Engine room translate Turkish
569 parallel translation
Hello, Engine Room!
Alo, Makine Dairesi!
All right, pal, across the hall and down through the engine room.
Pekâla dostum, koridorun karşısından aşağı makine dairesine iniyoruz.
Engine Room Artificer Vogel
Makine dairesi görevli askeri Vogel
Engine room.
Makine dairesinden.
I can count on every one of the seamen, but the engine room, they're not to be trusted, least of all, the Chief.
Denizcilerin her birine güveniyorum. Ama makine dairesindekilere güvenilmez. Özellikle de şeflerine.
Pass the word to the engine room to stand by to get underway.
- Motor dairesine harekete geçmek için bekleme talimatı verdim.
Engine Room, give me all you've got!
Makine Odası, göster kendini!
Epps, we're heading for the main engine room.
Epps, ana makine dairesine gidiyoruz. Epps?
Epps, the engine room is totally flooded.
Makine dairesi tümüyle su altında.
Show you the engine room and...
Çok ilgi çekicidir.
I'll tend to this myself, which way is the engine room?
Bununla kendim ilgileneceğim. Makine dairesi ne tarafta?
But just in case any of you are still at all anxious, let it be known that Mr. Chelm has taken charge in the engine room.
Her gün olur. Fakat içinizde hâlâ kaygı duyan varsa Bay Chelm'in makine dairesinde idareyi ele aldığını bildirmeme izin verin.
This is the engine room.
Burası makina dairesi.
Engine room manned and ready.
Makine dairesi hazırlandı.
Engine room.
Motor hane!
Engine room clear. Forward torpedo room clear.
Motor ve ön torpido odası hazır.
- Fire room and engine room, flooded.
- Kazan dairesi ve motor sular altında.
Engine room, this is the captain.
Makine dairesi, kaptan konuşuyor.
Hello, Engine Room.
Alo, Makine Odası.
Captain to Engine Room.
Kaptandan Makine Odasına.
- Tell the engine room to stand by.
- Makine dairesine hazır olmasını söyle.
- Engine room, stand by.
- Makine dairesi hazır ol!
- The engine room wheel has been tested. - Quite a send-off, eh, Captain? - Yes, sir.
- Büyük bir uğurlama ne dersin, Kaptan?
- The engine room say they'll need more. They're rigging them now.
Ama makine dairesine takviye lazım.
The engine room's flooding.
Makine dairesi su alıyor.
Her engine room's flooded and she's sinking by the head.
Baş kısmı batıyormuş ve makine dairesi su almış.
Wilson, tell the engine room we're standing by.
Wilson, makine dairesine söyle, beklemedeyiz.
Conning tower, aft engine room manned and ready.
Komuta kulesi, Makine dairesi ve personeli hazır.
Engine room flooded, main induction and ventilation wrecked... torpedo tubes, motor controls and reduction gear inoperable... electrical equipment, wiring, gauges, gyro, radio. "
"Makine dairesini su bastı, havalandırma sistemi, torpido tüpleri... "... çalışamaz durumda. Tüm motor kontrol sistemleri çalışamaz durumda.
There's a woman in my engine room.
Makine dairemde bir kadın var.
It's bad luck to have a woman in the engine room.
Bir kadının makine dairesinde olması uğursuzluk getirir.
- The whole engine room.
- Tüm makine dairesi.
they get each other in the end. Engine Room to Captain.
Sonunda bir araya geliyorlar...
Either her or me in this engine room!
- Ne var, Tostin? Makine dairesinde ya o, ya ben!
Get that thing out of my engine room!
Lütfen şunu makine dairemden çıkarır mısınız?
- Engine room. Is the Captain there?
- Makine dairesi, Kaptan orada mı?
Yes, I know, but I have to go to the engine room.
Biliyorum ama, makine dairesine gitmeliyim.
We're carrying 200 pounds of dynamite in the engine room with fuses attached.
Motor odasında zincirlere saklanmış 70 kilo patlayıcımız var.
Tell the engine room to give me everything they've got.
Makina dairesine ellerindeki herşeyi çalıştırmalarını söyle.
Engine room. Engine room.
Makine dairesi, makine dairesi.
Engine room, give us more propulsive power!
Makine dairesi, daha fazla güç verin!
Engine room... engine room!
Makine dairesi, makine dairesi!
Engine room!
Makine dairesi!
Lady Mary and Elena arduously applied the sealing substance joining the lengths of bamboo which had to be stretched from the Nautilus'engine room through tortuous rocky areas to the water's edge and beyond.
Leydi Mary ve Elena bambuların uçlarını birleştirip... birbirine yapıştırdı. Boru hattı Nautilus'un makine dairesinden çıkıyor... eğri büğrü kayalıklardan geçip su kenarına ulaşıyordu.
- Engine Room, what happened?
- Makine dairesi, ne oldu?
I thought maybe I could get a translation first, there's a man down in the engine room that speaks Greek.
Makine dairesinde Yunanca konuşan biri var.
Engine room?
Makine odası?
Confine the engine-room crew below decks, - and see that they do their work.
Makine dairesi ekibinin güvertenin alt kısmında kaldığından ve işlerini yaptığından emin ol.
The engine room just blew.
Makine dairesi havaya uçtu.
- We're just on our way to the engine room.
- Evet. Şimdi manevra odasına gidiyoruz.
Engine room.
- Anlıyorum. Makine dairesi.
room 1000
rooms 83
roommate 60
roomie 108
roomies 23
room for one more 22
room number 25
roommates 31
room service 204
room apartment 20
rooms 83
roommate 60
roomie 108
roomies 23
room for one more 22
room number 25
roommates 31
room service 204
room apartment 20
room clear 21
engines 24
engine 193
engineering 113
engineer 82
engineers 40
engine turns over 78
engine revving 83
engine starting 17
engine revs 81
engines 24
engine 193
engineering 113
engineer 82
engineers 40
engine turns over 78
engine revving 83
engine starting 17
engine revs 81