English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Carefully

Carefully translate Turkish

7,319 parallel translation
Sounds as if this must be managed very carefully.
Buna özellikle çok dikkatle yaklaşmak gerekiyor gibi görünüyor.
I should think carefully before you say one more word.
Bir kelime daha söylemeden yerinde olsam düşünürdüm.
Listen carefully.
Beni iyi dinle.
As soon as the eggs were laid and fertilized, they were gathered and carefully placed in cedar bentwood boxes lined with moss to keep them moist.
Yumurtalar bırakılıp döllendikten kısa süre sonra toplanıyor ve dikkatlice sedir ağacından kutulara konuyordu ve nemli tutmak için üzerleri yosun ile kaplanıyordu.
I have to thaw her out carefully, or I'll ruin any chance I have at a decent tissue sample.
İşe yarar bir doku örneği alabilmek için buzu çözerken dikkatli olmak gerekiyor.
Keep the child carefully and here the work is being carried on.
Çocuğa iyi bak, burada iş devam ediyor.
I should think carefully before you say one more word.
Bence bir kelime daha etmeden önce dikkatlice düşünmelisin.
Carefully, though.
Dikkatli olacağız.
Carefully.
Dikkatli.
Tread carefully, Master Polo.
Dikkatlice hareket edin, Üstad Polo.
Tread carefully, Master Polo.
Bastığın yere dikkat et, Üstad Polo.
The use of light across the features again is very, very subtle and carefully modulated so that there's a hint of an expression, there's a hint of animation in her features.
Christina'nın yüz hatlarında hemen göze çarpmayan incelikle işlenmiş ışığa bakın. Christina'nın yüzündeki ifade ve yüzünün canlılığı öne çıkmış.
The candle is being held by this old woman and very carefully, the barber is making his first incision.
Yaşlı kadın mumu tutuyor. Ve berber, özenle, ilk saç tutamını kesmek üzere.
One of the reasons why pictures are investigated so carefully for their physical and chemical state is for the scientists of the gallery to be able to advise restorers on the kind of conservation treatment they intend to use on the picture
Bu nedenle, resimlerin fiziksel ve kimyasal durumu dikkatle incelenir. Bu sonuçlara göre Galerideki bilim insanları, kullanılacak koruma malzemesinin etkileri hakkında restorasyon uzmanlarına görüş verir.
Put the lights carefully, yeah?
Dikkat et, tamam mı?
It's impossible to read and we've looked at that quite carefully.
Çok dikkatli inceledik, ama okumak mümkün değil.
Then you'll have to put it on carefully.
Zarar vermek istemiyorum. O zaman çok dikkatli bir şekilde giyersin.
Carefully, I hope.
Özenlilerdir diye umuyorum.
We're here to ensure your safety. Please listen carefully.
Güvenliğinizi garanti altına almak için buradayız.
He watched carefully and learned.
Dikkatle izledi ve öğrendi.
So consider carefully your decision.
Bu yüzden kararini dikkatli degerlendir.
Carefully. Surely you must have a method in mind.
- Elbette ki, aklinda bir yol olmali.
You think carefully.
Dikkatli düşün.
Choose your husband carefully, miss Pratt.
Eşinizi dikkatli seçin Bayan Pratt.
But carefully!
Ama dikkatli!
And ask him carefully...
Sor bakalım...
Ask him carefully where exactly this boat is, what it's called, what colour it is, anything that can identify it.
Sor bakalım bu tekne tam olarak nerdeymiş, ismi neymiş ve hangi renkmiş. Tespit edebileceğimiz herhangi bir şey olsa olur.
Well, be- - do it carefully, okay?
Dikkatli uyu, tamam mı?
Memorizing facts and then regurgitating them in 2,000 carefully crafted words is not science, people.
Olguları ezberlemek ve 2,000 süslü kelime ile onları kağıda dökmek bilim değildir.
Even though Alfred is his subordinate, he has to help guide him into manhood carefully because he does work for him, and not only that, but he has such respect for him.
Her ne kadar Alfred uşak olsa da Bruce'a adam olma yolunda rehberlik ediyor onun için çalışıyor olabilir ama sadece o kadar değil. Ona alaka da gösteriyor.
If you want to see your friend again, you'll listen to me very carefully.
- Kimsin? Arkadaşını yeniden görmek istiyorsan beni çok dikkatli dinle.
Examine every square carefully.
- Her kareyi bölecegiz.
I've carefully chosen this life So I don't have to get involved In these messy, emotional entanglements.
Bu hayatı dikkatlice seçtim böylece o duygusal karışıklara dahil olmak zorunda kalmıyorum.
Sorry, but I do not think you understand how carefully such situations should be handled.
Üzgünüm, durumun hassasiyetinin farkinda oldugunuzu düsünmüyorum.
You listen to me very carefully.
simdi beni dikkatlice dinle.
We are treading carefully.
- Biz adımlarımızı dikkatli atıyoruz.
The coo carefully documented a series of wire transfers to him From a front company that's linked to prince fayeen.
Şirket Yöneticisi, Prens Fayeen ile bağlantılı paravan bir şirketten kendisine yapılan bir seri para transferini dikkatli bir şekilde belgelemiş.
Heed me carefully...
Bana iyi kulak ver...
Isaac, listen carefully.
- Isaac, beni iyi dinle.
Listen carefully.
Dikkatle dinle.
Kelly, listen to me very carefully.
Kelly, beni dikkatle dinle.
We have to do this carefully, Jim.
Bunu dikkatlice yapmalıyız, Jim.
We took it out as carefully as we could.
- Olabildiğinde dikkatli çıkarttık.
Mr. Tooley, listen carefully.
- Bay Tooley, dikkatlice dinleyin.
You should know who she is. And you should not eat her gazpacho or any of her carefully labeled foodstuffs.
Onun kim olduğunu biliyor olmalıydın ve soğuk çorbasını veya özellikle ismini işaretlediği yemeklerini yememelisin.
Carefully.
Dikkatli ol.
We will create pathways through the trees, using carefully controlled fires.
Kontrollü alevler aracılığıyla ağaçlar arasında yollar açacağız.
Listen to me very carefully.
- Beni iyi dinle.
What are you doing? and carefully write down the pronunciation next to it for me.
Gerçekten de cesetyiyici değilsin. Ama insan da değilsin.
Carefully grid.'I had pasta for hero.
Efendi, geri kafalı.
Listen carefully.
İyi dinle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]