Court press translate Turkish
92 parallel translation
Full-court press after this shot.
Bu atıştan sonra, baskı yapıyor.
It's fourth and fifteen, and you're looking at a full court press.
Dördüncü devrenin sonu ve tam saha presle karşı karşıyasın.
Why are you giving me the full-court press... if you're only leaving in a couple of days anyway?
Birkaç gün sonra gidiyorsan neden bana böyle davranıyorsun?
The President's calling for a full-court press.
Başkan bu konuda bir basın toplantısı düzenlemek istiyor.
Donna just put on the full court press, man, and you dropped the ball.
Donna tam sağa pres yaptı dostum, ve sen topu düşürdün.
- Let geology and hydrology... know we need to scramble on this- - full court press.
- Bu bölümü basına dağıtmak için çoğaltın.
- We're giving it full court press.
Hepimiz bu cinayetle ilgileniyoruz.
It sounds like a full-court press, but you must admit... it's a bit like closing the barn door after the horse is out.
Tam bir işbirliği içerisindesiniz yani. İş, işten geçtikten sonra hareket ettiğinizi de kabul etmelisiniz.
Full-court press is on?
- Tam saha baskıya mı başladın?
I mean, have you considered asking him what he heard or... or saw before you just put the full court press on him?
Yani, onu korkutmadan önce, hiç ses duyup duymadığını yada bir şey görüp görmediğini sormayı düşündün mü?
Full court press.
Tam mahkeme baskısı.
If we tie it up, go man to man, then at the two minute mark, switch over to a full court press...
Eğer berabere kalırsak, adam adama oynat Sonra iki dakika işaretinde Sahada baskın olmak için yerleri değiştir...
Full-court press? No holds barred, maximum effort?
Tam baskı, engel tanımaz, maksimum çaba mı?
Gotta put the full-court press on him, get him to fold.
Onun işlerini batırmak için mahkemenin basın temsilcilerini ona yönlendirmeliyiz.
Frenchie's putting on the full-court press, huh?
Tanrım, Fransız gerçekten de çok zorluyor değil mi?
Full-court press so we can practice some running against anybody.
Tam saha presle de karşı potaya koşu yaparız.
That's how you run full-court press.
Tam saha pres diye buna denir.
We're gonna go man - to - man, full - court press.
Adam adama savunma. Tam saha pres yapacağız.
- Full court press!
- Alan savunması!
I hate to seem unappreciative, but I got some girls back home who deserve the full-court press on this one so I'm gonna have to pass.
Minnet bilmez gibi görünmek istemem ama evde kızlar beni bekler. Bu yaşananları sıkı markaja almayı hak ettiler, yani benim uzamam lazım.
He wants a full-court press, right?
Basına ayar vermek istiyor, değil mi?
Listen, the DA's decided to try this case herself which means they're gonna do the full-court press.
Başsavcı davayla bizzat ilgilenmeye karar verdi. Bu durumda mahkeme üstünde büyük baskı olacak.
What's intense is the El Capitan full-court press.
Sarsıcı olan El Capitan'ın tam saha pres yapması.
I think you can beat these girls if you switch your defense to a full-court press.
Savunmada adam değiştirirsek ve tam saha baskı yaparsak, sanırım bu kızları yenebiliriz
For the next 48 hours we want a full-court press.
Önümüzdeki 48 saat boyunca büyük bir gayret bekliyoruz.
You put on a full-court press and do it fast.
Hemen tam saha baskı kur.
But now I am making a full-court press for sexy legs.
Ama şimdi, seksi bacaklar için komple baskı yapıyorum.
So as of now... we're in a full-court press to gather intelligence on the enemy.
Yani şu andan itibaren tüm gücümüzü düşman hakkında bilgi toplamaya ayıracağız.
Guys, this is, like, two-on-two, full-court press stupid.
Bu iki oyuncuyla tam saha pres yapmak gibi.
Why press charges and get things all tied up in court?
Tazminat isteseniz işler mahkemede sürünecek.
The thrust of this defence will be to answer... in the court, the press, and the public mind... to answer the accusation of negligence this completely... that not only do we win the case, but win the case so that it is seen... that this attack on these men and this institution... was a rank obscenity.
Bu savunmaya güvenmeleri mahkemede, basında ve kamuoyunda karşılığını bulmalıdır, görevi ihmal suçlamasını tümüyle çürütürken yalnızca davayı kazanmakla kalmayacağız, bu insanlara ve bu kuruma yapılan saldırının yüce değerlere bir tecavüz olduğunu da göstereceğiz.
