English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bil

Bil translate Turkish

8,971 parallel translation
- And guess what.
- Ve bil bakalım.
Just know that I hate deserting you.
Sadece seni bırakmanın hiç hoşuma gitmediğini bil.
Well, guess what, there are people out there who think I'm beautiful.
Bil bakalım neler oluyor? Etrafta çok güzel olduğumu düşünen insanlar var.
Guess who just got married.
Bil bakalım kim evlendi?
Jake, you're fun, okay?
Jake, sen çok eğlenceli birisin, bunu bil.
Watch your tongue, granddaughter!
Lafını bil torunum!
But no, guess who she asks instead? Uh...
Benim yerime kime sormuş bil.
Just so you know, that exam was no picnic for me, either.
Bil diye söylüyorum, ben de o muayeneyi güle oynaya yapmadım.
Guess who leaked it.
Bil bakalım kim yollamış.
It's a small consolation, but the company is in good hands.
Küçük bir teselli ama şirketin iyi ellerde olduğunu bil.
Absolutely.
- Oldu bil.
Guess what Wabash's cause of death was.
Bil bakalım Wabash'ın ölüm neden ne.
But you have to know with the Mark comes a great burden.
Ama mührün büyük bir yük ile geldiğini bil. Bu da ne?
- Hey, guess what?
Bil bakalım ne yaptım?
Guess who hacked Spencer.
Bil bakalım spencer ı kim hekledi?
Just so you know, that's not gonna end well.
Bil diye söylüyorum : Bunun sonu iyi bitmeyecek.
Just so you know, this isn't going to end well.
Bil diye söylüyorum : Bunun sonu iyi olmayacak.
Captaincy 101 : know when you've been out-jurisdictioned.
Komiserlik 101 : yetkinin ne zaman sonlanacağını bil.
Okay, just for the record, I am not...
Tamam, bil diye söylüyorum, ben...
I want you to know...
Şunu iyi bil...
You got it.
Oldu bil.
And just so you know, I called the lawyer for Nudes Nudes Nudes, and I laid out your argument.
Ve bil diye söylüyorum Çıplaklar Çıplaklar Çıplaklar için mahkemeye çağrıldım ve senin savunmanı yaptım.
Well, then you should know that that's only half the story.
O halde bunun sadece hikâyenin yarısı olduğunu da bil.
Guess who's the queen of QVC.
Bil bakalım tele-market kraliçesi kim?
And why did I have to do that, Danny?
Niye yapmak zorunda kaldım, bil Danny?
Well, guess what, Mar.
Iyi, mar, bil bakalım ne oldu.
For the record, I knew Essen a hell of a lot longer than you.
Bil diye söylüyorum, Essen'i senden çok daha uzun zamandır tanıyorum.
Well, guess what?
Bil bakalım neler yapabilirim.
You need to know I understand.
Şunu bil ki, anlıyorum.
Consider her hot ass out the door.
Onun o tatlı kıçını kapının dışında bil.
Guess what I have for you in my purse.
Çantamda senin için ne var bil bakalım.
I brought you here to tell you what I did in case it ever came up.
Seni buraya eğer konusu geçerse bil diye ne yaptığımı söylemek için çağırdım.
If, um... if I don't see you again, um...
Eğer... Eğer seni yeniden göremezsem seni sevdiğimi bil istedim.
Her baby has a tumor... a large, dangerous tumor that's not just messing with the baby's system, it's messing with hers.
Bil bakalım ne bulduk? Bebekte tümör var. Büyük, tehlikeli bir tümör.
- Yes. And guess where they keep the last-minute wedding gifts in?
Bil bakalım son anda gelen düğün hediyelerini nereye koymuşlar?
And guess what?
Bil bakalım ne vardı?
You know, you say a lot of shit to me and I let you because you're pregnant, but just so you know, after you have that baby,
Biliyor musun beni tefe koymana izin verdim..... çünkü hamilesin. Ama şunu bil, çocuk doğduktan sonra sana karşı tam bir göt oğlanı olacağım.
Well, you just go enjoy your body and know that when you get back, there will be a kick-ass shower waiting for you.
Valla, sen gidip cesetle eğlenirken şunu bil ki geri döndüğünde seni fıstık gibi bir duş bekliyor olacak.
Well, guess what?
Bil bakalım ne oldu?
Because there is no way in hell I'm letting you behind the wheel of this car.
Çünkü şunu bil ki seni asla arabanın tekerlerinin arkasında bırakmam.
We played I Spy.
"Bil bakalım ne gördüm" oynuyorduk.
but know this if you aren't dumb.
Aptal değilsen şunu bil ki...
And I want you to know I'm, I'm here whenever you need me.
İhtiyacın olduğunda buradayım, bil istedim.
Just so you know, it's all right to cry.
Şunu bil ki, ağlayabilirsin.
Because seeking the services of a prostitute, that counts as cheating, you do know that.
Fahişe aramak da, aldatmak sayılır, bunu bil.
What are you doing here?
- Bil bakalım kim geldi? - Ne yapıyorsun burada?
Ah. I'm already Asian. So, done.
Ben zaten Asyalıyım olmuş bil.
Well, you know what, Little Miss Monroe? Guess who's not.
Ama bil bakalım kim zayıf değil Bayan Monroe!
Just so you know, I left my badge at home.
Bil diye söylüyorum, rozetimi evde bıraktım.
Get a life, dweeb.
Bi'de bir şeyi bil be ahmak adam.
Let's take it down a notch, sparky, okay?
Haddini bil tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]