English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blow your nose

Blow your nose translate Turkish

122 parallel translation
He says if you want to go about 6,000, blow your nose once.
Ben şimdi Dawker'ı gördüm 6 binden yukarı çıkmak istersen burnunu bir kere hınkır diyor.
Blow your nose, jack.
Burnu nu hınkır Jack.
Blow your nose. You won't lose either of us.
Kimseyi kaybetmeyeceksin.
Now blow your nose like a good little girl.
Şimdi cici bir kız ol ve burnunu sil.
Blow your nose.
Burnunu sil.
Better blow your nose.
Burnunu silsen iyi olur.
Go and blow your nose.
-... gazete okuyamaz mı! - Git burnunu sümkür!
You blow your nose in nylon nowadays?
Bu günlerde burnunu naylon çoraba mı siliyorsun?
Blow your nose Watch...
Burnunu sümkür.
Blow your nose and sleep
Burnunu sümkür ve hemen uyu.
Come on, blow your nose!
Dur da burnunu sileyim.
Blow your nose, dry your ears Get up and salute when a senior appears
# Burnunu sil, kulaklarını kurula # Son sınıf öğrencisi gelince onu selamla
Blow your nose and dry your eyes.
Burnunu sil ve gözlerini kurula.
Go blow your nose!
Git sümüklerini sil!
Blow your nose.
Sil burnunu.
I'm just- - - blow your nose.
Burnunu sil.
You can't blow your nose on it up there, can you, mister?
Buna burnunuzu silemezsiniz değil mi bayım?
Here, blow your nose.
Haydi burnunu temizle.
During dessert, always blow your nose.
Tatlı sırasında daima burnunu sil.
Now blow your nose and wipe your face.
Şimdi, elini yüzünü sil.
At first, when he'd sniffle, I wanted to say, "Blow your nose!"
Başta, burnunu çektiğinde "Burnunu silsene!" demek geçerdi içimden.
Now stop crying, and blow your nose.
Şimdi ağlamayı kes de burnunu sil.
Besides, it only took me one night to realize... if brains were dynamite, you couldn't blow your nose.
Üstelik, boyunun ölçüsünü almak için bir gece yetti... beyin dinamit olsa, sen kibrit bile çakamazsın.
Here, where when you blow your nose you get... a crystal chandelier, and when you shit... you get icicIes.
Burda burnundaki sümük donar.
Blow your nose in it as well.
- Sümkürmek istiyorsan, bana aldırma. Ne var?
If brains were gun powder, you wouldn't have enough to blow your nose.
Beyinler barut olsa burnunu sümkürecek kadar bile olmazdı sende.
Here, blow your nose, all right?
Burnunu temizle, tamam.
Blow your nose, Alexander.
Burnunu sil, Alexander.
Button your pants and blow your nose.
Pantolonunu düğmele ve burnunu sil.
Sometimes when you blow your nose into a tissue and put it in your purse.
Bazen burnunu mendile siler ve mendili çantana koyarsın.
Guess you can't blow your nose on these babies, huh?
Bunlara burnumuzu silmek pek hoş olmaz herhalde?
Blow your nose.
Aferin.
AII you got to do is blow your nose and it's fixed, isn't it?
Burnunu sümkür, hemen tamir olsun, değil mi?
And when you blow your nose, use a handkerchief.
Burnun akarsa mendil kullan.
Blow your nose properly, Pelle.
Burnunu doğru dürüst sil Pelle.
Just blow your nose on your shirt.
Kiraz tadında mı? Mentollü mü?
Blow your nose on that!
Burnunu sil.
Blow your nose, look no more.
Burnunu sil.
You blow your nose in it, put it back in your pocket. Then you see someone in distress and give them this gift from your pocket?
İçine sümkürürsün, sonra cebine yerleştirirsin ve birini ağlarken görünce de mendili güzelce çıkarıp ona verirsin, ha?
- Blow your nose.
- Burnunu sil.
You will not eat, sleep, drink, blow your nose or even dig in your butts without my say-so!
Ben söylemeden yemek, içmek, uyumak, nefes almak, hatta kıçınızı kaşımak bile yok!
I'll blow your nose off.
Burnunu dağıtacağım.
That paper ain't worth nothing except to blow your nose on.
O kağıt burunu silmekten başka bir işe yaramaz. Şahidin yok.
Boo-hoo, you blow your nose, you move on.
Zırlarsın, burnunu silip hayatına devam edersin.
Calm down ; blow your nose
Sakinleş ve burnunu sümkür.
Now, blow your breath three or four times in each side of his nose.
Şimdi, her iki burun deliğine üç veya dört kez nefesini üfle.
You're about to blow this whole picture out of your nose, John.
Bu filmi tamamen elinden kaçırmak üzeresin, John.
You ever been talking to someone and you laugh through your nose and blow a snot on your shirt.
Hiç biriyle konuşurken burnunuzla güldüğünüz ve tişörtünüze sümük fırlattığınız oldu mu?
You usually hide in a hole and cause things to blow up... but now you'll move like a thief... keep your nose down... then come out of nowhere and blow your enemy to pieces.
Normalde bir deliğe başını sokar, bir şeyleri havaya uçurursun... Ama şimdi bir hırsız gibi davranmalısın... burnunu aşağıda tut.. sonra da bir yerden çıkıp düşmanını paramparça et
No, no, no... it's better to blow them out your nose.
- Hayır, hayır sümkürmek daha iyi.
Yes, but you'll blow up your nose, then your head, then the whole hospital.
Evet ama, önce burnunu havaya uçuracaksın, sonra kafanı, sonra da bütün hastaneyi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]