English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / An

An translate Turkish

700,186 parallel translation
Just throw some blankets in an old cardboard box.
Eski bir karton kutuya birkaç battaniye atın olsun bitsin.
But the baby lives in such a small place right now.
Ama bebek şu an çok küçük bir yerde yaşıyor.
Sondra's gonna be here any minute.
Sondra her an gelebilir.
Anybody is gonna look good compared to me now.
Şu an bana nazaran kim olsa iyi gözükür.
I know she's chatty, and you're spineless, but good God, man, learn how to make an exit!
Onun geveze, senin de iradesiz olduğunu biliyorum ama bir zahmet çıkış yapmasını öğren!
Speaking of which, my angel is waiting for me upstairs.
Bu arada, meleğim yukarıda beni bekliyor şu an.
Aku's grasp chokes the past, present, and future.
Aku pençleriyle geçmişi boğazlıyor. Şu anı ve geleceği de.
They shot enchanted arrows that exploded and filled the dark sky with an infinity of stars.
Kara göğün içinde patlayıp içini sonsuz yıldızlarla dolduran oklar fırlatırlarmış.
I've lived this nightmare for what seems like an eternity.
Bu kabusu sanki hiç bitmeyecekmiş gibi yaşadım ben.
After everything, he still can't hurt an innocent.
O kadar şeyden sonra bile bir masuma zarar veremiyor.
Go in there and refuse to take no for an answer... like I do.
Oraya git ve hayır cevabını kabul etme... Benim yaptığım gibi.
Probably taking'home an award tomorrow night.
Yarın akşam eve bir ödül götürebilirim.
'Cause I want it to seem like an accident.
Kazayla oldu gibi görünmesini istiyorum.
So... you look like you have an expense account.
Masraf hesabı olan birine benziyorsun.
Dude, she's an attractive woman, but I d...
- Tamam, çekici bir kadın ama...
Ladies and gentlemen of the jury, before you sits not just an innocent man, but a man willfully and wrongly accused.
Değerli jüri üyeleri davalı sadece masum olmakla kalmayıp kasten ve yok yere suçlanan bir adamdır.
I don't care how deep you have to dig to find an ounce of unconditional love and support, but you better do it.
İçindeki koşulsuz sevgi ve destek kırıntısına ulaşmak için ne kadar uğraşman gerekir bilmem ama bunu yapsan iyi edersin.
But, for the record, you being pregnant was never an issue.
Bu arada hamile olman asla söz konusu olmadı.
Wow, to say this is a surprise is an under...
Bu sürpriz oldu desem az kalı...
- It's not a great moment.
- Harika bir an değil.
One of the boys got an A in his chemistry.
Çocuklardan biri kimyadan A aldı.
Because I'll tell you straight off, the school has an ethos.
okulun ahlak kuralları var.
Yeah, look, James, I don't want to hurt your feelings, but this is a really, really bad time for me.
duygularını incitmek istemem ama şu an gerçekten kötü bir zaman.
I drove home on the 10 30 miles an hour.
Otoyolda 50 kilometre hızla eve gittim.
Doesn't it bring back good memories?
Güzel anıları anımsatmıyor mu insana?
How the fuck are you gonna take the shoes off an Asian dude to appease a gay dude?
Bir geyin gönlünü yapmak için Asyalının ayakkabısı alınır mı lan?
Look, you're an Asian dude...
Bak, sen Asyalısın...
Literally, if you look at history, recently, we have bombed the masculinity out of an entire continent.
Gerçekten, tarihe bakacak olursanız koca bir kıtanın erilliğini bombaladık.
Is this a time in American history where an American can make a decision for themselves, and even though other Americans don't understand it, they'll support it and let this person live a happy life?
Bu, Amerika tarihinde öyle bir zaman ki bir Amerikalı, kendisi hakkında bir karar alıyor ve diğer Amerikalılar bunu anlamasalar da destekleyip mutlu olmasına izin mi veriyorlar?
Immediately presumed dead.
Anında öldükleri varsayıldı.
Instantly, I felt bad.
Anında kendimi kötü hissettim.
And then everyone starts walking to his door, and the lights come on, and then my son is just standing there, looking at an empty stage.
Sonra herkes kapıya doğru giderken ışıklar açıldı ve oğlum öylece duruyordu, boş sahneye bakıyordu.
I remember that he's the first black man to ever win an Emmy in television.
Televizyon dalında Emmy kazanan ilk siyahi olduğunu hatırlıyorum.
I heard that when Martin Luther King stood on the steps of the Lincoln Memorial and said he had a dream, he was speaking into a PA system that Bill Cosby paid for.
Duydum ki Martin Luther King, Lincoln Anıtı'nın basamaklarında "Bir hayalim var," dediğinde konuştuğu mikrofon ve hoparlörlerin parasını Bill Cosby ödemiş.
Seeing me and Chris Tucker at that point would be like seeing Bigfoot riding a unicorn.
O an beni ve Chris Tucker'ı görmek Kocaayak'ı tek boynuzlu ata binerken görmek gibiydi.
Now, this is an old black trick.
Bu klasik bir siyahi numarasıdır.
I didn't notice it, but while I was yelling at him, a crowd of all-white people had formed,'cause it was an all-white town.
Fark etmemiştim ama ben elemana bağırırken çevrede beyaz bir kalabalık oluşmuş, kasabada herkes beyaz olduğu için.
And then an old white guy stepped out of the crowd and said,
Sonra ihtiyar bir beyaz gelip
An hour later, we were all sitting in the police station, and the police came in. They were like, " Well, Mr. Chappelle... sixteen identical police reports.
Bir saat sonra, hepimiz karakolda oturuyoruz, polis gelip dedi ki, " Bay Chappelle.
Why the fuck am I getting my kids vaccinated for an old-ass disease like measles?
Kızamık gibi antik bir hastalık için çocuklarımı ne diye aşılattırayım?
All because she called somebody an N-word 30 years before she had a show.
Sırf ilk şovundan 30 yıl önce birine "zenci" dedi diye.
I had to ask an older friend of mine, just to get some perspective, this older black dude.
Farklı bir görüş almak için eski bir dostuma sordum, daha yaşlı siyahi bir arkadaş.
And instantly, he was like, "David, that shit was disgusting."
Anında, "David, tiksinç bir şeydi," dedi.
I'm waiting on it any second.
Her an olabilir.
But it's definitely an acquired taste.
Ama kesinlikle zamanla alışılan bir tat.
Like, can a gynecologist lose their license... for smelling their fingers during an exam?
Mesela bir jinekolog, şey yapsa lisansını kaybeder mi... muayene sırasında parmağını koklasa?
"Dave Chappelle's jokes were an affront to the manhood of all gay men."
"Chappelle'in şakaları, tüm gey erkeklerin erkekliğine bir hakaret niteliğinde."
If I put on an argyle sweater, and I'm like, "Hey, everybody, I feel like a white guy in this sweater, and I want some goddamn respect and a bank loan,"
Baklava desenli süveter giyip "Merhaba, süveterimle kendimi beyaz gibi hissediyorum ve bana saygı duyup kredi vereceksiniz," desem işe yaramaz.
This was an emergency situation.
Acil bir durumdu.
You mind if I call an ambulance, champ?
Ambulans çağırıyorum.
Devoid of religious significance or the idea of love, marriage is nothing but an awful contract that you shouldn't sign.
Dinî önemini ve aşk kavramını saymazsak evlilik, imzalamamanız gereken rezalet bir sözleşmeden ibaret.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]