English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Control it

Control it translate Turkish

7,071 parallel translation
That I could control it.
Bunu kontrol edebildiğimi.
Okay, say after I move in with Cat, we get into some big fight, and I beast out, I can't control it.
Pekâlâ, diyelim Cat ile aynı eve çıktık. Büyük bir kavgaya tutuştuk. Canavara dönüştüm.
He can't fully control it.
Tam olarak kontrol edemiyormuş.
If we create a singularity here and then cannot control it, we could be looking at a global catastrophe.
Eğer bir tekillik yaratıp kontrol edemezsek küresel bir yıkımla karşı karşıya olabiliriz.
Learn to control it.
Kontrol etmeyi öğrenmelisin.
I don't think I can control it much longer.
Daha fazla kontrol edebileceğimi sanmıyorum.
Then we must learn to control it.
O hâlde hâkim olmayı öğrenmeliyiz.
If we do this, we have to control it.
Bunu yaparsak üstünde kontrolümüz olmalı.
Zoey's laptop is infected with a malware that allows the device to connect with and control it.
zoey'in laptopu cihaza baglanmayi ve kontrol etmeyi saglayan zararli biryazilimla kontrol ediliyordu. Bir Truva Ati.
That's the trick. That's how we control it.
Olay bu, ancak böyle kontrol altında tutabiliriz.
We will not wield this weapon..... until we can fully control it.
Tamamen kontrol altına alana dek silahı kullanmayacağız.
It kind of throws off my volume control.
Sesimi ayarlamama engel oluyor bazen.
I'm the one who sent him out to get more, and it got out of control.
Daha fazla ilaç bulması için onu gönderen bendim ama kontrolden çıktı.
Jamie's problems get really out of control, and you couldn't handle it.
Jamie'nin sorunları gerçekten kontrolden çıktı ve bunula başa çıkamazsın.
The business was in a state cos I wasn't paying to attention to it ~ and my life went out of control.
İlgilenmediğim için işler kötüye gidiyordu ve hayatım kontrolden çıkmıştı.
What's it going to take for you to accept the fact that you don't control the universe.
Evreni kontrol edemediğin gerçeğini sana kabul ettirecek şey ne?
I mean, what's it gonna take for you to accept the fact that you don't control the universe?
Yani, evreni kontrol edemediğin gerçeğini sana kabul ettirecek şey ne?
It's being used for mind control.
İnsan zihnini kontrol etmek için kullanılıyordu.
They got it all under control!
Her şeyi kontrol altına aldılar!
It's a kraang mind control device.
Bu Kraang zihin kontrol cihazı.
Oh, and I can't find the remote control anywhere. Hail Mary, full of grace, our lord is with thee. I know it was here somewhere.
- Uzaktan kumandayı da hiçbir yerde bulamıyorum. - "Zarafet dolu Yüce Meryem Tanrı senin yanında."
Wait. Is it gonna be up to me to teach you about birth control?
Dur biraz, sana doğum kontrolü olayını öğretmek bana mı kalacak?
I kept it to remind myself never to lose control like that again. And...
Bir daha asla kontrolümü öyle kaybetmemeyi kendime hatırlatmak için sakladım.
She was surrounded by barking dogs, just like dylan said, But i think it was an animal control truck.
Etrafında aynı Dylan'ın dediği gibi havlayan köpekler vardı ve Hayvan Kontrol arabasıydı.
His control, whatever it is, it wears off.
Üstündeki etkisi artık her neyse, geçiyor.
All it takes is one word, one suggestion, and they're no longer in control.
Tek bir kelime tek bir öneri yetiyor ve bir anda kontrolü yitiriyorlar.
Last time we talked, you were hunting a homicidal mind-control maniac, and then it's crickets from you.
En son görüştüğümüzde cani, zihin kontrol edebilen bir deliyi avlama peşindeydin sonra sesin kesildi.
It's because he knew he couldn't control me.
Beni kontrol edemeyeceğini biliyordu da ondan.
Well, this floor is on lockdown. I got it under control.
Bu kat kapalı artık, her şey kontrol altında.
Snap out of it, sister! Don't let him control you!
Kendine gel kardeş, ona izin verme!
We only have control over how we film the trial not how the network sells it to the public.
Sadece duruşmayı çekme üzerinde kontrolümüz var. Topluma nasıl satıldığında değil.
Someone's taken control of Fennel, and it certainly isn't Geraldine.
Biri Fennel'ın kontrolünü ele geçirdi ve Geraldine olmadığı belli.
It's clear they control our political process, our law enforcement, and though I'm not a religious man, Miss Peretta makes a very good point.
Politik sürecimizi ve hukuki yürürlülüğümüzü kontrol ettikleri açık dindar biri olmadığımı düşünmeme rağmen, Bayan Peretta güzel bir noktaya değindi.
Ghost says he has it under control, but I really don't know that he does.
Ghost olayların kontrolünde olduğunu söylüyor ama ben pek öyle olduğunu sanmıyorum.
MIKE : Also, it is imperative that we control all the pedestrian traffic around this building.
Ayrıca, binanın etrafındaki yaya trafiğini de kontrol altına almamız işimize gelir.
Soon after, they rose up, freed themselves, and took control of the ship, but it was, uh, damaged beyond repair.
Az kalmadan ayaklanıp kendilerini serbest bırakmışlar geminin kontrolünü ele geçirmişler. Ama tamir edilemez bir hasar varmış.
Is it control, power, transformation?
Kontrol, güç yoksa değişim arzusu mudur bu?
The man who concocted it, his fantasy is about control.
- Kesinlikle. Bunu uyduran adam, fantezisini kontrol üstüne kurmuş.
"The power to destroy a thing " is the absolute control over it. "
"Bir şeyi yok etme gücü o şey üstündeki mutlak kontroldür."
And it is out of our control.
Bizim hâkimiyetimizin dışındadır.
Yeah, it's fuzzy, but that was the... Loud, out-of-control, glass-breaking part, right?
Evet, belirsiz, ama gürültülüydü, kontrolsüzdü, kırılmış cam parçası, değil mi?
Establish some order before it gets out of control.
İşler çığrından çıkmadan düzeni tekrar tesis edin.
They fear it's an alliance you can't control!
Bunun kontrol edemeyeceğin bir ittifak olmasından endişeleniyorlar.
If you cannot control a story kill it.
Bir söylentiyi kontrol edemiyorsan ortadan kaldır.
Finally, it is under my control.
Sonuçta benim kontrolüm altında.
If we don't stop this, the death toll isn't going to be in the dozens, it's gonna be in the thousands, and the world is gonna look quite different... with Braxton in control of all our servers.
Eğer bunu durdurmazsak ölüm çanları düzineler için değil, binler için çalacak. Ve Braxton sunucularımızın kontrolünü elinde tutarken, dünya çok farklı olacak.
Lucky for you it was a false alarm, but Abigail didn't eat, and I don't want to lose control of her.
Yanlış olduğu için şanslısın, Ama Abigail yemedi, ama onun hakimiyetini kaybetmek istemiyorum.
It's the only way we've been able to control her.
Bu onu kontrol etmemizin tek yolu.
Houston says they've got it under control.
Houston durumun kontrol altında olduğunu söylüyor.
Now it is imperative that he be transported alive to the Centers for Disease Control Lab in California.
Kendisinin California'daki Hastalık Kontrol Laboratuvarına canlı olarak götürülmesi büyük önem taşıyor.
I had it under control.
Kontrol bendeydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]