Don't say it translate Turkish
6,007 parallel translation
One... don't count it.
Bir... bu sayılmaz.
So when I say that I am literally gonna set fire to this building with you in it before I hand over the keys to it, you don't know if I'm speaking figuratively or literally.
Bu yüzden size anahtarları vereceğime bu binayı içinde siz de varken resmen yakmayı tercih ederim dediğimde mecazi anlamda mı dedim yoksa gerçek anlamda mı bilemeyeceksiniz.
- Don't say it.
- Lütfen söyleme.
That had to be hard to say to me and I appreciate it, but I don't care.
Bunu bana söylemek senin için zor olmalı ve minnettarım ama umurumda değil.
( soft laugh ) : Come on, don't make me say it.
Söyletme işte.
Yeah, well, we could sit around here and try to figure it out, but we got a date South of the border, so what do you say we just, I don't know, let those little moments go?
Burada kalıp ne olduğunu çözmeye çalışabiliriz. Ama güneyde gidilecek bir yerimiz var. O durumu kendi haline bırakabiliriz.
I don't agree with a single thing you just said. But, you did say it to me like a man and I got to respect that.
Söylediklerinin hiçbirine katılmıyorum ama bir erkek gibi söyledin ve buna saygı duyarım.
I know I probably don't say it enough, or maybe never.
Yeteri kadar söylemediğimin ya da belki de hiç söylemediğimin farkındayım.
- No. I can't say things that I don't know! I can't do it!
Bilmediğim bir şeyi söyleyemem ki!
- Don't say it.
- Sakın söyleme.
I already talked to the people in the community, and they say it was cool, so don't even trip.
Topluluktan insanlarla çoktan konuştum, ve onlar... bize karşı iyi davrandılar.
It's what they say in t'movies when they don't want to say anything.
Bir şey söylemek istemediklerinde filmlerde bunu söylüyorlar.
Joe doesn't do it any more cos of his wig. He don't say that but it's obvious.
Joe, peruğu yüzünden katılmıyor mesela.
They don't know how numbers work, and they want me to do it all wrong.
Sayıların işleyişini bilmiyorlar ve benim de yanlış yapmamı istiyorlar.
Look, I don't know how to say this except bluntly, but most times when something like this happens, the outcome isn't... It's not good.
Bunu üstü kapalı bir şekilde nasıl söylerim bilmiyorum ama genelde böyle bir şey olduğu zaman, ortaya çıkan sonuçlar pek de iyi olmuyor.
But I still don't get why he'd say he did it if he didn't.
Ama yapmadıysa neden yaptım desin hâlâ anlamıyorum.
Mom! Don't say it like that.
Anne bunu nasıl böyle söylersin?
If you don't want to give me an answer... you can say it later.
Bana şimdi cevap vermek istemiyorsan daha sonra verebilirsin.
We don't say this is the reason why you must come and see it.
'Sergiyi şu şu nedenle gelip görmelisiniz'demiyoruz.
Make a wish. You don't have to say it out loud.
Sesli söylemene gerek yok.
I-I-I don't want to say over the top, but it - -
Tamamen olmasın demiyorum - -
I know it's the modern way to never actually hold your hand up and say, "My fault", but I'm not a big fan of the modern way. Oh, you don't say!
Şimdiki zamanda kimse elini kaldırıp hata benim demiyor ama ben şimdiki zamanın hayranı değilim.
Don't say it.
Sakın deme.
And I don't care if you say it back.
Söyleyip söylememen umurumda değil.
I don't know why I didn't say it back to you right away.
Niye anında söylemediysem.
Don't make me say it.
Bana bunu söyletme.
- Well, don't mention it to her, but feel free to buy me a drink and say congratulations.
- Bundan ona bahsetme ama bana bir içki ısmarlayıp tebriklerini dile getirebilirsin.
Is it awful to say that some days I don't think of him at all?
Bazen hiç aklıma bile gelmiyor desem ayıp olur mu?
Don't say it doesn't worry you.
Beni endişelendirmiyor deme.
Don't you dare say, "Because it's hip."
"Havalı olduğu için" diyeyim deme sakın.
- You don't have a say in it.
Söz hakkın yok.
I wanted to say, "sir, you don't even know the half of it."
O anda efendim hiçbir şeyden haberiniz yok demek istedim.
I think it's more accurate to say we don't have any friends down there.
Hiç sevenimizin olmadığını söylemek daha yerinde olacaktır.
Why don't you write down what you want to say and where you want to send it.
Ne söylemek istediğini ve nereye göndermek istediğiniz yazsana.
Just... please don't say it.
Sadece... lütfen söyleme.
And it might shock you to believe, Lisa, but I don't have health insurance, so I'm gonna say I hurt my hand in the fight, and Bucky's insurance is gonna cover it.
Ve şok olabilirsin, lisa, Ama benim sağlık sigortam yok, O yüzden elimi dövüşte incittiğimi söyleyeceğim,
Well, you know what they say, don't knock it until you try it.
Ne derler bilirsiniz, denemeden eleştirme.
Uh, did you say, don't smash it?
Ezme mi demiştin?
Don't you dare say that you were doing this for me,'cause we both know what person in this house you did it for,
Sakın bunu benim için yaptığını söylemeye cüret etme. Çünkü bu evdeki hangi kişi için yaptığını ikimiz de biliyoruz ve o kişi ben değilim.
You don't have to say it twice.
İkinci defa söylemek zorunda değilsin.
It's good to have a moment alone to say how much I appreciate your kindness to Dicky. I know you don't approve.
Dicky'ye karşı olan nezaketini ne kadar takdir ettiğimi söylemek için yalnız kalabilmemiz iyi oldu.
I don't know how else to say it.
Başka nasıl ifade edebilirim bilmiyorum.
Why don't you write down what you want to say and where you want to send it.
Ne söylemek ve nereye yollamak istediğini yazsana.
I can't say for sure, but I don't know how else to explain it.
Kesin bir şey diyemem ama başka bir açıklaması yok.
Don't say it.
- Jeanie kim?
I just said, "Don't say it."
Daha 15 yaşındaydık... "Sakın söyleme" demiştim sana.
I want you to know that you don't have to say it back.
Karşılık vermen gerekmediğini bilmeni istiyorum.
I know you're not ready, and I don't want you to say it just because social convention dictates...
Hazır olmadığını biliyorum ve bunu sözleşme gereğince söylemeni de istemiyor...
Anne... If I don't get a chance to say it, I just wanted to tell you that I'm very proud of you.
Söylemek için başka fırsatım olmayabilir seninle gurur duyduğumu söylemek istiyorum.
They say they're fine, and even if I-I don't look it, you say I look well, and in that way, we avoid talking about something we can do nothing about.
İyiyim derler. Öyle görünmeseler bile öyleyim derler. Bu bir açıdan elimizden gelmeyen bir şeyle ilgili konuşmadan kaçmak demektir.
And whatever you were about to say, don't say it.
Her ne söylemeyi düşünüyorsan sakın söyleme.
don't say it like that 37
don't say i didn't warn you 73
don't say that 1583
don't say no 47
don't say my name 18
don't say anymore 16
don't say a word 193
don't say nothing 17
don't say anything 511
don't say such things 32
don't say i didn't warn you 73
don't say that 1583
don't say no 47
don't say my name 18
don't say anymore 16
don't say a word 193
don't say nothing 17
don't say anything 511
don't say such things 32