Careful there translate Turkish
985 parallel translation
Boys, careful there.
Çocuklar, dikkatli olun.
So if we're careful there is nothing to be frightened about.
Yani eğer dikkatliysek endişelenecek bir şey yok.
Careful there.
Dikkat edin bakalım.
Careful there.
Dikkat et, düşeceksin.
Careful there, it's a German officer!
Dikkatli ol, Alman subayı var orada.
Be careful there!
Dikkatli olun!
Be careful there, Zeb.
Dikkatli ol, Zeb.
Careful there, it's slippery.
Dikkat et, burası biraz kaygan.
- Be careful there, it's slippery.
- Dikkat et, burası biraz kaygan.
[Man] Careful there.
Dikkat edin bakalım.
Be careful there.
Dikkatli ol.
This level is still not that dangerous but depending on the location there are areas without police, so be careful.
Bu düzey henüz o kadar tehlikeli değil ama yerine bağlı olarak polis olmayan kesimler var. Dikkatli olun.
There'll be a wait if you're not careful.
Dikkatli olmazsan yine bekleme olacak.
Be careful of old Bessie up there, now.
Yaşlı Bessie'ye dikkat edin.
I think that if there's one time in your life to be careful, to weigh every pro and con, that this is the time.
- Doğru. Bence hayatında dikkatli olacağın, lehte ve aleyhtekileri tartacağın bir an varsa işte bu o andır.
There is none, but we have to be careful.
Zararı yok, ama dikkatli olmalıyız.
Careful, there's no need to be unnecessarily rough with our distinguished guest.
Nazik davran, ünlü konuğumuza gereksiz yere kaba davranmaya gerek yok.
- Careful, there's an old saying...
- Eski bir deyişi hatırlayın...
Go on, get him in there. - Be careful with him.
Haydi, bindirin onu!
- Be careful down there.
- Olurum.
Please, Mr. Sears, if you're not a little more careful in the future... there isn't going to be any, future, I mean.
Lütfen Bay Sears, gelecekte daha dikkatli olmazsanız bir geleceğiniz olmayacak.
THERE'S SUCH A THING AS BEING TOO CAREFUL.
Fazla ihtiyatlı olmaya gerek yok!
THERE'S NO NEED IN BEING TOO CAREFUL.
Şimdi öyle olalım diyorum.
- Careful, there's a bet on here.
- Söz konusu bir bahis var.
I have made such careful preparations that... there isn't the slightest possibility of your arrest.
Tutuklanmanız için en ufak bir neden olmayacak şekilde dikkatle plan yaptım.
Careful, there you go.
- Aman dikkat! Doğru yol üstündeyim.
Be careful, there is a small step.
Eşiğe dikkat edin.
And with the constant repetition... if one is not careful, there... is a danger of their becoming dogmatic principles.
Sürekli tekrar edince... insan dikkat etmezse... bu örneklerin dogmatik prensiplere dönüşme tehlikesi var.
- Be careful, there's a round-up.
- Dikkatli ol.
Nicolina, be careful, the honorable is going to jump you in there!
Beyefendi hayaletlere dikkat etmeni söyledi! Kapı kapalı.
Be careful, behind the wheels of those cars there are rascals.
Dikkatli ol, bu arabaların direksiyonlarındakiler namussuzdur.
There's nothing to worry about as long as you're careful.
Dikkatli davrandığın sürece endişe edecek bir şey yok.
Be careful, Susan, there'll probably be fog again tonight.
Dikkatli ol Susan, Muhtemelen bu akşam yine sis olacak.
Now, you be careful because there was a policeman just here, a lieutenant from someplace in the Midwest.
Dikkatli olun, az evvel burada bir polis vardı Orta Batıdan gelmiş bir teğmen.
There's no harm in being careful, but how strong could a blind guy be?
Dikkatli olmakta zarar yok, ama kör bir adam ne kadar kuvvetli olabilir ki?
Okay, now, stay right there. You be careful.
Tamam, şimdi, tam orda kal.Dikkatli ol.
Be careful what you're doing up there, Susan.
Yukarıda ne yaptığına dikkat et, Susan.
Careful, there he is.
Dikkat edin, o burada!
There's so much close personal contact in our line, we can't be too careful.
İşimiz sürekli yakın temas gerektiriyor, yeterince dikkatli olamıyoruz.
Careful, my roses there.
Dikkat edin, güllerim var orada.
There's one thing I've learned in court. Be careful when you're tired and angry. You may say something you'll regret.
Bir şey öğrendim mahkemede - yorgun ve kızgın olduğunda pişman olacağın şeyler söyleyebilirsin.
Put it down there. Careful with it.
Buraya koyun.Dikkatli olun.
Careful, there they are.
Dikkat, işte geldiler.
Careful, there he comes.
Dikkat, geliyor.
There's always some punk trying to cut you out. That's why you can't be too careful.
İşte onun için aşırı dikkatli olunmalı.
If a man eats careful, there's no reason why he should look old.
Bir erkek iyi yerse yaşlanmaz.
Be careful not to go too far, there may be another rattler.
Peki, dikkatli ol, fazla uzağa gitme, Başka bir çıngıraklı daha olabilir.
Careful not to kill him for if he died, there would be no later viewing of his misery
"Öldürmeyecek kadar da dikkatliydi... "... zira ölseydi, sonrasında ıstırabını göremeyecekti.
If we're not careful, there'll be questions in the House.
Eğer gereken müdahaleyi yapamazsak, konut sorular sormaya başlar.
Careful, there.
Dikkat edin.
There're lots of Chinese in Bangkok I can ask my way around Just lend me your car Be careful, and don't get in any fights
Bangkok'da bir çok çinli var zaten yolumu bir şekilde bulurum siz bana sadece arabanızı verin dikkat et çarpma ve kavgaya da bulaşma
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48