English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Everybody lies

Everybody lies translate Turkish

95 parallel translation
Everybody lies all the time.
Herkes yalan söyler.
Everybody lies sometime.
Herkes bazen yalan söyler.
Shit, Martin, everybody lies.
Herkes yalan söyler.
I'd just appreciate it if you didn't run around telling everybody lies about me.
Lütfen hakkımda yalanlar uydurma.
Everybody lies.
Herkes söyler.
And what everybody out there knows... Everybody lies.
Herkesin yalan söylediğini herkes bilir.
Everybody lies.
Herkes yalan söyler.
Hey, everybody lies on their resume, okay?
Herkes özgeçmişlerinde yalan söyler, tamam mı?
Larry, everybody steals shrimp, and everybody lies about it.
Larry, herkes karides çalar, ve sonra da yalan söyler.
Everybody lies, Dr Turk, whether it's that doobie brother in there, or, say, me when I tell my son he can still live at the house after he graduates from art school. And by the way, sport,
Herkes yalan söyler, Dr. Turk, oradaki serseri de olsa, ben, oğluma sanat okulundan mezun olduktan sonra evde kalacağını da söylesem fark etmez.
- No, but- - - Everybody lies.
- Hayır, ama- -
As Dr. House likes to say, "Everybody lies".
Dr. House, "herkes yalan söyler" lafına bayılır.
What is it, everybody lies except for schizophrenics and their children?
Herkes yalan söyler kuralının istisnası şizofrenler ve çocukları mı?
Everybody lies, Abby.
Herkes yalan söyler Abby.
Everybody lies!
Herkes yalan söylüyor!
Oh, so everybody lies except a convicted murderer?
Suçu kanıtlanmış bir mahkûm dışında herkes yalan söyler.
- I know everybody lies, but you'd think that after a certain amount of time together, you wouldn't be trying so hard.
Ama birlikte biraz zaman geçirdikten sonra dürüst olmak bu kadar zor olmaz.
Everybody lies, except politicians?
Herkes yalan söyler- - Politikacılar hariç mi?
- It's crazy, huh? - What happened to "everybody lies"?
- "Herkes yalan söyler" e ne oldu?
It's a basic truth of the human condition that everybody lies.
İnsan doğasının en temel gerçeği, herkesin yalan söylemesidir.
Come on, everybody lies.
Hadi ama, herkes yalan söyler.
everybody lies.
herkes yalan söyler.
The reality is, everybody lies and manipulates to get what they want.
Oysa herkes istediğini elde etmek için yalan söylüyor ve başkalarını kullanıyor.
Now, most everybody lies. But the dead can't.
Herkes yalan söyleyebilir ama, ölüler beceremez bunu.
And everybody lies.
Ve herkes yalan söyler.
There's a reason that everybody lies.
Herkesin yalan söylemesi için bir sebep vardır. İşe yarar.
I'm just saying everybody cheats and everybody lies, and whether they act upon it or not is a secondary conversation.
Sonuçta herkes aldatır ve yalan söyler ama gerçekte bir şey yapıp yapmamak ayrı bir konu.
She's - she's - she's going around town telling everybody lies about me.
Kasabadaki herkese hakkımda yalanlar söylüyor.
If everybody lies, that includes teenage boys.
Herkes yalan söylerse buna çocuklar da dahildir.
The thing you have to realize is... everybody lies.
Farkında olman gereken şey herkesin yalan attığıdır.
Everybody lies, remember?
Herkes yalan söyler. Unuttun mu?
Everybody lies once in a while.
Herkes arada sırada yalan söyler.
Ma'am, everybody lies.
Hanımefendi, herkes yalan söyler.
You didn't get my message earlier? But as someone once told me, everybody lies. Yeah.
Sabahki mesajımı almadın mı?
If everybody lies, then trust is not only unfounded and pointless, it's fictional.
Herkes yalan söylüyorsa güvenmek sadece boş ve anlamsız değil uydurmacadır da.
They're all morons, and everybody lies.
Hepsi moron ve herkes yalan söyler.
Wait, if everybody lies, then that means you're lying right now.
Eğer herkes yalan söylüyorsa, siz de şu an yalan söylüyorsunuz demektir.
Everybody lies on their resume... or, at least, that's what Sam told me.
Herkes özgeçmişi hakkında yalan söyler ya da en azından... Sam bana öyle demişti.
Everybody lies on the Internet. He's right.
- Herkes internette yalan söyler.
You want to set up a movie in a week, you want to lie to Hollywood, a town where everybody lies for a living, then you're gonna sneak 007 over here, into a country that wants CIA blood on their breakfast cereal, and you're gonna walk the Brady Bunch out of the most watched city in the world.
Bir hafta içerisinde film seti hazırlamak istiyorsunuz yaşamın yalan üzerine kurulduğu Hollywood'a yalan söylemek istiyorsunuz sonra da bu James Bond zevk için CIA ajanı öldürebilecek bir ülkeye sızacak siz de herkesin gözü üzerinizdeyken bu operasyonu yapacaksınız.
I don't know why, everybody always lies to me.
Bilmiyorum neden ama herkes bana daima yalan söylüyor.
I said, "Listen, everybody lives with lies."
Ona : "Herkesin yalanla yaşadığını bilmelisin." dedim.
So don't go around telling lies about me, or I'll tell everybody the truth!
İyisi mi benim hakkımda yalanlar uydurma yoksa herkese gerçekleri söylerim!
She said she's gonna tell everybody about my lies and my deceit.
Herkeze yalanımı dolanlanımı anlatacağını söyledi.
Somebody once told me that everybody lies, and since you're the only people who know he has cancer...
Onun kanser olduğunu bilen tek kişi olduğun için...
And while everybody's looking for a girl from Latin America, a Jane Doe from somewhere in the US lies unclaimed in the coroner's office.
Herkes Latin Amerikalı bir kız ararken, Amerikalı bir Jane Doe adli tabibin bürosunda sahipsiz durur.
Dad, she lies to everybody.
Herkese yalan söylüyor baba.
Everybody lies. Even when they don't have to.
Herkes yalan söyler..
Why is everybody telling'me lies today?
Niye bugün herkes bana yalan söylüyor?
'Cause I just can't stop thinking about the movie True Lies, you know, where Arnie's strapped to the chair and shot full of truth serum, then he picks his cuffs and kills everybody.
Çünkü "Gerçek Yalanlar" filmini düşünmeden edemiyorum, Arnie'nin sandalyeye bağlı olduğu ve ona gerçek serumu verildiği, sonra kelepçelerini çözüp herkesi öldürdüğü sahneyi.
I didn't say everybody always lies...
Herkes her zaman yalan söyler demedim...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]