Business partner translate Turkish
770 parallel translation
Mr. Canez, the business partner.
Bay Canez, iş arkadaşım.
I'm just making an important point for our future business partner.
Sadece müstakbel ortağımıza bazı şeyleri açıklıyordum.
He's your father's business partner.
O babanın iş ortağı.
He was also my business partner.
O aynı zamanda benim iş ortağımdı.
Especially toward a new business partner.
Özellikle yeni iş ortağına karşı.
- I knew you were his business partner.
- Ortağı olduğunuzu biliyordum.
I'd like to have him as my business partner.
Onu iş ortağım yapmak istiyorum.
One little thing about my new business partner : He was a thief.
Yeni is ortagimla ilgili küçük bir detay : kendisi hirsizdi,
The best friend that my ex-fiancée slept with was my ex-ex-fiancée and she was my business partner, and we started the business with my money.
Eski nişanlımın yattığı o "En iyi arkadaş" ondan önceki nişanlımdı ve iş ortağımdı ve o işi benim paramla kurmuştuk.
This is my friend and business partner.
Bu benim arkadaşım ve iş ortağım.
I got me a business partner.
Bir ortağım var. Adı Frenchy.
Then you married your father's business partner.
Sonra da babanzn is ortag ile evlendiniz.
Our friend and business partner, Hyman Roth, is in the news.
Dostumuz ve iş ortağımız, Hyman Roth, haberlerde.
All of this on the orders of your business partner, Dion O'Banion.
Bunların hepsi senin iş ortağın, Dion O'Banion'un emriyle oldu.
You think your business partner will keep his hands off your girl?
İş ortağının senin kızına el sürmeyeceğini mi sanıyorsun?
It's a hell of a way to treat a business partner.
Bir iş ortağı böyle mi karşılanır?
So you are Dr. Keloid's business partner?
Demek Dr. Keloid'in ortağısınız?
It's unlikely he would have murdered his business partner, not while he only had 49 % of the business, and the controlling interest would have reverted to Lord Fenley's sister, a bitter enemy of Sir Derek's.
Şirketin % 49'u elindeyken ortağını öldürmez. Kontrol Fenley'in kız kardeşine geçer. Oysa onunla düşman.
Well, amongst other things, that he's a business partner of Anthony Solan.
Diğer işleri dışında, onun Anthony Solan'ın bir iş ortağı olması.
Don't you trust your business partner?
İş ortağınıza güvenmiyor musunuz?
I'm Mr. Dundee's business partner.
Bay Dundee'nin iş ortağıyım.
Testify that Berman knew his wife was in bed with his business partner.
Berman'ın, karısının iş ortağıyla yatakta olduğunu bildiğini anlat.
He was a business partner of my daddy's.
O, babamın iş ortağıydı.
Andrew was also a business partner.
Andrew da iş ortaklarından biriydi.
- whose wife, Ruth, is your business partner?
- Karısı senin iş ortağın olan adam?
this colleague who was his business partner.
bir meslektaşı...
- This guy was his business partner?
-... onunla iş ortağıydı. - Adam onun iş ortağı mıydı?
My father's business partner, he'd come by the house fairly often.
Babamın iş ortağı, sık sık evimize uğrardı.
But she still is my business partner.
Ama hala benim ortağım.
I'm a business partner.
Ben bir iş ortağıyım.
May I present my long-time business partner, Fallit Kot?
Uzun zamandır ortağım olan Fallit Kot'u takdim edebilir miyim?
We're associates of your business partner, Marsellus Wallace.
İş ortağınız Marsellus Wallace'ın dostlarıyız.
You do remember your business partner, don't you?
İş ortağınızı hatırlıyorsunuz değil mi?
As a business partner, she's perfect but not one you could spend your life with.
Bir iş ortağı olarak, o kusursuz biri ama hayat partneri olarak değil.
He was your partner, and you're supposed to do something about it and it happens we're in the detective business.
O eski ortagindir ve bir seyler yapman gerekir. Üstüne üstlük bizim isimiz dedektiflik.
It's none of your business, but since we're what you call "partners in crime" I'll tell you that the firm of Bannister Grisby is insured against the death of either partner.
Bu seni ilgilendirmez, ama biz "suç ortağı" olduğumuza göre... sana söyleyeyim, Bannister ve Grisby şirketi sigortalı. Ortaklardan birinin ölümüne karşı.
With my left hand scratch the back of any swine that roots up gold for me while my right, too proud to know his partner's business, takes in the fee.
Tazıya tut, tavşana kaç mı demeli? Belki kaz gelir diye tavuk mu göndermeli? Yoksa bir fino gibi susta durmak mıdır ki, acep en münasibi?
Partner, we are out of business.
Ortak, iflas ettik.
Well, partner, we're in business again.
Ortaklar, yine birlikteyiz.
When you started in the construction business, you had a partner.
İnşaat işine girdiğinde bir ortağın vardı.
Let Stavros bring money to put in my business and I'll make him my partner. " He has a prospering establishment there. You'll see a prospering establishment.
Büyüyen bir işletmesi var, anlıyor musun, gelişen bir işletme!
So I ended up losing the business, my partner and my fiancée.
Böylece sonunda, işimden, ortağımdan ve nişanlımdan olmuş oldum.
Anyway, my dear partner, let me take care of business.
Her neyse sevgili ortağım, bırak işle ilgileneyim.
HANNIBAL : Your son and his partner ran a cargo-shipping business in Long Beach.
Anladığım kadarıyla oğlunuz ve ortağı Long Beach'te kargo taşıma işi yapıyormuş.
Turns out that Mr. Kraft's partner and Mrs. Kraft have been conducting business of their own.
Bay Kraft'in ortağı meğersem Bayan Kraft ile beraber oynaşıyormuş çoktan.
I do not wish that I should share 50 % of the business with my partner Charlie.
Ortağım Charlie ile işlerin % 50 sini paylaşmak istemiyorum.
My former partner wishes to announce that he is going into business for himself.
Benim eski ortağım işlerini kendi adına yürüteceğini ilan ediyor.
"Her partner of 10 years, Nathan Starkey,..... is retiring to spend time on his landscape gardening business."
"10 yıllık partneri Nathan Starkey, bahçe düzenleme işine zaman ayırmak üzere emekli oluyor."
We're in business, partner.
İşe başlıyoruz ortak.
Chiren, I know it's no longer my business, but as your former partner, please trust me on this :
Fabrika'ya bulaşmamalısın.
You remember your business partner, Marsellus Wallace, don't you, Brett? - Yeah, I remember him.
Evet, hatırlıyorum.