I further admonish that counsel's attempts to try this case in the press and not before this court, will put him in the utmost peril.
Avukatın bu davayı basına taşıma çabası mahkemenin önüne geçemez, ama kendisini son derece tehlikeye sokuyor.
And now. "Americans for a Free Press" welcome to Cincinnati. direct from jail, cleared 100 % by the appellate court...
"Özgür Basın Yanlısı Amerikalılar" Cincinnati'ye hoşgeldin diyor, hapisten sonra, mahkeme tarafından aklanmış olarak...
Bellinger's lawyer has already filed an appeal in federal court and will hold a press conference tomorrow.
Bellinger'in avukatı hemen Federal Mahkemeye temyiz başvurusunda bulundu ve yarın bir basın toplantısı düzenleyecek.
Well, you have the right to press for a court-martial.
İyi, Askeri mahkemeye başvurma hakkın var.
- To exclude press from the court.
Mahkemeden basının çıkarılması için.
There is an undertaking that you will cease all proceedings in the press, in the court...
Orada basın ve mahkemede tüm girişimlerinize son vereceğinize dair bir madde var.
Just press talk. - Three months later, Amy Taupin filed a similar suit also settled out of court. - Alvin?
Basın açıklaması ile yetinmişler.
In the two months it takes to get the approval of the court... I'll talk to the press, discredit you as a pedophile... and a kidnapper, and an overall menace to society.
Mahkemeden onay çıkması iki ay sürerken ben de basına gider, senin sübyancı, çocuk kaçıran ve toplum sağlığına bir tehdit olduğunu söyleyerek itibarını zedelerim.
The Security Council therefore must press for his immediate referral to the International Criminal Court in The Hague.
Güvenlik Konseyi onun Lahey'deki Uluslararası Mahkeme'ye gönderilmesi için baskı yapmalıdır.
Full-court press.
Tüm polis teşkilatına Darius'u aratıyorum.
Press charges or get a court order.
- Dava aç ya da mahkeme emri çıkar.
You let us go through the ringer, the court hearings, the press.
Bize cehennem azabı çektirdin! Duruşmalar, basında çıkanlar!
As long as Ford takes out an ad in the Detroit Free Press, saying that they stole Robert Kearns'invention, and have done everything they can to deny me my day in court.
Ford'un Detroit Free Press'e bir ilan verip Robert Kearns'ün icadını çaldıklarını ve beni mahkemeye gitmekten vazgeçirmek için her şeyi yaptıklarını söylemesini.
He told me that if I would come back to court after the press was gone and the public was gone, that he would then recall Polanski and he would be released from prison.
Bana basın ve insanlar gittikten sonra mahkemeye dönersem Polanski'yi geri çağıracağını ve onu hapisten çıkaracağını söyledi.
With the press cuttings, case number and invoice from the wrecker working with the court.
Gazete küpürleri, şasi numarası ve mahkemeyle çalışan tamirciden fatura alındı.
And he can press a full court-martial if he wants to.
Ve isterse de kapsamlı bir askeri mahkeme kurabilir.
Your Honor, given the stature of my client, Mr. McKeon, and given the fact that this pre-trial hearing has already garnered the attention of our friends in the press, we ask the court to seal the pre-trial filings and avoid a show trial.
Sayın Hâkim, müvekkilim Bay McKeon'un statüsüne ve bir ön duruşmada bulunmamızı dikkate alarak duruşma şimdiden medyadaki dostlarımızın ilgisini topladı. Mahkemenin ön duruşma kayıtlarını tamamlayıp bir gösteri duruşmasından kaçınmasını rica ediyoruz.
- Eric, full-court press.
Eric, her şeyini araştır.
The High Court will issue this press release tomorrow.
Yüksek mahkeme yarın bu basın açıklamasını yayınlayacak.
The High Court has issued a press release.
Yüksek mahkeme bir basın açıklaması yaptı.
pressure 140
press 256
pressing 17
press the button 43
press one 53
press it 29
pressure's 23
pressure's dropping 42
press two 27
press conference 24
press 256
pressing 17
press the button 43
press one 53
press it 29
pressure's 23
pressure's dropping 42
press two 27
press conference 24
pressed latinum 25
court 157
courtney 292
courtesy 22
courtois 20
courtside 17
court is in session 17
court is now in session 32
court is adjourned 44
court adjourned 25
court 157
courtney 292
courtesy 22
courtois 20
courtside 17
court is in session 17
court is now in session 32
court is adjourned 44
court adjourned 25