Blind side translate Turkish
89 parallel translation
Don't ever come up on my blind side like that.
Sakın bir daha bu şekilde kör noktamdan yaklaşmayın.
'Going around to the blind side of the ship now.
Şimdi geminin diğer tarafına geçiyorum.
If he hits our blind side...
Eğer hata yapıyorsak, ve o ters taraftan saldırırsa...
Watch your blind side the next time, kiddo. [Smacks Lips]
Bir dahaki sefere kör noktana dikkat et, ufaklık.
You got a blind side, Doug.
Kör bir yanın var, Doug.
Remember that her blind side is on the right.
Kör tarafının sağda olduğunu hatırla.
I was on the blind side of a two-way mirror.
İki yönlü aynanın, dışarıyı görmeyen tarafındaydım. Benim bunu yapabilmem için sözlü bir ipucu kararlaştırdık. Rush, beni görebiliyordu.
Watch the blind side!
Diğer tarafına dikkat et!
And the left tackle's job is to protect the quarterback from what he can't see coming. To protect his blind side.
Sol iç oyuncusunun görevi de oyun kurucuyu göremeyeceği tehlikelerden korumak, kör noktasını kapatmaktır.
You protect his blind side.
Onun kör noktasını alacaksın.
That's where he's holding her. The team's going to enter on his blind side of the building.
Ekibim binanın bu kör noktasından giriş yapacak.
If I am going to play the game I need to work on my blind side.
- Bu oyunu oynayacaksam kör noktalar üzerinde çalışmam gerektiğini.
Now, we got lucky the first time we caught him On his blind side, and he still almost killed us.
İlk seferinde, onu beklemediği anda yakaladığımız için şanslıydık, o haliyle bile bizi öldürüyordu
Understand your blind side nobody can see?
Hiçkimsenin göremediği kör tarafınımı anladı?
When you're in the ring, he'll try to get on the ref's blind side and take advantage.
Maç sırasında hakemin kör noktasına geçip oradan atak yapıp avantajı alıyor.
It is forged by empowered women... like me and Norma Rae and the lady from The Blind Side.
Benim gibi azimli kadınların çaba göstermesi lazım. Norma Rae ve "The Blind Side" taki kadın gibi.
Blind Side's family had her back.
Blind Side, ailesinin desteğini görmüştü.
She's the quarterback of this family, and we need to protect her like Blind Side did.
Bu ailenin oyun kurucusu o. Biz de Blind Side gibi onu korumalıyız.
She just said the mom was Blind Side.
Annenin Blind Side olduğunu söyledi ama.
Blind Side was the black kid who played tight end.
Blind Side, çizgide oynayan zenci çocuktu.
I'm blindsiding you.
"Blind Side" lık yapıyorum sana.
Baby, you got Steven his bad side, when you need to be on his blind side.
Bebeğim, Steven'ın kızgın tarafına denk geldin, gözüne gözükmemen lazım.
That is the premise of "The blind side."
Bu "The Blind Side" filminin hikayesiydi.
♪ Family Guy 10x11 ♪ The Blind Side Original Air Date on January 15, 2012
Metin Dökmen
How could I have been so blind as not to know that stone was sent from the other side by the hand of Corbin, reaching out from beyond the grave?
Nasıl bunu anlamayacak kadar kör olabildim? O taş, mezarının ötesinden uzanarak Corbin'in eliyle öbür taraftan gönderildi.
But believe yous me, he shouldn't have taken that blind alley by the side of Parito's bakery. ¡ Oiga!
Ama inanın bana, Parito'nun fırınının oradaki o çıkmaz sokağa hiç girmeyecekti!
She's blind and can't move her left side very well.
Kör ve sol tarafı pek iyi tutmuyor.
She's got a blind side that's on her right.
Sağında kör bir tarafı var.
Also in tonight. A blind Vietnam veteran accompanied by his guide-dog went on a rampage today at a West Side Social Services office.
Yeni haberimiz... köpeğiyle birlikte gezen kör bir Vietnam gazisi... bugün Batı Yakasındaki Sosyal Hizmetler Bürosunu birbirine kattı.
Is some blind tiger jerking suds on the side?
