We need you translate Turkish
17,489 parallel translation
Hector, we need you.
Hector sana ihtiyacımız var.
We need you.
Sana ihtiyacımız var.
You know, we, um... we need you to try and hang in there just a little longer.
Biliyorsun biz... Biraz daha dayanman gerekiyor.
But we need you, Shaggy, baby.
Ama sana ihtiyacımız var Shaggy bebeğim.
Uh, that's why we need you, sir.
Size bu yüzden ihtiyacımız var, efendim.
Of course we need you.
Tabii ki sana ihtiyacımız var.
We need you back for the race.
Yarış için geri dönmen gerekiyor.
I'm not cutting you a check until Monday. We need you to expedite the liquor license.
İçki ruhsatı alımını hızlandırman gerek.
We need you to do something for us.
- Bizim için bir şey yapman gerek.
We need your help. I know you feel like I abandoned you, but, please, don't abandon me.
Sizi yüzüstü bıraktığımı düşündüğünü biliyorum ama lütfen sen beni yüzüstü bırakma.
Hey, guys, wherever you are right now, we need you.
Hey millet şuan neredeysenız size ihtiyacımız var.
Like,'cause we've had sex once, and you're talking about love and I just think we need to pop the brakes.
Yani sadece bir kere seks yaptık ve sen aşktan bahsediyorsun bence biraz frene basmalıyız.
We need to look out for him. You know, he's in a delicate place.
Biliyorsun çok hassas bir dönemden geçiyor.
We need to get you out of this Godforsaken country in one piece.
Seni bu lânet ülkeden tek parça hâlinde çıkarmalıyız.
We need to ask you a few questions.
Size birkaç soru sormamız gerekiyor.
Okay, we're gonna need you to leave the room, Jake.
Tamam, şimdi odadan çıkman gerekli Jake.
Oh, well, hey, élodie, if you're gonna be like that, maybe we need to look into your unpaid parking tickets, run them through the system...
Oh, şey, hey, Eplodie, Eğer böyle olacaksa, Belki senin ödenmemiş park cezalarına bakabiliriz, Sistemde taratırız...
If you're going to draw the American into a land war, we need to double... triple the number of our troops.
Amerikalıyı kara savaşına çekeceksen birliklerimizi ikilememiz hatta üçlememiz gerekir.
You just need to tell me If we're ready or not.
Hazır mıyız değil miyiz, onu söyleyin.
We call upon you in this moment of need. One has come before you. For many lifetimes as your servant, your vengeance... let her journey end.
Seni çağırıyoruz çünkü aramızda bulunan ve senin intikamını almak için verdiğin canlarını harcayan hizmetçinin sana ihiyacı var.
You're not. We will. You need to get to the spice shop
Baharat Dükkanına gidip Kara Pençe'nin bulmasını istemediğiniz şeyleri saklayın.
Aah! We need to get you out of here.
Seni buradan götürmeliyiz.
You both know who we might need to help deal with the Darkness.
İkimiz de Karanlık'a karşı yardım için kimin gerektiğini biliyoruz.
Okay, so, what, we'll need more group therapy between you and the archangels if we want to have a shot?
Tamam şimdi diğer baş melekler olaya dahil olur mu diye bir terapi konuşması daha mı yapacağız?
We need to cool you down.
Soğutmalıyız.
We need to assume they know you and I are friends.
Arkadaş olduğumuzu bildiklerini varsaymalıyız.
You need to get some new material, space man,'cause we don't have space for it, man.
Artık yeni malzemeler bulmalısın, uzay çocuğu çünkü bulunduğumuz uzayda böyle çocukluklara yer yok. Çaktım.
Unfortunately, we do need to get as much information from you right now as possible.
Ancak, şu an sizden alabildiğimiz kadar bilgiyi almalıyız.
You know, as two of the very few black women in our field, I think we need to be lifting each other up.
Evet ama alanımızdaki ender siyahi kadınlar olarak, birbirimizi yükseltmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Yeah, we're gonna need you to call a couple of your coworkers, catch them on the way home from work.
Evet, işten eve giderken kaçırmamız için iş arkadaşlarından bir kaçını, araman gerekiyor.
