Controlled translate Turkish
2,968 parallel translation
It was controlled chaos.
Kontrollü kaos idi.
Well, the trade is tightly controlled and regulated.
Ticaretimiz sıkıca kontrol edilir ve düzenlenir.
If this is what I think is must be controlled. Before spreading, which will be very fast.
Eğer Eckert'ın hastalığı düşündüğüm şeyse yayılmadan önce kontrol altına almamız gerekiyor.
They rely on highly trained guards, controlled access points... and workers stripped down so they can't steal their product.
İyi eğitimli korumalarına, girişteki kontrollere ve çalmamaları için çıplak çalışan işçilerine güvenirler.
The way you controlled them, used them to your benefit.
Onları kontrol etme şekline bakılırsa sana faydası olsun diye kullanmışsın onları.
- * I will not be controlled * - Up.
Kaldırın.
But these are chemical reactions, which can be measured and controlled.
Ama bunlar ölçülen ve kontrol edilen kimyasal reaksiyonlar.
Hmm, doesn't look controlled to me.
Bana pek kontrol altında gibi gelmedi.
This is a controlled burn.
Kontrollü yanık.
I was in my nice temperature - controlled office having some "me" time, and I was suddenly dragged out here to do all the work while you look for truffles.
Isısı güzelce ayarlanmış ofisimde kendime biraz zaman ayırmışken beni buraya çekip, bütün işleri tek başıma yapıyorken sen mantar topluyorsun.
Controlled bursts!
Tek tek ateş edin.
If you know anyone looking for a sublet, this place is rent-controlled.
Kiralık bir yer arayan birini tanıyorsanız buranın kirası uygundur.
After deploying its parachute and landing on the surface, an automobile-sized remote - controlled rover named Curiosity will probe the Red Planet's past and present ability to sustain microbial life.
Paraşütünü açtıktan ve yüzeye konduktan sonra uzaktan kumandalı araç Curiosity yani Merak kızıl gezegende mikrobiyolojik hayat gösteren, geçmişe ve günümüze dair işaretler aramaya başladı.
This will continue and by 2030, all food cultivation will be controlled by Vickerdale.
Bu olay devam edecek ve 2030 yılına geldiğimizde tüm tarım işleri Vickerdale'ın kontrolünde olacak.
Look, if Razor made the team, we were prepared to do a controlled media roll-out to disclose his past.
Bak, Razor takıma girerse geçmişini medyaya kontrollü bir şekilde yansıtmaya hazırdık.
He's controlled us for too long.
Bizi çok uzun zamandır o kontrol ediyor.
It was controlled, calculated... Cold-blooded.
Kontrollü, hesaplanmış, soğuk kanlı.
Well, there's no traces of mold, which indicate that she was kept in a controlled environment at exactly 33 degrees.
Küf izi yok, bu demektir ki kontrollü bir çevrede tam olarak 0 derecede tutulmuş.
I'm not going to swoop in like she's a rent-controlled apartment.
Kıza sanki kiracısı çıkmış bir daireymiş gibi atlayamam.
This unsub is too controlled to let his victims escape. I think Angel must have gotten away because he was being transferred somewhere.
Şüpheli kurbanlarının kaçmasına izin vermeyecek kadar kontrollü.
In no time, the Shin Bet controlled Lebanon, just like it controlled the West Bank.
Kısa sürede Shin Bet Lübnan'ı, Batı Şeria'yı kontrol ettiği gibi kontrol altına aldı.
PERY. Explain how the Shin Bet, which controlled the territory, didn't foresee an insurrection of this magnitude.
Bölgenin kontrolünü elinde tutan Shin Bet nasıl olur da bu büyüklükte bir ayaklanmayı öngöremez?
And the way these patterns are organised is controlled by the spin of the Earth.
Bu bölümleri düzenleme Dünya'nın dönüşüyle kontrol edilir.
A system of wind starts here that dictates the climate across the whole of our planet and that is all controlled by the spin of the Earth.
Tüm gezegenin iklime hükmeden rüzgar düzeni, buradan başlar ve.. ... Dünya'nın dönüşüyle idare edilir.
There's this entire group of people online, this underground that believes the world is controlled by secret forces.
İnternette koca bir grup bir tür yeraltı grubu, dünyanın gizli güçlerce yönetildiğine inanıyor.
It's a fact that Woodrow Wilson's senior advisor, Edward House, deliberately sent a passenger ship, the RMS Lusitania, into German-controlled waters with the intention that it be hit by a U-boat, which it was, and that brings America into World War I.
