English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Beautiful eyes

Beautiful eyes translate Turkish

807 parallel translation
- Ahh, but think of her beautiful eyes! - Oh!
Onun güzel gözlerini düşün.
Did anyone ever tell you you had beautiful eyes?
Size daha önce birisi, gözlerinizin güzel olduğunu söyle di mi? - Hayır!
I've never seen four more beautiful eyes in my life.
Ömrümde bunlardan daha güzel dört göz görmedim hiç.
Did he tell you that you have beautiful eyes?
Çok güzel gözleriniz olduğunu söyledi mi?
It's treason, and I must be careful in the future... but you must help me by not exciting me with your beautiful eyes.
Bu vatan hainliği ve gelecekte dikkatli olmalıyım ama o güzel gözlerinizle beni heyecanlandırmayıp yardımcı olmanız gerekiyor.
A brunette, broad forehead, heavy eyebrows... beautiful eyes, turned-up nose... an almost tragic face when she was serious... but childlike as soon as she smiled.
Esmer, geniş alınlı, kalın kaşlı güzel gözlü, kıvrık burunlu ciddileştiğinde trajik bir hal alan ama güler gülmez çocukça bir ifadeye bürünen suratı.
You've got beautiful eyes.
Çok güzel gözlerin var.
One morning you'll wake up and notice the conciergés daughter has beautiful eyes.
Bir sabah uyandığında, kapıcının kızının çok güzel gözleri olduğunu farkedeceksin. İyi olacaksın.
Lulubelle, you have beautiful eyes.
Lulubelle, gözlerin çok güzel.
"There is more danger in your beautiful eyes.." ".. than in the deadly arms of the Capulets. "
Senin gözlerin daha tehlikleli Capulet'lerin ölüm saçan kollarından.
Your eyes, your lips Your gown, your beautiful eyes
Gözlerin, dudakların Elbisen, güzel gözlerin
From an old gypsy fortuneteller with beautiful eyes.
Çok güzel gözleri olan bir çingene falcıdan.
You have beautiful eyes.
Çok güzel gözleriniz var.
It's because you have such beautiful eyes.
Bunun nedeni güzel gözlere sahip olmanız.
And she's got beautiful eyes.
Gözleri de güzel.
A small man, with such beautiful eyes, really handsome!
Çok güzel gözleri olan zayıf bir adam. Gerçekten çok yakışıklı!
You have beautiful eyes without those spectacles.
Gözlüğünü çıkardığın zaman güzel gözlerin ortaya çıkıyor.
There were twenty-four beautiful eyes looking at me
Yirmi dört güzel göz orada bana bakıyordu.
Has any girl told you you've got beautiful eyes?
Gözlerinin güzel olduğunu söyleyen bir kız oldu mu hiç?
You have a pretty mouth, beautiful eyes and a really dainty figure.
Çok hoş bir ağzınız, güzel gözleriniz ve çok zarif bir duruşunuz var.
They'll be dark like José, of course, but they'll have bright, green, beautiful eyes.
Elbette José gibi esmer olacaklar, ama hepsinin yemyeşil, çok güzel gözleri olacak.
You have beautiful eyes.
Çok güzel gözlerin var.
I whisper in her little ear : What beautiful eyes you have
Kulağına usulca fısıldadım,'Ne güzel gözlerin var'diye
With such beautiful eyes as yours... I'm surprised you don't recognize me
Senin gibi güzel gözlü birinin beni tanıyamaması ne garip!
Gorgeous hair and lovely eyes... beautiful teeth...
Güzel dişler, kırmızı dudaklar.
Yes, come in and look at my daughter's beautiful blue eyes.
Evet, gel de kızımın güzel mavi gözlerine bak.
I close my eyes, and I can see it now. I can see the beautiful twilight in the sky.
Gözlerimi kapıyorum ve şimdi orayı görebiliyorum.
She kissed me and I think I saw in her beautiful grey eyes a reproach and a heavy sadness
Beni öptü. Sanırım o güzel, yeşil gözlerinde serzeniş ve ağır bir hüzün vardı.
He just eats you up with his eyes, because you're so beautiful.
Güzelliğinden dolayı gözleriyle seni yiyip bitiriyor.
Well, I just want to look at those beautiful brown eyes again.
Sadece o güzel kahverengi gözlere tekrar bakmak istiyorum.
It does bring out the colour in your beautiful, big, brown eyes.
İri, güzel kahverengi gözlerinin rengini ortaya çıkarıyor.
And as the night breeze carries our little craft away... from these beautiful wooded shores... we slowly turn our eyes back to the charms of television advertising... and the lyrical chant of our sponsor's message... after which I'll float back.
Ve esen gece rüzgarı küçük gemimizi bu güzel kıyıdan alıp götürüyor. Gözlerimizi yavaşça televizyon reklamlarının çekiciliğine çeviriyoruz ve sponsorumuzun coşkulu namelerle verdiği mesajı dinliyoruz kısa bir aradan sonra görüşmek üzere.
But very few have eyes as beautiful as yours.
Evet. Ama çok azının gözü seninki kadar güzel.
Your eyes are sharp as they are beautiful.
Gözlerin hem keskin hem de güzel.
Such a beautiful baby, with such beautiful dark eyes.
Şirin bir bebek. Ne güzel kara gözleri var.
Why do you have to have big blue eyes... and a beautiful smile?
Neden büyük mavi gözlerin var? .. ve güzel bir gülümsemen?
You too, with the big, beautiful glassy eyes. - OK.
Sen de dinle kocaman donuk gözler.
Because your eyes are shining and you're more beautiful each time I see you.
Çünkü gözlerin parlıyor ve her gördüğümde daha güzel oluyorsun.
# Lovely is the blue of your eyes, beautiful
# Ne hoş, gözlerinin maviliği, güzelim #
Your beautiful, blue, frightened eyes.
Güzel, mavi, ürkek gözlerinize.
There's nothing more beautiful, you've got to see it with your own eyes.
Daha güzel bir şey yok, kendi gözlerinle görmen lazım.
Ukrainian eyes, beautiful.
Ukraynalı gözleri, çok güzel.
The Earth is a place to our eyes more beautiful than any other that we know.
Dünya, bizim için bildiğimiz diğer bütün gezegenlerden daha güzeldir.
Lord, I praise you to have given me hands to work, eyes to see the marvels of the world hearings to listen beautiful melodies and feet to go wherever wants.
Allah'ım, bana çalışabileceğim eller verdiğin için sana şükrediyorum. Dünyanın mucizelerini görebileceğim gözler verdiğin için sana şükrediyorum. Güzel melodileri dinleyebileceğim kulaklar verdiğin için sana şükrediyorum.
When I'm told the moon is beautiful, it floats inside my own eyes too.
Bana ayın güzel olduğu ne zaman söylense, gözlerimin içi de süzülür.
He has the same beautiful, beady eyes.
- Aynı boncuk gözler onda da var
That terrifying woman's eyes made her look so incredibly beautiful like something not of this world.
çook, çok güzel bakıyordu.
"This is the most beautiful land... ever seen by human eyes."
"Burası bir insan gözünün görebileceği en güzel yer..."
I would close my eyes and see balls! In beautiful colors!
Ben de çocukken, gözlerimi kapattığımda, ne toplar, görürdüm, renk renktiler...
After all, it ain't through the eyes that you feel beauty, it's how the heart hungers for something that makes it beautiful.
Ne de olsa güzellik fiziksel değildir, yüreğin istediği şey güzel olur.
Beautiful, beautiful green eyes.
Çok güzel, çok güzel yeşil gözler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]