Beautifully translate Turkish
1,350 parallel translation
- She made us sing beautifully.
Koroya yaptıklarına baksanıza.
A beautifully arced crescent moon!
Güzel bir şekilde kotarılmış kavisli bir yarımay!
You're performing beautifully.
Çok da iyi gidiyorsun.
You were playing so beautifully, I was a bit carried away.
öyleyse güzel oynarken, ben uzakta bir yapilan.
The air, it will be beautifully calm all of the day.
Hava, bütün gün harika olacakmış.
Goes beautifully with decongestants.
Dekonjestanlar ile güzel gider.
Her parents got along beautifully, but the house was in bad shape.
Ailesi gayet güzel geçiniyormuş ama evin durumu pek iyi değilmiş.
The setting shows the stone beautifully.
Yeni montürler böyle. Taşı güzel gösteriyor.
- It did go off beautifully, didn't it?
- Güzel oldu, değil mi? - Evet.
Brother Cho put it beautifully.
Kardeşim! Lafı iyi koydun!
And I'd think that they were very, very well composed and beautifully lit and very seductive.
ve gerçekten... inşa edilirken çok iyi hesaplanmış ve iyi aydınlatılmış, ve çok baştan çıkarıcı.
I hadn't counted on this but I must say, you worked out beautifully.
Bu konuda hiç ümidim yoktu, ama çok iyi iş çıkardığını söylemeliyim.
You explained it beautifully, Winnie.
Çok güzel anlattın, Winnie.
You're doing beautifully on your spelling.
İmla konusunda çok iyisin.
- You did it so beautifully, and, darling, you do it so well.
- Harika yapardın. Ve haIa çok iyisin.
Beautifully appointed country home.
Güzel bir taşra evi.
It's sort of beautifully drawn, except the wrinkle stuff really gets out of hand here.
Son derece güzel çizilmiş ama bu yeni teknik biraz kontrolden çıkmış.
The peach blossoms bloom beautifully every spring in my hometown. I want to see them once more before I go blind, but I'm almost penniless now.
Memleketimde yazları şeftali ağaçları öyle güzel çiçeklenir ki gözlerim körleşmeden bir kez daha görmek istiyorum oraları.
It can send me to Lai's home safely beautifully
Beni Lai'nin evine güvenli ve güzel bir şekilde yollayabilir
Mother has fallen in with everything beautifully, and the happy event is to take place tomorrow afternoon.
Annem tüm işlerle güzelce ilgilendi,... ve bu mutlu etkinlik yarın öğleden sonra gerçekleşecekti.
He sang beautifully played different instruments and loved poetry.
Çok güzel şarkı söyler bir sürü müzik aleti çalar ve şiiri severmiş.
- Oh, Dr Crane, you play beautifully.
İçeri gir. Galiba erken geldim. Daha saçını toplamamışsın.
I folded these things beautifully.
Her şeyi güzelce katlamıştım.
James, Kat is growing up beautifully because of you.
James, Kat senin sayende çok güzel bir şekilde büyüyor.
how to dress, how to speak beautifully.
Nasıl giyileceğini, nasıl güzel konuşulacağını.
Everything's going beautifully with Annie.
Onun doğumu iyi gidiyor.
It's beautifully written.
Mükemmelce yazılmış.
I think Paulie behaved, performed, beautifully.
Bence Paulie çok iyiydi, mükemmel davrandı.
The walls and pillars were richly ornamented with reliefs and figures so beautifully created that it was easy to see the artistic ability of the Maya people.
Duvarlar ve sütunlar rölyefler ve figürlerle zengince süslenmişti ve ustalarının, Mayaların artistik başarısını gözler önüne sergiliyorlardı.
Beautifully spoken, sir!
Çok güzel konuştunuz, efendim!
Your stables are handsome and beautifully kept. Stables?
Ahırlara çok iyi bakım yapılmış.
God... you can lie so beautifully.
Tanrım... öyle güzel yalan söylüyorsun ki.
You played that song so beautifully.
Çok iyi çaldınız.
Not very beautifully, not faithfully at all.
O kadar da iyi değildi.
- Beautifully brushed hair.
- Çok güzel taranmış saç.
All right, you two sleep beautifully in your tent, and you stay there.
Tamam, siz ikiniz çadırınızda güzelce uyuyun ve sen orada kal.
And where will you two sleep beautifully?
Ve siz ikiniz nerede güzelce uyuyacaksınız?
Oh, you suffer beautifully.
Oh, ne güzel acı çekiyorsun.
- She does everything beautifully.
- Her şeyi güzel yapar, dört dörtlüktür.
Miss Osmond and I can live beautifully on that. Beautifully?
- Rahatça mı?
You've managed it beautifully.
Ve oldukça iyi başardın.
I just talk beautifully.
Ben sadece güzel konuşuyorum.
You play beautifully.
Cok güzel çalıyorsunuz.
I've never met anyone... who plays the piano as beautifully as you, David.
piyanoyu sizin kadar... güzel çalan birisi ile hiç görüşmedim, David.
Beautifully fucking illustrated.
Şahane şekilde de örnekledim.
It's a beautifully converted Victorian town house.
Merkezde, güzelce restore edilmiş Viktoryan tarzı bir ev.
Oh, beautifully done!
Oh harika başardı!
But it ends so beautifully ominous.
Ama ondan güzel olarak çok uğursuz biter.
Beautifully done.
İyi becerdin.
It's beautifully written and so honest. Mm-hmm.
Ve Frank...
She plays beautifully.
Çok güzel çalıyor.
beautiful 3039
beauty 248
beautiful boy 45
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful baby 17
beautiful mind 19
beautiful wife 24
beautiful house 19
beauty 248
beautiful boy 45
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful baby 17
beautiful mind 19
beautiful wife 24
beautiful house 19