Well, we don't need all you got.
Hepsine ihtiyacımız yok.
I mean, do you honestly think two different police departments in two different states, including the one we work in, are just gonna sprinkle DNA around whenever they need to close a case?
Yani eyaletin iki farklı yakasındaki, biri bizim de çalıştığımız polis departmanı sırf davayı kapatmak için ortalığa DNA yayıyor mu diyorsun?
We might need you.
- Merhaba?
I assume it was your team? It was, and we can save you and your men if you trust us, but we need to get your trucks and a map of the CO2 line you built.
Evet, ve eğer bize güvenirsen seni ve adamlarını da kurtarabiliriz ama kamyonlarınızı ve inşa ettiğiniz CO2 hattının haritasını almamız gerek.
Look, you're GA, or, at least, you used to be, and we need some intel.
Bak, sen GY'densin ya da bir zamanlar öyleydin, ve istihbarata ihtiyacımız var.
Well, maybe we need to show them we're serious... willing to kill for our freedom... starting with you two.
Pekala, belki de onlara ciddi olduğumuzu göstermek için... siz ikinizden başlayarak... insanları öldürebileceğimizi göstermeliyiz.
Hey, do I need to remind you we have a job to do here?
Hey, sana burada iş yaptığımızı hatırlatmama gerek var mı?
You know what we need to do?
Bizim neye ihtiyacımız var, biliyor musun?
We need a perimeter set. Bring everyone you got.
Elinizdeki herkesi getirin.
You're gonna need to drop it like it's hot the second we get to the hospital.
Hastaneye vardığımız saniye çocuğu hemen pırtlanman gerekecek.
So now what we need to do is duplicate the conditions which caused you to, you know, steel on?
Bu yüzden yapmamız gereken çeliğe dönüşmeni sağlayan koşulları tekrarlamak.
You look like a star-spangled idiot. We need to find the Army.
- Yıldız-bezeli bir aptala benziyorsun.
You have something we need, and while my partners think I'm a fool for trying,
Sizde ihtiyacımız olan bir şey var. Ve ortaklarım bunu denediğim için beni aptal olarak görse de, sizinle bir anlaşma yapmak istiyorum.
Look, I know you've been through a lot, but we really need to talk about the aberration that you caused.
Başından çok şey geçtiğini biliyorum ama şu sebep olduğun aberasyonu konuşmalıyız.
Mm-hmm. Okay, um, this is gonna be hard for you, but I just, for a second, need you to imagine that we're actually friends.
Pekala, zor olacak ama kısa bir süreliğine dost olduğumuzu varsay.
And if you need help, we'll be there.
Yardıma ihtiyacın olursa da yanında olacağız.
As much as I'd like to gossip with you like a teenager right now, there's something else we need to talk about.
Her ne kadar seninle ergenler gibi dedikodu yapmak istesem de konuşmamız gereken başka bir konu var.
You're gonna get us what we need, you're gonna do that, go over to that stand over there.
Şuradaki stande git...
Because we need to test you more.
Çünkü seni daha fazla test etmeliyiz.
Before we start training, there's something you need to hear.
Eğitime başlamadan önce... duyman gereken bir şey var.
Except revenue is what you're gonna need to pull that off, and we don't have revenue to pull that off.
Başarmak için gelire ihtiyacın olması.. .. ve bizimde başarmak için gelirimizin olmaması dışında tabi.
we need your help 455
we need you here 46
we need you now 16
we need you to come with us 34
we need to talk 2172
we need to do something 65
we need to meet 31
we need to hurry 56
we need each other 57
we need 272
we need you here 46
we need you now 16
we need you to come with us 34
we need to talk 2172
we need to do something 65
we need to meet 31
we need to hurry 56
we need each other 57
we need 272
we need to talk about something 20
we need help 267
we need to talk to you 84
we need more time 63
we need backup 60
we need it 91
we need to go 287
we need to talk about this 63
we need to talk now 16
we need to ask you some questions 29
we need help 267
we need to talk to you 84
we need more time 63
we need backup 60
we need it 91
we need to go 287
we need to talk about this 63
we need to talk now 16
we need to ask you some questions 29