Tehlikeli sularda dolaşan kör bir kaplandan mı?
I would go to the local school with other children... but now I have to go to the school for the blind... on the other side of the world.
Diğer çocuklar gibi köy okuluna giderdim... Ama ben dünyanın öbür tarafında... körler okuluna gitmek zorundayım.
A blind man could see that she has got her dark side.
Kör bir adam bile onun karanlık tarafının olduğunu görebilir.
She's half-blind on her starboard side.
Onun sancak tarafı yarım kördür
Pilot's blind on the hamman side, tier seven and eleven.
Pilot sancak tarafını, yedi ve on birinci katları göremiyor.
Will your chink highness fucking permit us to go inside And get robbed blind on a side of elk?
Çekik gözlü majesteleri içeri girmemize ve bir geyik budu için... soyulmamıza izin verirler mi?
So he won't blind-side us?
Yani bizim zayıf tarafımız olmayacak?
And my family was at his side, turning a blind eye... and cleaning up after him, when necessary.
Ve ailem buna izin verdi. Her şeyi çok güzel saklıyorlardı. Olmamış gibi davranılıyordu.
But not one as crazy and blind as the one you just side-stepped.
Ama hiç biri senin az önce kurtulduğun kadar manyak ve kör değildi.
Lily experienced a flood of endorphins from the scent of bottled sunshine as Napoleon Lenez experienced a flood of endorphins from his media blitz, which left the pie maker to carry out a blind-side blitz of his own.
Napoleon LeNez'in de medya baskınından dolayı bir endorfin seli yaşaması turtacıya görünmeden kendi baskınını gerçekleştirmesine olanak tanımıştı.
This sorcery is a touch on the illegal side, but turn a blind eye, okay?
Yasal olmayan bir büyü kullanmak zorundayım ama bunu görmezden gelirsiniz artık.
It must've been on your blind-side.
Görüş alanının dışında kalmış olmalı. Allah Allah!
We're almost blind on the north side.
Kuzey tarafının kontrolü tamamen bizde sayılır.
I didn't think I was. But I was driving, and I hit this stoplight and it made me think about when I was learning how to drive and my mom would always warn me about this blind turn on the left side and then I was thinking about my mom and...
En azından öyle sanıyordum araba sürerken birden dur levhasına çarptım ve birden annemin bana, araba kullanmayı öğretirkenki sola iyice bakmadan dönme lafı geldi sonra birden annem aklıma geldi ve...
What if s0me 0ther c0l0r blind guy c0mes fr0m the 0ther side?
Ya başka bi renk körü diğer taraftan gelirse?
Well, my knee's still killing me from that blind-side hit you put on me yesterday.
NEWPORT R.I. 1953 Dün gafil avlayarak vurduğun dizim hâlâ öldürüyor beni.
Two cameras cover the front and back, but they're blind to the side exits.
Ön ve arka tarafları izleyen iki kamera var fakat kamera açılarının kör noktaları mevcut.
They say that if a man goes through life with his battle visor down, he can often be blind to the enemies at his side.
Derler ki ; savaşa miğfersiz giren adam, yanındaki düşmanları bile göremeyecek kadar kördür.
Farewell. Ah. Don't ever blind-side me again.
Bana bir daha kör muamelesi yapma.
Listen, I understand that this night is important to you, and I ll happily stand by your side all night long in the nicest suit I own, but I will not, I repeat, will not put on a stupid costume just to be a part of your blind quest for power!
Dinle, bu gecenin senin için önemli olduğunu biliyorum en güzel takım elbisemle seve seve bütün gece yanında olurum ama daha fazla güç için yaptığın körleme maceran için o aptal kostümü giymeyeceğim.
The opposite side is its blind spot.
Ters tarafı onun zayıf noktası.
♪ Blind-side me ♪ maybe let's talk for a few minutes first.
Önce bir kaç dakika konuşsak iyi olabilir.
side 253
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
side up 19
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
side up 19
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
side by side 69
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
blind 258
blindspot 21
blind man 20
blindness 30
blind date 16
blindfolded 29
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
blind 258
blindspot 21
blind man 20
blindness 30
blind date 16
blindfolded 29