English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Chuckle

Chuckle translate Turkish

528 parallel translation
Already a legend in the desert, he was a fox... who had chased his hunters back and forth across North Africa... about as often as they had chased him... and his tricks and turns had made even the Tommies chuckle... which is scarcely the proper reflex to the enemy in time of war.
Çölde efsaneleşmişti. Kuzey Afika çölleri boyunca... avcılarını bir ileri bir geri saldırtan, müttefik kuvvetlerini sıkça avlayan kurnaz bir tilkiydi... Hileleri ve saldırıları öyle keskindi ki... müttefik kuvvetleri çoğu zaman doğru dürüst tepki bile veremezdi.
Uh, 110 guilder, my dear. [Nervous Chuckle]
110 gulden azizim.
I'd go a mile for a... chuckle.
Sıkı bir haber için bir mil bile giderim.
At least you'll have a chuckle or two.
En azından kıkırdarsın yada kıkırdarsınız.
( all chuckle )
Evet, mayolu.
( all chuckle )
( hepsi gülümser )
That's a comfortable chuckle.
Neşeli bir kıkırdama bu.
[Chuckle] Just watch.
İzle bakalım.
- [Stifled Chuckle]
Sadece süt.
[Snorting Chuckle] All right, Lili.
Pek ala, Lili.
[Relieved Chuckle] Agreed.
Anlaştık.
I chuckle, I giggle, I guffaw.
Kıkırdıyor, kahkaha atıyorum.
Forgive me a cruel chuckle.
Bu zalim gülüş için beni bağışlayın.
[Chuckle] i'm afraid my daughter is outspoken to a fault. And slightly ill-mannered.
- Sanırım kızımın kusuru sözünü esirgememesi
Chuckle, chuckle. That's funny. VIRGINIA :
Hey, bu kimin ayağı?
Give me a medium chuckle here... and then a big hand.
Burada hafif bir alkış ve sonra kahkahalar...
- But I like being an officer : - [All Chuckle]
- Ama ben subay olmayı seviyorum.
- [All Chuckle] - Look : Uh, just go back to Wardrobe and get rid of it :
- Bak.. aa.. sadece dolaba git ve üstündekilerden kurtul.
[Both Chuckle]
[Gülümsemeler]
[Both Chuckle]
[Gülümseler]
[RUPERT RITA CHUCKLE] Come on in.
Haftasonu davet edilmeden şöyle bir uğrayabiliriz diye düşündük.
He's given me many a chuckle.
Bana bile kahkaha attırdı.
[Incredulous Chuckle] Man!
Vay be!
[Both Chuckle] Ma'am, you, uh, misjudge me.
Bayan, beni yanlış değerlendirdiniz.
- [Nervous chuckle] - Follow me, sir.
- Beni takip edin bayım.
It's about those chuckle-heads, isn't it?
Bu O soytarı çocuklarla iligili, değil mi?
We had a real chuckle.
Neredeyse boğuluyorduk.
Yeah, you and the mouse would really get a chuckle out of that.
Evet, sen ve fare buna kıkır kıkır gülersiniz.
[NERVOUS CHUCKLE] Ah, let's go upstairs and, uh... Cuddle.
Yukarı çıkıp sarılalım.
Laugh, laugh, laugh, chuckle, guffaw, giggle.
Gül, eğlen, Kahkalar at, kıkırda...
( both chuckle ) ( Josh ) Call me after supper.
Akşam yemeğinden sonra ara beni.
- You just gotta get used to a fatter bat. - ( both chuckle )
Belki de daha iri bir sopa kullanmalısın.
( BOTH CHUCKLE )
Saymasak iyi olur?
Let'em see that greedy glint in your eye and hear that bullshit chuckle.
Gözlerindeki aç gözlü pırıltıyı görsünler. At bakalım kahkahanı Hamilton.
- [Chuckle] - Why don't wejust keep the stuff.
Neden mala el koymuyoruz?
Madri, the birds chuckle, the insects tremble with joy, the flowers open...
Madri, kuşlar cıvıldıyor, böcekler neşe içinde kıpraşıyor, çiçekler açıyor...
She's a real character. [ALL CHUCKLE]
Gerçekten ilginç biridir.
I must admit, it makes me chuckle every time.
İtiraf etmeliyim ki, bu beni hep güldürür.
Said you did a little routine that made him... chuckle to himself all day.
Onu bütün gün güldüren alışılmış bir fıkra anlattığını söyledi.
I didn't take your Chuckle!
Senin Chuckle'ını ben almadım!
I had five Chuckles.
5 Chuckle'ım vardı.
- I don't even like Chuckles!
- Ben Chuckle'dan hoşlanmam bile!
I want that Chuckle, you hear?
O Chuckle'ı istiyorum, duydun mu?
You want me to get you a Chuckle?
Benim sana bir Chuckle almamı ister misin?
- I don't like Chuckles, man.
- Ben Chuckle sevmem, adamım.
- All this over a Chuckle.
- Bunların hepsi bir Chuckle yüzünden.
[BOTH CHUCKLE]
Ama öyle sanıyorum ki- -
- [Both Chuckle]
Söylerim.
( stifled chuckle ) !
Bu delilik!
As long as you're not going to be talking with those lips... ( groaning ) ( provocative chuckle )
Artık bu dudaklarla konuşamayacağına göre...
[Chuckle] That was fun.
Çok eğlenceliydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]