gözlerin görüyor ama efendinin de kalbi görüyor
This is good. These girls always think it'll help to talk to the press, and every time they come off looking cheap.
Bu iyi, Bu kızlar basına bu tarz açıklama yapmanın bi işe yarayacağını düşünürler ve sonunda bir işe yaramaz, ucuz oldukları ortaya çıkar.
Oh, are we teaching them that Daddy's job is always more important that Mommy's?
Onlara babalarının işinin annelerininkinden daha önemli olduğunu mu öğretiyoruz?
It's always been business.
Her zaman iş oldu.
My wife, as always, is correct.
Eşim her zamanki gibi haklı.
I went to a job interview and it sucked, as always.
İş görüşmesine gittim ve her zamanki gibi berbat geçti.
Spontaneousness is always imprisoned by regulations.
Doğallık her zaman mevzuat tarafından engellenir.
And good luck to you, Rob. Just know that Empirical's door is always open.
Empirical'ın kapılarının sana daima açık olduğunu bil.
Chevre is always nice.
Chevre her zaman güzeldir.
How is it the lunatics always find their way to me?
Çılgınlar nasıl oluyor da hep beni buluyor?
You could always do something else.
Her zaman başka bir iş yapabilirsin.
Theresa, you've always been good at your job and the board has been impressed with your performance so far, which is why we were so surprised by this woodcutter mess.
Theresa her zaman işinde iyiydin ve yönetim kurulu şu ana kadar gösterdiğin performanstan etkilendi. İşte bu yüzden şu oduncu karışıklığa meselesine şaşırdık ya.
Always doing things for other people, aren't you?
Her zaman başkaları için iş yaparsınız değil mi?
You always say your mom is going get her driver's license, - but can't your dad come get you?
Hep annenin ehliyetini alacağını söylüyorsun Ama baban gelip seni alamıyor mu?
The world is full of cowards and I've always had this nervous feeling that...
Dünya korkaklarla dolu... her zaman endişe duyduğum...
He is, to use an analogy, like the waiter who always gives the wrong change.
Kendisi, bir benzetme yapmam gerekirse garson gibi,... her zaman yanlış hesap getiriyor.
People always say, "What was your best moment, then?" That is my best moment.
İnsanlar hep "En iyi anın ne?" diye soruyorlar. Hayatımın en iyi anıydı.
People, we are showing the world a secret as to why Usain is so cutting edge, always ahead of the pack.
Dünyaya Usain Bolt'un neden bu kadar çağdaş, herkesin önünde olduğu sırrını veriyoruz.
I think it was just my moment and I was always gonna do great.
Bu benim zamanımdı ve harika iş çıkaracaktım.
It's always personal.
Bu iş her zaman kişiseldir.
Desperation is always lucrative.
Çaresizlik daima kazançlıdır.
My dear fellow, I have always admired your practical nature, but you must remember His Lordship is a favourite of the king's.
Pratik oluşuna daima hayran olmuşumdur sevgili dostum ancak unutmamalısın ki, lordluğu kralın çok hoşuna gidiyor.
It always comes back to that.
İş her defasında buna dönüyor.
One thing that I've learned from all this is that people are not always the things that they do.
Bunlardan çıkardığım bir şey de insanlar her zaman eylemleriyle tanımlanamaz.
Hey, if this fence is always electric what are the motion sensors for?
Hey, eğer bütün çitlerde elektrik varsa, hareket sensörleri ne için?
You're always cooped up at home or at work.
İş ve ev arasında tıkılıp kaldın.
You know your papa is always on the road, so you're stuck with your mama.
Baban hep yollardadır biliyorsun, yani annenle sıkışıp kaldın.
Why is your mom always so suspicious?
Annen neden hep bu kadar şüpheci?
In the end, what really matters is that the three of us are never going to feel lonely or unloved because we've always got each other.
Sonuçta tek önemli olan üçümüz asla yalnızlık, sevgisizlik yaşamayacağız. Çünkü her zaman birbirimizin yanındayız.
Our family has a farm so dinner is always delicious.
Ailemizin bir çiftliği var o yüzden Yemekler hep şahane.
It just feels so right and just... like this is where we always should have been.
Çok doğru hissettiriyor.. ... bu her daim olmamız gereken yer.
Coach Dan is always honest.
Koç Dan her zaman dürüsttür.
There is always another way.
Her zaman başka bir yolu vardır.
Is it always about dance with you?
Senin için her şey dans mı?
There always is.
Hep olur zaten.
How is it you're always so sure?
- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Damn thing is always glitching on me.
Lanet olası makine her seferinde bana böyle yapıyor.
Can this girl go back to being a normal human being, or is there always a part of your experiences...
Bu kız artık normal bir insan olarak yaşayabilir mi yoksa deneyimlerinize göre hiç...
is always hard on you.
Senin için hep zor.
I hope you know I've always thought of you, well, all of you as collaborators, but... you, most of all, I like to think of as a partner.
Sizleri, hepinizi, hep iş ortağım saydım ama en çok da seni ortağım gibi görüyorum.
It is always that sort of crowd.
Her zaman "o türden" bir kalabalıktır.
I always thought that's how it celebrates the Chilean left. When he is not Complaining about something.
Şili solunun, bir şeylerden şikayet etmedikleri zamanlar hep böyle kutlamalar yaptığını düşünmüşümdür.
The millionaire is always smarter than the laws.
Bir milyoner, her zaman yasalardan daha akıllıdır.
This is the shit you always talked about and I'm giving it to you...
Bu senin her zaman söyleyip durduğun şeyler. Ben de sana yetkiyi veriyorum işte.
Lots of decisions will always be made above our heads. That's just how it is.
Her zaman boyumuzdan büyük kararlar vereceğiz.
I practiced that all morning, which is why it will always be the yonk to me.
Buna tüm gün boyunca çalıştım. O yüzden benim için sürekli Yonk olarak kalacak.
Maybe it's because Mum was always easy on you or your face is so symmetrical, but it's left you soft.
Belki bunun sebebi annemin sana hep yumuşak davranması ya da yüzünün simetrik olmasıydı ama bu yüzden çok saf kaldın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]