English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blu

Blu translate Turkish

305 parallel translation
"Nel blu dipinto di blu."
"Nel blu dipinto di blu."
Nel blu dipinto di blu
Nel blu dipinto di blu
Nel blu, dipinto di blu
Nel blu, dipinto di blu
- Blub-blub.
- Blu-Blu.
The final season and complete Collection available on blueray And DVD on August 24th.
24 Ağustos'ta final sezonu ve tüm seri DVD ve blu-ray olarak piyasada.
This is his latest innovation.
Bu onun son icadı. Buna BLU-250 deniyor.
It's called the BLU 250. Commissioned by a Swiss corporation to blow out mountains for high-speed trains.
Hızlı trenleri üretmek için dağları havayı uçurmakta kullanılan, İsviçre'lilerin yaptığı bir şey.
( * "Miracles Can Happen" by Jonny Blu )
( * "Miracles Can Happen" by Jonny Blu )
Jonny Blu.
Jonny Blu.
If I turn this dial, the resulting blast would destroy the entire tri-city area, including that guy who sells those Blu-Blocker sunglasses people sometimes wear.
Bu kadranı çevirdiğim anda ortaya çıkacak patlama bütün şehri yok eder ve şu insanların bazen taktığı BluBlocker güneş gözlüğü satan adam bile paçayı kurtaramaz.
Raising Blu-Nitro to maximum.
Blu-nitro değerini azamiye çıkarıyorum.
Blu mondae.
Blu Mondae.
Saison 4 Episode 2 Blu Mondae
Sezon 4 Bölüm 2 Blu Mondae
I just put Blu Mondae in her slot.
Sadece onun boşluğuna Blu Mondae'yi koydum.
No "e" at the end of blu but one at the end of Mondae instead of a "y."
Blu nun sonunda "e" yok Mondae'nin sonunda "y" yerine bir tane var.
It's obvious that Blu Mondae needs to lighten her load.
Açıkça görülüyor ki Blu Mondae nin yükünün hafifletilmesi gerekiyor.
About Blu and me, and he freaked.
Blu ve beni de, ve delirdi.
I mean, the name Blu Mondae just didn't feel like me anymore since I got my tits done.
Yani, Blu Mondae ismi göğüslerimi yaptırdıktan sonra artık ben gibi hissettirmiyor.
Unless of course the patient's name is Blu Mondae, in which case the free surgery follows an orgasm.
Ta ki, tabi ki, hastanın adı Blu Mondae olana kadar. Yani devamında orgazm getiren bir bedava ameliyat.
There's a flat-screen Tv, surround-sound, a bevy of Blu-ray anime.
Düz ekran bir televizyon var, ses sistemi, ve Blu-Ray animesi.
You know, in certain primitive cultures when a boy hits puberty, they tie him to a big rock and throw him in the ocean.
Bilirsin, bazı ilkel kültürlerde oğlan blu çağına geldiğinde, ayağına kaya bağlayıp onu okyanusa atarlar.
Blu Tack lives in the Blu Tack garden, Sellotape upon the Sellotape tree.
Hamur yapıştırıcılar, hamur yapıştırıcı ormanında, seloteypler de seloteyp ağacında.
- Looking at me with those blu eyes.
... ve olağanüstü bu mavi gözler ile bana bakıyordun.
I'll put it together, you can help Cheyenne-Blu in the john.
Öyleyse ben yaparım. Ama sen de Cheyenne-Blue'ya tuvalette yardım edersin.
Cheyenne-Blu.
- Cheyenne-Blue.
Cheyenne-Blu?
- Cheyenne-Blue?
- Hi, I'm Nina, Cheyenne-Blu's mom.
Adım Nina. Cheyenne-Blue'nun annesiyim. - Selam, ben Ludo.
It's a very, very sweet Easter bunny, Cheyenne-Blu.
Çok ama çok şirin bir paskalya tavşanı, Cheyenne-Blue.
- Cheyenne-Blu, did you see it?
- Cheyenne-Blue, gördün mü?
- Cheyenne-Blu wanted you to stay.
Cheyenne-Blue hep burada kalıp kalamayacağını sordu.
Got Blu-rays and iPods heading down to San Jose.
San Jose'ye gidecek Blu-ray ve iPod'lar var.
Nice, brand-new Blu-Ray DVD player, all hooked up.
Güzel, yepyeni bir Blu-Ray DVD oynatıcı.
Now, if you recall that whole hullabaloo where Hollywood was split into schisms, some studios backing Blu-ray Disc, others backing HD DVD.
Hollywood'un ikiye bölündüğü şu yaygarayı hatırlıyor musun? Hani bazı stüdyolar Blu-ray Disk'i diğerleri HD DVD'yi destekliyordu.
But, you know, Sony, every PlayStation 3 has a Blu-ray in it.
Sony'nin ürettiği PlayStation 3'lerin hepsinde Blu-ray var.
They offered me a Blu-ray disc and a jar of hummus.
Bana bir Blu-ray disk ve bir kavanoz humus teklif ettiler.
Yeah. You, me, the Blu-Ray DVD box set and a brand-new plasma TV.
Sen, ben, Blu-Ray DVD seti... ve yeni bir plazma.
I know it isn't blue ray, but still, I think you wanna see this.
Bunun blu-ray olmadığını biliyorum, ama görmek isteyeceğini düşünüyorum.
This thing plays Blu Ray.
Bu şey Blu Ray oynatıyormuş.
You've got 2 regular films and one Blu Ray.
İki adet normal, bir de Blue Ray seçtiniz, doğru mu?
But not with Blu Rays.
Ama son filminiz buna dahil değil, çünkü Blue Ray.
- His ugliness is oddly fascinating... especially in Blu-ray.
- Çirkinliği acayip bir şekilde büyüleyici.
It pisses me off.
Hele ki Blu-Ray'de. Beni sinir ediyor.
Behind The Green Door is available on Blu-ray.
Behind the Green Door'un blu-ray'i çıkmış.
What... What do you plug your Blu-ray player into?
Blu-ray oynatıcını nereye takıyorsun?
- What's your source, Blu-ray or satellite?
Peki, alıcın ne, Blu-ray mi, çanak anten mi?
... is Blu Rain.
... Blu Rain.
Your first name's Blu?
İsmin Blu mu?
- Blu, is that you?
- Blu, sen misin?
He once made our Religious Education teacher cry using only Blu-Tack.
Bir keresinde Din öğretmenini sadece mavi yapışkan kullanarak ağlattı.
Did I happen to mention that this guy has got Herbie fully loaded on DVD and on BluRay.
Peki ben bu adamda Herby Fully Loaded'ın hem DVD'sinin hem de Blu-ray'inin olduğunu söylemiş miydim?
It was a Blu-ray DVD player, but it was stolen.
Aslında bir blu-ray DVD oynatıcısıydı ama çalındı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]