Baby cooing translate Turkish

Yeah. ( baby cooing ) - I want to go home.

Evet.

I don't have all day to chitchat with the rabble. ( baby cooing ) Sam Callahan, I want to have your baby.

Bütün gün sizinle sohbet edemem.

[Baby cooing ] ( Man's voice ) The cow says... [ Cow mooing]

İnekler "mö" der.

( BABY COOING ) Five bucks?

Beş dolar mı? Beş dolar. Sadece dokunma mı?

[Baby cooing] Okay, almost there.

Tamam, neredeyse geldik.

( baby cooing ) And it's okay to rub it in a little bit.

Bir parça yüzüne vurmaları sorun olmaz.

[Baby cooing] What was that?

Herkesle görüşüldü. Şey hariç...

[baby cooing] Let's name her Miwa.

Adı Miwa olsun.

[baby cooing] And you, my loyal friend?

Ya sen sadık arkadaşım?

- [baby cooing] - Peek-a-boo.

Cee.

[Baby cooing]

[Bebek ağlaması]

[Baby cooing]

[Bebek sesi]

( BABY COOING )

( BABY COOING )

( BABY COOING )

( BEBEK İYARİ )

[Baby Cooing]

İkisi de çok güzel görünür ;

[Cooing of baby]

Tutmak ister misin?

Not that they're going to kidnap it or anything, but I figured that the new mother brings the baby to work because she wants to listen to all the cooing.

Onu kaçıracaklarından filan söylemiyorum ama yeni anne, bebeğini iş yerine ancak bir şeyler dinlemek için getirir.

( baby cooing )

o yaratığın kendi DNA'sı olurdu.

( baby cooing ) What do you think?

- Ne dersin?

[Frost cooing] Look at the baby.

Yavruya bak.