English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Brac

Brac translate Turkish

51 parallel translation
All these broken plates, plaster ornament, bric-a-brac, why was all this china mashed and nothing else disturbed? Why?
Bütün bu kırılmış tabaklar, alçı süsler, biblolar, neden bütün bu porselenler paramparça da başka hiçbir şeye dokunulmamış?
But why bric-a-brac and nothing but bric-a-brac?
Paki niçin sadece biblolar dışındakileri kırıyor?
Hockety, pockety, wockety, wack Odds and ends and bric a brac
Hokus pokus, tiki tokus Rambada Rumba Merlin Bomba
As our resident Muscovite analyst, how would you like a challenge this evening in the category of Russian bric-a-brac?
Daimi Moskova analistimiz olarak, bu akşam nefis bir Rus ıvır zıvırı ile uğraşmaya ne dersin?
Brac?
Brac?
Brac!
Brac!
But because she had saved the child, Brac she would be sent away for only one turning of the moon.
Ama çocuk Brac'ı kurtardığı için ayın bir dönüşü boyunca sürgün edildi.
Brac...
Brac...
In these little bric-a-brac A secret's waiting to be cracked
Bu ufak süslerin püslerin içinde Bir sır var çözülmeyi bekleyen
We ain't here to nick no bric-a-brac.
Biz buraya basit şeyler için gelmedik.
I'll put that in my satanic bric-a-brac collection.
İçine şeytani ıvır zıvır koleksiyonumu koyarım.
It could be filled with atoms, and steam, and other nuclear bric-a-brac.
İçeride atomlar, buharlar ya da ona benzer nükleer şeyler olabilir.
I like to think of it as gastrointestinal bric-a-brac.
Bunları çeşitli gastrointestinal antikalar olarak düşünmek istiyorum.
Bits of bric-a-brac.
Adam delinin tekiydi.
- So you stole bric-a-brac.
Sen de bir biblo çalayım dedin.
It'll just be a natural success, I think, because you're great at picking out paintings and bric-a-brac.
Başarılı olmanız kaçınılmaz sen de tablo ve dekoratif ıvır zıvırlardan iyi anlarsın zaten.
Or a piece of the bric-a-brac?
Veya dekoratif eşyaları?
To cayman brac bank trust. Oh, private bank on the cayman islands.
- Cayman Adalarındaki özel bir bankaya.
Oh, who can be bothered with all that bric-a-brac?
Bütün bu ıvır zıvırın ne zararı olur ki?
You know, sconces, throw pillows, bric-a-brac.
Bilirsin, şamdanlar, perdeler fiskos masaları.
On the nearby island of Cayman Brac it was just as bad.
Hemen yakındaki Cayman Brac adasında da durum farksızdı.
I even kept all your small stone bric-a-brac in the china cupboard.
Hatta senin gereksiz Çin süslerini bile rafların üzerinde sakladım.
But when they're adults, they'll have better to do than deal with bric-a-brac from another era.
Onlar çocukluklarını seviyorlar. Büyüdüklerinde, başka bir çağdan kalma ufak tefek süs eşyalarıyla ilgilenmekten başka yapacak daha iyi şeyleri olacak.
Filled to the brim with bric-a-brac and shrapnel.
Taş, biblo ve şarapnelle doldurulmuştu.
Got chotchkes and doodads and bric-a-brac.
Süs eşyaları, antikalar.
For a time, Mont-sur-Brac will be your kingdom.
Bir süreliğine Krallığınız Mont-sur-Brac olacak.
Prepare to return to Mont-sur-Brac until my anger cools.
Öfkem geçene dek Mont-sur-Brac'a gitmeye hazırlan.
You won't make it to Mont-sur-Brac.
Mont-sur-Brac'a ulaşamazsın.
Turns out that window-washing Willie from West Gibberish is not now going to be able to pick up his window cleaning bric-a-brac.
Batı'nın en konuştuğu anlaşılmayan insanı olan, cam silici Willie pencere temizleme ıvır zıvırlarını alamayacakmış.
Nice little romantic Italian place on Bond- - wine bottle, candleholders, soulful glances, BRIC-a-brac- - maybe you should check it out.
Bond'da güzel küçük romantik bir İtalyan mekanı... bir şişe şarap, şamdanlar, hüzünlü bakışlar, biblolar... belki de bakmalısın.
Ten years I've been flogging bric-a-brac and I miss "name your price" by one bleeding'minute!
On yıldır mal satıyorum, "fiyatını sen koy" fırsatını bir dakikayla kaçırdım.
Oh. Just a table with some bric-a-brac.
Sadece, üzerinde ıvır zıvır olan bir sehpa varmış.
With divine gay bric-a-brac.
Şirin gay biblolar.
I'll have them replace all your mediocre bric-a-brac immediately.
O tüm bayağı antikalarını derhal geri göndereceğim.
Fixating on bric-a-brac when we need more guns.
Bize silah lazımken sen kafayı ıvır zıvırlara takmışsın.
Who do we know on the BRAC commission?
BRAC Komisyonunda kimi tanıyoruz?
The trail leads back to us trying to influence the DOD or the BRAC.
Bakanlığı veya komisyonu etkilemeye çalıştığımız kolayca anlaşılır.
The BRAC hearing is tomorrow.
BRAC oturumu yarın.
I'm sorry about the BRAC hearing.
BRAC oturumu konusunda üzgünüm.
Fuck the BRAC hearing.
Siktir et BRAC oturumunu.
The BRAC Commission stuff.
BRAC Komisyonu.
BRAC had their hearing.
BRAC celsesi yapıldı.
I read all of the transcripts from the brac commission.
Komisyondan gelen tüm nüshaları okudum.
And these are the transcripts from the brac hearing.
Bunlar da komisyondan aldığım haberler.
Brac hearing.
BRAC oturumu.
You'd be even more cozy if you kept all this bric-a-brac up there with you.
Bu ıvır zıvırları yukarıda tutarsan daha da rahat olursun.
- Brac.
- Kardeşiz.
I've learned that Danilo Lukic is a Sagittarius, he's allergic to corn, and he collects penguin-themed bric-a-brac.
Danilo Lukic'in yay burcundan olduğunu mısıra karşı alerjisi olduğunu, penguen temalı biblolar topladığını öğrendim.
- Symbolic bric-a-brac.
- Simgesel bir biblo.
Bric-a-brac.
Ivır zıvır.
You go back to BRAC.
BRAC'a git.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]