Business trip translate Turkish
637 parallel translation
I got the schedule for your business trip to China.
Programında Çin'e iş gezisi var.
Then... when you go to the business trip in China, meet Miss Park Seo Hyeon of Sejin Construction Company, since she's studying there.
O zaman Çin'e iş gezisine gidince orada okuyan Sejin Yapı Şirketi'nden Bayan Park Seo Hyeon ile görüş.
According to the weather forecast, during my business trip, there will be a typhoon.
Hava durumuna göre iş seyahatim boyunca tayfun çıkabilirmiş.
Right. The business trip...
- İş gezisi...
Did you call me to talk about that stuff? To someone going on a business trip?
İş gezisine giden birini bu yüzden mi aradın?
He went on a business trip, though.
O iş seyahatine gitti.
The night of Louis Jang's concert... CEO Joo came here, instead of going on his business trip, right?
Louis Jang'ın konser gecesi, Başkan Joo iş gezisine gitmeyip buraya gelmişti değil mi?
Due to the business trip, there's a lot of work piled up.
İş gezisi yüzünden yığınla iş birikmiş.
While I was on my business trip, did you see any other scary things?
Ben iş gezisindeyken başka korkunç şeyler de gördün mü?
Are you going to there on a business trip with President Joo?
Başkan Joo ile birlikte iş seyahatine mi gidiyorsun?
- We was on a business trip, that's all.
- İş yolculuğundaydık, o kadar.
Frazier and me were just away on a business trip.
Frazier'la iş gezisindeydik.
I had thought of this as a honeymoon more than a business trip, sir.
Bunun iş yolculuğundan çok bir balayı olacağını sanıyordum efendim.
Business trip?
İş gezisi mi?
You wouldn't mind living in the nicest house in town, buying your wife a Iot of fine clothes, going to New York on a business trip a couple of times a year, maybe Europe once in a while.
Karına güzel kıyafetler almak. Yılda birkaç kez New York'a iş gezisine gitmek. Arada sırada Avrupa'ya gitmek.
- It was a business trip.
- Yalnızca bir iş seyahati.
In town on a business trip?
Şehirdeki iş gezisinde mi?
She thinks you're away on a long business trip... with your boss.
Evet, uzun zaman oldu.
Her husband's going on a business trip.
Kocası iş gezisine çıkıyor?
On a business trip?
İş gezisine mi?
All about this unexpected business trip.
Beklenmedik iş gezilerimle ilgili.
Just a business trip.
İş gezisi.
Oh, he's away on a trip, a business trip.
Oh, gezide, iş gezisinde.
Well, that I sent Henry to Chicago on a business trip.
Şey, Henry'yi Chicago'ya iş gezisine yolladın.
He's away on a business trip.
O burada değil, iş gezisinde.
Said he was on a quick business trip downstate.
Şehir dışına acil bir iş için seyahat ettiğini söylemiş.
I'm going to Europe in two weeks on a business trip.
İki haftaya Avrupa'ya bir iş gezisine çıkacağım.
He called to say he was returning from a business trip.
Telefonda iş gezisinden döndüğünü söylüyordu.
- It was a business trip.
- İş gezisiydi.
Carla's husband, Fabio, was returning from a business trip in London.
Carla'nın kocası, Fabio, Londra'dan bir iş gezisinden..
you are accompanying me on a business trip.
İş gezisindeydik.
I've pulled myself together enough for a business trip.
Kendimi bir iş seyahati için yeterince topladım.
So, tonight, you'll say that you're going out of town on a business trip.
Bu yüzden bu gece iş gezisine gideceğini söyleyeceksin.
- Business trip?
- İş gezisi mi?
Business trip or pleasure trip, Mrs. Levi?
- İş gezisi mi, eğlence mi?
So I'm using this opportunity to go on a business trip to San Remo.
O iş seyahatine çıktığında İtalya'ya... San Remo'ya kumar oynamaya geliyorum.
They make a business trip here twice a year from California.
Senede iki defa Kaliforniya'dan buraya iş için gelirler.
Salesman. Business trip or pleasure?
Demek pazarlamacısınız, iş seyahati mi yoksa turistik gezi mi?
Oh, I got back from a business trip, and there was a letter waiting for me from Bryce.
- Oh, Bir iş gezisi dönmüştüm, ve Bryce'tan beni bekleyen bir mektup vardı. .
He's still on a business trip
Şu anda bir iş gezisinde, yalnızım yani!
We're sort of on a business trip.
Bir tür iş seyahatindeyiz.
I always get this way when Dick goes on a business trip.
Dick iş gezisine çıktığında hep böyle oluyorum.
Once, when Grandfather came home from a business trip, he found Granny behind a screen together with three dead children.
Bir keresinde, büyük babam bir iş gezisinden eve döndü. Babaannemi panonun arkasında üç ölü çocukla birlikte buldu.
Than means, she was in Moscow on a business trip.
Demek ki nişanlısı iş için Moskova'ya gelmiş.
We are going on a business trip.
Biz birlikte bir iş gezisine çıkacağız.
Constantin is going on a business trip :
Constantin iiş seyahatine gidiyor.
I'm on a business trip.
Bir iş gezisindeyim.
He thought it'd be a good idea if I took a trip while he consummated this big deal, because I have no head for business.
Bu büyük işi bitirene kadar bir seyahate çıkmamın uygun olacağını düşündü. Çünkü ticareti hiç aklım almaz.
My boss is paying for this trip and, well, it's 90 % business.
Gezinin parasını patronum ödüyor ve bu % 90 iş gezisi.
But he's careful not to advertise his business this trip.
Bu yolculukta işini reklam etmeme konusunda son derece dikkatli ama.
This trip is strictly business.
Bu gezi tamamen is amaçlï.
trip 171
triple 148
trips 20
tripod 16
tripp 142
tripped 17
triplets 25
triple step 23
business 577
businessman 37
triple 148
trips 20
tripod 16
tripp 142
tripped 17
triplets 25
triple step 23
business 577
businessman 37