Execute him translate Turkish
240 parallel translation
They'll execute him with something they call hydrocyanic gas, and the antidote for that is Methylene Blue.
Hidrosiyanik gaz dedikleri bir şeyle de idam edecekler, ve bu gazın panzehiri de bizim şu Metilen mavisi.
- Execute him.
- İdam edelim.
I had to execute him with my pistol.
Tabancamla öldürmek zorunda kaldım.
Others were about to execute him.
İdam edeceklerdi.
Master Ichi... that man named Shimazo who asked for your help... they really are going to execute him.
Usta Ichi..... şu senden yardım isteyen Shimazo adındaki adam..... onu gerçekten infaz edecekler.
I received orders to execute him in 48 hours.
48 saat içinde konuşturmamız için emir aldım.
My guess is they plan to execute him soon.
Sanırım yakında idam etmeyi planlıyorlar.
Sir, allow us to execute him again.
Efendim, bir daha infaz etmemize izin verin.
Execute him again?
Bir daha mı infaz edelim?
That's right, sir. We'll execute him.
Haklısınız efendim, infazı sonlandıracağız.
If we try to execute him again, we'd be breaking the law.
Tekrar infaza kalkışırsak kanunları çiğnemiş oluruz.
And of course you can't execute him.
Elbette onu idam da edemezsiniz.
- Execute him!
- İnfaz mı?
If you say so, let's execute him.
Öyle diyorsanız öyle olsun, onu infaz edelim.
Execute him!
Onu infaz edin!
Execute him.
Hallet onu.
- Execute him!
- İdam edin!
Execute him!
İdam edin!
Execute him
İdam edin!
Lo Ju Chieh and I will go to the ministry to get permission to execute him
Lo Ju Chieh ve ben bakanlığa gidip... idamı için gerekli izinleri çıkaracağız!
Yet they didn't execute him but banished him in a hurry.
Henüz onu yargılamayı başaramamışlardı ama aceleyle sürgüne yollanmıştı.
- We have to take him to the property and execute him. - No.
- Onu özel mülke götürelim... ve işini bitirelim.
Execute him!
Kesin kellesini!
Execute him
İdam edelim mi? !
Execute him elsewhere if they don't want people to see
İnsanların görmesini istemeselerdi onun buraya getirmezlerdi
Execute him now!
Çabuk idam edin!
You understand, if we execute him, all the newspapers, TV stations and radios will talk about his seven kids.
Eğer onu idam edersek Gazeteler televizyon Radyolar adamın yedi çocuğundan bahsedecek
If we don't execute him, the governments will regain strength and the revolutionary movements will be weakened, because we've triggered a revolutionary mechanism without being able to enforce it, or respect ourselves enough to see it through.
Eğer etmezsek Hükümeti takviye edecekler Hareketler Devrimciler güçsüz görünecek. Biz hareket içinde geliştirdik devrimci örgütümüzü
His own henchmen should execute him.
İdamını Ma'nın adamları yerine getirmeli
Officer Ma, please execute him.
Memur Ma. Öldürün onu
I swore I'd execute him.
Çocuğu ortadan kaldıracağıma yemin etmiştim.
Execute him.
İdam edin bunu!
You must execute him according to the rules
Onu kurallara göre cezalandırmalısın
Wang, escort him out... and execute him at dawn
Şef Wang, defet şunu! ... ve hemen idam ettir
It's not clear, but they mean to execute him tonight.
Pek belli değil ama onu bu gece idam edecekler.
Robespierre, you're afraid I know it's easier to execute him, but I say that his good faith is beyond question
Robespierre korkuyor musun? Onu idam etmenin daha kolay olduğunu biliyorum... ama onun sadakatinden hiçbir kuşkum yok.
Then I'll cover his real head with a cloak and then, when I execute him, instead of cutting off his real head, I'll cut off the pumpkin and the King survives!
Sonra, gerçek kafasını bir pelerin ile gizleyeceğim sonra da, idam ederken, gerçek kafasını kesmek yerine, balkabağını keseceğim ve Kral kurtulacak!
Then I'll try him, convict him and execute him.
Onu yargılayacağım, mahkum edeceğim, ve infaz edeceğim.
Are you gonna haul this drug lord in or do we just execute him on the spot?
Bu uyuşturucu kralını götürecek misin ya da onu burada asalım mı?
Execute him.
Onu infaz et.
Is there a trial or shall I execute him?
Bir mahkemeye mi çıkacak ; yoksa onu idam mı edeceğim?
And if we wish to execute him?
Onu idam etmek istersek de mi?
- You were here to execute him.
- Onu öldürmek için gelmiştin.
- Well, just execute him!
- İyi ya bitir işini.
- The Maquis will execute him?
- Maquis'in onu idam edeceğini sanıyorum.
Execute me after I say good-bye to him.
Onunla vedalaştıktan sonra infaz edin beni.
Execute him.
İdam edin onu.
My women will execute him.
Onu benim kadınlarım öldürecek.
HRT is moving into position and unless you can get him to free the hostages, they are going to execute a tactical plan.
HRT yerine geçiyor ve eğer sen rehineleri serbest bırakmasını sağlayamazsan,... taktiksel bir planı uygulayacaklar.
Montano and myself being in speech, comes a fellow crying for help and Cassio following him with determined sword to execute upon him.
Montano ile konuşurken yardım isteyen biri geldi ardından da elinde kılıç Cassio.
Culluh wanted to execute you immediately, but I convinced him that you'd be a valuable prisoner and that I should be the one to interrogate you.
Cullah, senin hemen idam edilmeni istiyor, ama ben, senin sorguya çekilmesi gereken önemli bir mahkum olduğun konusunda, onu ikna ettim.