Businessman translate Turkish
2,230 parallel translation
Living in Spain since kid, Martel was one of the top businessman of the 90's.
Çocukluğundan beri İspanya'da yaşayan Martel, 90'lı yılların önemli işadamlarındandı.
She's Ernesto Martel's lover, the businessman.
İşadamı Ernesto Martel'in sevgilisi.
Ernesto is a businessman, not an artist.
Ernesto bir iş adamı, sanatçı değil.
Listen, I'm a businessman and what do you say we work something out, okay?
Dinle, ben bir iş adamıyım ve sana bu işin bir yolunu buluruz desem ne dersin, tamam mı?
Hey, I'm a businessman.
Ben bir iş adamıyım.
He's a smart businessman who happens to be a gentleman who knows what he wants and goes for it.
Zeki bir iş adamı. Ayrıca ne istediğini bilen ve peşinden koşan gerçek bir beyefendi.
Joe is not a businessman, never was.
Joe hiçbir zaman bir işadamı olamadı.
I'm a very successful mattress businessman.
Yatak işinde başarılı bir iş adamıyım ben.
He's a respectable businessman.
Saygın bir iş adamıdır.
Whatever you may think I am, Miss Arnold, I'm a legitimate businessman.
Beni her kim sanıyorsanız Bayan Arnold ben yasal bir iş adamıyım.
- That's'cause you're a businessman.
- İş adamı olduğun için alırdın.
The nomadic life of a businessman.
Satış elemanının göçebe hayatı.
I... I... I'm a businessman.
İş adamıyım ben.
Look, I'm just a businessman.
Bak, ben sıradan bir işadamıyım.
I need a detailed background check on my director, producer, pimp, goddam businessman, Vukmir.
Yönetmenimin detaylı bir şekilde araştırılmasını istiyorum. Aynı zamanda yapımcı, pezevenk, lanet iş adamı Vukmir. Soyadını bilmiyorum.
Wardo wants to be a businessman and for all I know he's gonna be a good one, but he shouldn't be in New York kissing Madison Avenue's ass.
Wardo işadamı olmak istiyor. Başaracağından eminim. Ama New York'ta yalakalık yapıyor olmamalıydı.
That was the act of a child, not a businessman, and it certainly was not the act of a friend.
Yaptığın çocukçaydı. Ticarete sığmaz. Dostluğa hiç sığmaz.
Let's get back to business'cause I am a businessman.
Hadi işimize dönelim, ben bir iş adamıyım değil mi?
I tell you, taking your father money back takes to somebody was the best, but he was a terrible terrible businessman.
Sana ne söyleyeceğim bak, babanın parasını almak en iyisiydi, çünkü o çok kötü bir iş adamıydı.
I'm a businessman. I'm here to negotiate with Mr. Weed.
Ben iş adamıyım ve bay Weed le pazarlık yapmak için burdayım.
Abhay, I'm just a businessman, besides, do you have any proof?
Abhay, bunun yanında ben bir işadamıyım, senin herhangi bir kanıtın var mı?
You see, he is a businessman too.
Gördün, o da bir iş adamı.
Sean, I was always a pragmatist and a businessman, huh?
Seanie, ben her zaman kendi yararımı gözeten bir iş adamı oldum, değil mi?
Sergio's a businessman.
Sergio bir iş adamı.
Businessman from England
İngiliz bir işadamı
Just a businessman.
Yok. Sadece işadamı.
I'm just a businessman.
Sadece işadamıyım.
It belongs to a businessman who supports our cause.
Davamızı destekleyen işadamlarına ait.
Judge Ruffin, Sergei Bazhaev is a businessman with deep ties to this community.
Yargıç Ruffin, Sergei Bazhaev bu topluma çok bağlı bir iş adamıdır.
I was a businessman once, in Osaka.
Bir zamanlar Osaka'da bir iş adamıydım.
But to everyone else... he's become a respected businessman... and a major political donor.
Ama diğerleri için güvenilir bir iş adamı. Ve büyük bir politik para kaynağı.
I approach him as a Russian businessman, buy him a few dinners... and hopefully we end this quick.
Rus iş adamı olarak yaklaşırım, bir kaç yemek ısmarlarım, ve tahminim bu işi çabuk hallederiz.
Yes! He posed as businessman.
Evet!
Believe it or not, that hat is better camouflage in here than that businessman special you were scanned in.
İnan ya da inanmama. Tarandığın işadamı takımını giymektense bu şapkayı takmak daha iyi bir kamuflajdır.
- Look, I'm a businessman.
- Bakın, ben bir iş adamıyım.
No, I'm just a businessman.
Hayır, ben sadece bir iş adamıyım.
No, I'm just a businessman.
- Hayır, sadece iş adamıyım.
I'm a businessman.
Hayır, ben inanmadım.
You're traveling as carmichael, a successful businessman.
Adın Carmichael başarılı bir iş adamısın.
The billionaire businessman?
- Milyarder işadamı mı?
The most powerful businessman in the state Is the target of an assassination, And one of my people helped plan it.
Eyaletin en güçlü işadamı bir suikastın hedefi oluyor,... adamlarımdan birisi suikastın planlamasına yardım ediyor.
I'm a businessman. I try to help people achieve their goals.
İnsanların hedeflerine ulaşmalarına yardım ediyorum.
It's my dad's nickname for me for the last... 17 years. You know, it's one thing, not being as good a businessman as my dad, but I thought that if I ever had a kid... like...
Babam gibi iyi bir iş adamı olmak değil de hep bir çocuğum olursa...
I mean, you guys all know he wasn't exactly the most upstanding businessman, and, you know, besides, he's dead.
Hepiniz, bu adamın iyi bir iş adamı olmadığını biliyorsunuz, ve dahası baban çoktan öldü.
Your father was a shrewd businessman.
Babanız açıkgöz bir işadamıydı.
I'm a businessman.
Ben bir iş adamıyım.
Right, because you're a businessman.
Tabii ki, çünkü sen bir iş adamısın.
Stan, listen. It's okay for people to ask for help. Like when they're in a drunk tank... with a guy who calls himself Mr. Businessman.
Yani, güven bana, dördümüz birlikte aynı yatak odasında olunca, ortada çok da pijama olmuyor. piñata kelimesinin yazılışını hiç gördünüz mü, Bayan Lopez?
He was no businessman.
İş adamı değildi.
- All right, Mr Businessman.
Pekala, sayın iş adamı!
Some businessman.
- Hem de ne iş adamı ama!