Woodrow Wilson'un kıdemli danışmanı Edward House'un bir deniz altı tarafından vurulması amacıyla yolcu gemisi RMS Lusitania'yı kasten Alman kontrolündeki sulara gönderdiği bilinen bir şey.
They came at me two-by-two in controlled bursts.
İki kişi saldırıp çekildiler.
Puck controlled by the otters.
Disk Otterslar'da.
I'm about to come into possession of a very large amount of a certain controlled substance.
Yakın zaman içinde, elime büyük miktarda bir çeşit madde geçecek.
Controlled detonation.
Uzaktan kontrollü patlama.
We've got the lab tech sorting through it now to see if there are any controlled substances.
Laboratuvar teknisyenleri... -... evinde madde arıyor.
So if you go to Afghanistan now, you are totally controlled.
Şimdi Afganistan'a gitseniz tamamen kontol altında olursunuz.
There hasn't been much falling, more like a controlled descent.
Çok fazla bir düşüş olmadı, daha çok kontrollü iniş gibiydi. Bilmiyorum...
It can't be controlled
O kontrol edilemez.
It's climate-controlled, got a fully-stocked bar, and we can go anywhere we want in one of the greatest cities in the world.
Klima var, dop dolu bar var, dunyanin en guzel sehirlerinden birinde istedigimiz yere gidebiliriz.
She was always trying to get out from under anything that she felt controlled her or made her feel like her life was very regulated.
Kendisini kontrol ettiğini düşündüğü herkesten ya da hayatında bir düzen oluşturduğunu düşündüğü her şeyden kaçmaya çalışırdı.
You must clear Waabri's sector and get to an African union controlled area.
Waabri'nin karargâhını temizleyip Afrikalı birliklerinin kontrolü altındaki bir yere gitmelisiniz.
It's connected to a detonator controlled by two of our guys.
Adamlarımızdan iki tanesi tarafından kontrol edilen bir ateşleyiciye bağlı.
I want you to stop pretending that Annie is just a line item, a thing to be damage-controlled.
Annie'ye kontrol altına alınması gereken bir askeri malzeme gibi davranmamanı istiyorum.
Designer drug that just got added to the Controlled Substances Act.
Denetimli Maddeler Kanunu'na eklenen ilaç. Denetimli Maddeler Kanunu'na eklenen ilaç.
Till recently, the area was controlled by the local tribes.
Bu zamana kadar bölge aşiretlerin kontrolü altındaydı.
In just under a half hour, 200 metric tons of fuel will ignite in a controlled explosion right beneath Howard's keister.
Yarım saatten kısa bir süre sonra 200 ton yakıt, Howard'ın tam poposunun altında kontrollü bir patlama başlatacak.
Hancock : The police controlled the story from the beginning.
Polis en başından beri hikayeyi kontrol etti.
People v. David Powell on the charge of criminal possession of a controlled substance in the first degree.
Suç unsuru oluşturacak miktarda birinci derece kontrole tabii uyuşturucu madde bulundurmak suçlamasıyla, David Powell'a karşı açılan kamu davası.
Area's been controlled by Hezbollah pretty much continuously since the civil war.
Bölge, iç savaştan beri Hizbullah tarafından kontrol ediliyor.
Okay, I think I have it controlled, but we don't have much time.
Pekâlâ, sanırım kontrol altına aldım ama fazla vaktimiz yok.
You must clear Waabri's sector and get to an African Union-controlled area.
Waabri'nin karargâhını temizleyip Afrikalı birliklerinin kontrolü altındaki bir yere gitmelisiniz.
I'm ashamed to say that 32 of the 33 voter ID laws were proposed by Republican legislators and passed by Republican-controlled state houses and signed into law by Republican governors.
33 Kimlik yasasından 32si cumhuriyetçiler tarafından cumhuriyetçilerin kontrolündeki senatolarda ve cumhuriyetçi hükümetler döneminde yürürlüğe sokulmuş.
You want me to get you a controlled sedative, I need to know.
Sana kontrollü yatıştırıcı vermemi istiyorsan nedenini bilmeliyim.
Yeah, but this can't be controlled.
Evet, ama bu kontrol edilemez.
That was a controlled burn, okay?
Namını nasıl iade ettin?
control 678
contract 64
controlling 38
controller 38
contracts 31
control yourself 95
contrary to popular belief 35
control it 17
control room 28
contraband 16
contract 64
controlling 38
controller 38
contracts 31
control yourself 95
contrary to popular belief 35
control it 17
control room 28
contraband 16