English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Engineered

Engineered translate Turkish

652 parallel translation
Tommy, these friends of yours have engineered this behind your back.
Tommy, bunu, arkadaşların arkandan ayarladı.
You engineered the whole thing.
Her şeyi siz ayarladınız.
The same Steven Fisher engineered the kidnapping of Van Meer, the Dutch diplomat.
Aynı Fisher, Hollandalı diplomat Van Meer'in kaçırılması olayını organize edenlerden biriydi.
- Wait. Who engineered this getaway?
Bu firarı kim planladı?
Seems to. If Cody's been out of California for months... I suppose he couldn't have engineered that train robbery six weeks ago.
Cody aylardır Kaliforniya dışındaysa... altı hafta önceki tren soygununu da o tertiplemiş olamaz sanırım.
Also, try to learn the identity of the very special fence... that engineered this deal.
Ayrıca, bu işi tertipleyen para aklama uzmanının... kimliğini de öğrenmeye çalış.
I've engineered some very big things.
Ben çok büyük işler planladım.
Engineered by my mate, aided by those you saw him lead ashore.
İkinci kaptan, ve kıyıda gördüğünüz silahlı kişiler başlattılar.
Tell them who was behind it, who engineered the whole thing... who knew as much about me as I knew myself!
Arkasında olan kimdi, söyle.
Only a cool and logical man could have engineered such an exploit.
Sadece soğukkanlı ve mantıklı bir adam böyle bir macerayı tasarlayabilirdi.
There's a party who engineered this fraud to name Yukiko as heir.
Bu yolsuzluğu bir topluluk tezgahlamış Yukiko'yu varis olarak, kendi çıkarları doğrultusunda atamışlardır.
She engineered this all by herself.
Bunu kendi uydurdu.
Perhaps he'll even tell us how he engineered this clever plot
Belki bu zekice planı nasıl yaptığını, öldürülmeden önce...
Nomad was a thinking machine, the best to be engineered.
Nomad düşünen bir makineydi.
And millions of Russian civilians died from shooting, bombing, shelling, forced winter marches, engineered starvation.
Milyonlarca sivil Rus kurşunla, bombayla, top atışıyla yaşama veda etti. Kışın yürümeye zorlandı, tasarlanarak açlığa mahkûm edildi.
- Roth. He engineered it, Michael.
O planladı, Michael.
Of course, if you didn't steal the Panther, one might almost conclude the general, in order to get rid of his political enemies, engineered the robbery himself.
Tabii Panter'i sen çalmadıysan... bu varılabilecek tek sonuç, General'in, siyasi düşmanlarından kurtulmak amacıyla bu soygunu kendi düzenlediğidir.
One man had engineered the most effective killing environment in history.
Bir adam, dünyanın en büyük öldürme ortamını yaratmıştı.
The custom-tailored, genetically engineered humanoid Replicant designed especially for your needs.
Siparis, üzerine genetik insansi robot kopya aynen sizin ihtiyaçlariniza göre hazirlanmistir.
It was only the fact of my genetically engineered intellect that allowed us to survive.
- Tek bir gerçek varsa ; o da genetik olarak arttırılmış zekamın bizi hayatta tuttuğudur.
Warden Beale has confessed to the crimes after being turned over to Florida state officials... along with videotapes of the fights he engineered between prisoners.
Müdür Beale, mahkumlar arasında düzenlediği dövüşlerin görüntüleri ile birlikte Florida eyaleti memurları tarafından teslim alındıktan sonra suçlarını itiraf etti.
And what of the mystery men who engineered the capture of the warden and the film?
Peki ya müdürü yakalayan ve bu filmi çeken gizemli adamlar?
Now, once the frame was obvious, it was also obvious who'd engineered it.
İş çevirmen barizdi, aynı zamanda kimin düzenlediği de barizdi.
People "still" don't believe we engineered that!
Ama halk hâlâ bunu bizim ayarladığımızı bilmiyor.
He's the man who engineered the coup down in San Cortez.
San Cortez'deki hükümet darbesini o organize etmişti.
- You engineered that whole thing at the oilfield? - Yes.
- Petrol sahasında olan şeyleri sen mi planladın?
It indicates a genetically engineered biological life form.
Genetik olarak üretilmiş biyolojik yaşam formu demektir.
These "Newcomers", we soon learned, were a genetically-engineered race adapted for hard labor in almost any environmental condition.
Çok geçmeden gördük ki "Yeni Gelenler" hemen her çevre koşulunda zor işler yapmaya uyarlanmış genetik mühendislik ürünü bir ırk.
We were genetically engineered as slave laborers.
Genetik mühendislik bizi köle işçiler olarak tasarladı.
Carlos engineered this somehow.
- Carlos bir şekilde bunu ayarlamış.
Carlos engineered this.
Carlos bunu ayarladı.
- Meaning it was engineered?
- Bu, üretilmiş demek mi oluyor?
If the microbes are engineered to kill, I'd say somebody is going after a whole family.
Mikroplar öldürmek için üretildiyse, birileri tüm ailenin peşine düşmüş derdim.
Genetically engineered?
Genetik yapılarıyla mı oynandı?
Not engineered, created.
Oynanmadılar, yaratıldılar.
You paid for it, I engineered it. It's over.
Sen parasını ödedin, ben planladım.
We feed maggot to our special breed of genetically engineered fish.
Genetik olarak tasarlanıp yetiştirilen balıkları larvayla besliyoruz.
And you engineered the police strike.
Ve polis grevini siz provoke ediyorsunuz.
Engineered like no other car.
Bu araba eşsiz bir mühendislik eseri.
Your Federation colleagues have engineered mass arrests to pressure me into releasing you.
Federasyon'daki çalışma arkadaşların seni serbest bırakmaya zorlamak için... toplu tutuklamalar düzenlemiş.
So somebody, I assume, genetically engineered these ponies.
Sanırsam birileri midilliyi genetik olarak oluşturmuş.
Windom Earle engineered the explosion that caused the power outage.
Elektrik kesintisine neden olan patlamayı, Windom Earle planladı.
Synthetic flesh, bio-engineered organs.
Sentetik et, bio-mühendislik organları.
Genetically engineered viruses designed to destroy whole ecosystems.
Tüm eko sistemi yok etmek için tasarlanan, genetik olarak işlenmiş virüsler.
You see, this is an engineered society.
Gördüğünüz gibi, burası tasarlanmış bir topluluk.
- Engineered?
- Tasarlanmış mı?
Scientifically engineered and all that crap.
Bilimsel tasarlanmış, falan filan.
We've engineered them that way.
Genlerini bu şekilde kodladık.
I want to carry you to that Eames classic and show you why it's the best-engineered chair in the world!
Sence seni hemen alıp şuradaki Eames Classic'e götürüp neden dünyanın en iyi şekilde. üretilmiş sandalyesi olduğunu göstermek istemiyor muyum?
You're saying the Cardassians genetically engineered this thing?
Cardasyalıların genetik mühendislikle bu şeyi yaptıklarını mı söylüyorsun?
I only know what the record shows now, a backlash of hatred, a plague virus genetically engineered and released.
Ben sadece kayıtları bilirim. Nefret yüzünden,... laboratuvarda yaratılmış bir veba virüsü etrafa salındı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]