Christie translate Turkish

The new Thurber book with comical jokes and pictures... a nice, quiet little double-murder by Agatha Christie... cigarettes, gum.

Thurber'ın yeni çıkan resimli mizah kitabı Agatha Christie'den çok hoş bir cinayet romanı sigara, ciklet.

Now you stay here while Christie goes and get the lift.

Christie gidip asansörü çağırana kadar burada bekle.

Christie's got you.

Christie seni tuttu.

But surely, inspector you have read Agatha Christie's remarkable novel The Ninth Life?

Agatha Christie'nin Dokuzuncu Hayat romanını okumadınız mı?

Agatha Christie should be compulsory reading for the police force.

Polislerin Agatha Christie okuması zorunlu hale getirilmeli.

Oskar Werner, Julie Christie... in Fahrenheit 451.

Oskar Werner, Julie Christie... FAHRENHEIT 451'de.

I'm working for Christie's, the wholesale people.

Christie için çalışıyorum, toptancılar işte.

VACANCY FOR BOOKKEEPER AT MR. CHRISTIE'S GROCERY

BAY CHRISTİE'NİN BAKKALINDA MUHASEBECİ BOŞLUĞU

Mr. Christie?

Bay Christie?

Here, take this in to Mr.Christie, and he'll give you 10 crowns.

Al bunu Bay Christie'ye götür, sana 10 kron verecektir.

How's Mr. Christie?

Bay Christie nasıl?

Mr. Christie?

- Bay Christie?

Mrs. Christie's out, is she?

Bayan Christie şehir dışında, değil mi?

It smells a bit funny, Mr. Christie.

Çok güzel kokuyor, Bay Christie.

Oh, that's my wife, Mrs. Christie.

Bayan benim eşim. Bayan Christie.

Mr. Christie.

- Bay Christie.

Has Beryl gone out, Mrs. Christie?

Beryl çıktı mı Bayan Christie?

Mr. Christie, why sure.

Bay Christie, tabi ki.

Uh, what's it say, Mr. Christie?

Ne dedi Bay Christie?

She has the money, Mr. Christie.

Onun parası var Bay Christie.

All right, don't you worry, Mr. Christie.

Peki meraklanmayın Bay Christie.

Oh, I'm sorry, Mr. Christie.

Afedersiniz Bay Christie.

It's all her, Mr. Christie!

- Onun yüzünden Bay Christie!

I just want a bit of peace, Mr. Christie.

Biraz konuşabilir miyiz Bay Christie?

Lovely day today, Mr. Christie, ain't it?

Ne kadar güzel bir gün Bay Christie değil mi?

Oh, I'm fine, thank you, Mr. Christie.

İyiyim teşekkürler Bay Christie.

You see, Mr. Christie, Tim only gets 7 pounds a week.

Anlamalısnız Bay Christie, Tim haftada sadece 7 pound kazanabiliyor.

You mean you know how to do it, Mr. Christie?

Yani siz bu işten anlar mısınız Bay Christie?

I wouldn't tell a soul, Mr. Christie. Honestly.

Kime ne derim Bay Christie.

I'd be ever so grateful, Mr. Christie.

Çok minnettar olurum, Bay Christie.

Honestly, Mr. Christie.

Sağ olun Bay Christie.

Now, Mrs. Christie's looking after Geraldine.

Bayan Christine Geraldine'e bakıyor.

Mr. Christie was talking to me today.

Bugün Bay Christie ile konuştum.

Will you tell Mr. Christie it's all right when you go down the stairs?

Aşağı inince Bay Christie'ye kabul ettiğimizi söyleyecek misin?

Oh, there you are, Mr. Christie.

- Burdasınız demek Bay Christie.

Look, Mr. Christie, Beryl's been telling...

Bakın Bay Christie, Beryl bana anlattı...

I don't know, Mr. Christie.

Bilemiyorum. Bay Christie.

I trust you, Mr. Christie.

Size güveniyorum Bay Christie.

Thank you, Mr. Christie.

Sağ olun Bay Christie.

You are Mr. Christie?

Siz Bay Christie misiniz?

I'm ever so nervous, Mr. Christie.

Çok gerginim Bay Christie.

Oh, hello, Mr. Christie.

Merhaba Bay Christie.

Oh, God, I don't want to get you into trouble, Mr. Christie.

Tanrım, sizin başınızın yanmasını istemem Bay Christie.

Yes, okay, Mr. Christie.

Tamam Bay Christie.

Oh, God, Mr. Christie.

Tanrım, Bay Christie.

Yes, Mr. Christie.

Tamam Bay Christie.

I only said that to protect a man named Christie.

Sadece Christie ismindeki bir adamı korumak için yalan söyledim.

Christie?

- Christie mi?

What's that, Mrs. Christie, under the sink? Do you know?

Bu nedir Bayan Christie, bir fikriniz var mı?

Did they ask Mr. Christie if he could get the baby back from the people in Acton, do you know?

Bay Christie'ye bebeği Akton'daki aileye... verip vermediğini sordunuz mu?

Mr. Christie's Grocery.

Bay Christie'nin bakkalı.