Aren't we translate Turkish
6,891 parallel translation
So, I've been thinking a lot about you and your interests and your hobbies, and it's weird we aren't closer, given how much we have in common.
Bende senin hakkında çok düşündüm, ilgi alanların ve hobilerin falan, ve bu kadar ortak özelliğimiz varken, samimi olmamamız çok garip.
We aren't near any airports or Highways.
Hiçbir havaalanı ya da otobanın yakınında değiliz.
Aren't we going?
Biz gitmiyor muyuz?
We're going to get really sugar high, aren't we?
Şeker sarhoşu olacağız. Haksız mıyım?
In our continuing effort to bring you up to the minute information, we at Z-TV have acquired a National Weather Service satellite that they aren't using anymore.
Son dakika bilgilerini sizlere ulaştırabilmek için ZTV olarak artık kullanılmayan bir ulusal hava uydusuna erişim sağladık.
We send our muffins overseas, and they come back as stale hamburger buns, but that doesn't mean we should love them any less, because in their own way, aren't stale hamburger buns just as good?
Muffinlerimizi deniz aşırı yerlere gönderdik ve bayatlamış hamburgerler olarak geri döndüler. Ama bu onları daha az sevmemiz anlamına gelmez çünkü kendi çaplarında bayat hamburgerler de iyi değil midir?
Hey, why aren't we moving?
- Neden durduk?
- Why aren't we moving?
- Neden durduk?
Me and Gary aren't exactly search and rescue, but we'll do our best.
Ben ve Gary tam bir arama kurtarma değil, elimizden geleni yapacağız.
We aren't killing anyone.
Biz kimseyi öldürmeyeceğiz.
Hmmm. Aren't we all.
Hepimiz öyle değil miyiz?
If we aren't dead...
Ölmediysek eğer...
Because if we aren't dead...
Çünkü, ölmediysek...
We aren't racehorses.
Yarış atı mıyız lan biz?
We aren't into that any more.
- Biz o topa girmiyoruz artık.
You aren't tired, nor am I We felt blue one night, we got drunk
Ne sen yorgun, ne de ben yorgun Kederli bir akşam içmişiz, sarhoşuz
Why the hell aren't we going forward?
Neden harekete geçmiyoruz?
You and I are fine, aren't we?
Biz iyiyiz, değil mi?
I mean, I think we're a little too old to be hiding behind ficus plants, aren't we?
Yani, sanırım ağaçların arkasına saklanmak için fazla yaşlıyız, değil mi?
We are doing the right thing, aren't we, Pushing on no matter what?
Ne olursa olsun devam ederek doğru olanı yapıyoruz değil mi?
What about some of the things we aren't doing?
Peki ya bir suredir yapmadigimiz seyler ne olacak?
Aren't we having fun?
Eğlenmiyor muyuz?
Aren't we supposed to be having fun?
Eğleniyor olmamız gerekmiyor muydu?
Aren't we eating together?
- Birlikte yemek yemeyecek miydik?
Because we aren't in a relationship.
Çünkü bizim bir ilişkimiz yok.
Aren't we all?
Hepimiz öyle yapmıyor muyuz?
Aren't we an attentive little hostess? But let's not monopolize him, okay?
Çok kibarsın canım ama onu tekelleştirme olur mu?
Um, aren't we giving him golf clubs?
Ona golf sopası vermeyecek miyiz?
Aren't we all working for S.H.I.E.L.D.?
Hepimiz S.H.I.E.L.D.'a çalışmıyor muyuz?
If grandpa's family was so rich, why aren't we rich?
Eğer büyükbabamın ailesi o kadar zenginse, biz neden zengin değiliz?
We're just peeling the onion all the way to the middle, aren't we?
Hepimiz soğanı ortasına doğru soyuyoruz, değil mi?
- Aren't we already in - -
- Zaten salonda değil miyiz?
Aren't we here for just one more day?
Burada bir günümüz kalmadı mı zaten?
It's bad enough when people who aren't enabled exploit us, but if we can't trust each other... there's no one left.
Yapamayacak insanların bizi çökermesi yeterince kötüyken bir de birbirimize güvenmezsek geriye kimse kalmıyor.
Aren't we supposed to be saving lives here?
- Hayat kurtarıyor olmamız gerekmiyor mu?
Uh, we've been talking it over, and we really aren't comfortable - with this freemium thing.
Bunu tekrar düşündük de bu kısmi ücretsiz oyun olayı yüzünden içimiz pek rahat etmiyor.
Three of us aren't making it out here, we already know that.
Üçümüz birden buradan çıkmayı başaramayız, bunu hepimiz biliyoruz.
We know you guys aren't perfect.
Size göre mükemmel değiliz.
These aren't the men we're looking for.
Onlar aradığımız adamlar değiller.
Well, we aren't, and that's why I couldn't make a living.
Hayır, yasak değil, bu sayede para kazanıyordum.
We're good together. Aren't we?
Tekrar beraberiz, değil mi?
"These aren't the droids we're looking for."
Aradığımız Droid'ler bunlar değil.
But the people of republic city Aren't losers, we're winners!
Fakat Cumhuriyet Şehri halkı mağlup değildir, bizler galipleriz.
Aren't we past the filing deadline?
Başvurma zamanı geçmedi mi?
But before we get started, I thought we could all take turns telling a long story about how things aren't the way they used to be.
- Ancak yemeğe başlamadan önce, eskiden bazı şeylerin nasıl olduğunu dinlememizin iyi olabileceğini düşündüm.
- Why aren't we at a hospital? - He could die.
- Niçin hastaneye gitmiyoruz, ölebilir!
We need to chip through the Semtex to see what's underneath make sure there aren't any redundant circuits.
Altında ne olduğunu görebilmek için semtex çipine ulaşıp, yedeklemeye bakmalıyız.
Perhaps there are some curses that we aren't meant to escape.
Belki de kaçmamıza mani olan ahlar almışızdır.
Vince is up in Bangor, pulling political strings to get Dr. Cross out of Haven, but we're going to beat him to it, aren't we?
Vince, Bangor'a Dr. Cross'u Haven'dan göndermek için politik bağlarını kullanmaya gitti. Ama biz bunu ondan önce halledeceğiz, değil mi?
Aren't we off to kill the person responsible for this "contagion" so we can send the CDC packing?
HKM'yi evine göndermek için bu salgından sorumlu olan kişiyi öldürmeyecek miyiz?
- We know who you aren't.
- Dediğin kişi olmadığını biliyoruz.
aren't we all 109
well 438053
welcome 4679
welcome to hell 49
we need you 478
we are going 52
week 129
weekly 26
west 535
wednesday 345
well 438053
welcome 4679
welcome to hell 49
we need you 478
we are going 52
week 129
weekly 26
west 535
wednesday 345