For god's sake translate Turkish
5,694 parallel translation
Oh, for God's sake, Lawson!
- Tanrı aşkına, Lawson!
For God's sake, Peter, they're gonna hang him!
Tanrı aşkına, Peter, asacaklar onu!
For God's sake!
Tanrı aşkına!
She is Charlotte's sister, for God sake.
Tanrı aşkına, o Charlotte'un kız kardeşi.
She's 16, for God's sake.
Tamam mı?
Len, for God's sake!
Len! Len, tanrı aşkına!
- Oh for God's sake, get a room!
- Tanrı aşkına, bir oda bulun!
For God's sake, the least you could do is keep my wine glass full.
En azından şarap kadehim dolu dursun.
For God's sake, get out of this place.
Tanrı aşkına buradan git.
- Use your teeth for God's sake. - Ryan, you suck!
Dişlerini kullan Tanrı aşkına!
for God's sake, eat a wienie before you faint.
Tanrı aşkına, rengin solmadan şu sosislerden bir tane ye.
For God's sake, Ivan, at least get the word right.
Tanrı aşkına Ivan, en azından doğruyu söyle.
Oh, for God's sake, just come to the play.
Of her neyse ya, oyuna gel işte.
Grow a sac, for God's sake!
Git de kendine bir çuval taşak al Tanrı aşkına!
- Oh, for God's sake.
- Te Allah'ım.
For God's sake, you're women.
- Sen de kadın be!
For God's sake!
- Tanrı aşkına!
Derek, for God's sake, mate!
Derek, dur Allah aşkına.
For God's sake.
Tanrı aşkına.
For God's sake.
Hey Allahım.
Where's the uptight dean and the crazy frat guys and... where's the kangaroo, for God's sake?
Sinirli dekanlar, çılgın öğrenci birlikleri nerede? Kanguru nerede, Tanrı aşkına?
For God's sake, Mum, I heard you fighting.
- Tanrı aşkına anne, kavga ederken duydum.
For God's sake, sir!
Tanrı aşkına efendim!
Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına!
Thomas, get me a drink will you, for God's sake.
Thomas, bana bir içki getirir misin Tanrı aşkına!
And for God's sake, you're letting all the bugs in.
Ve tanrı aşkına. Bütün böcek alemini içeri aldın. Kapat şu kapıyı.
For God's sake, Ethan, go ahead.
Tanrı aşkına, sen git Ethan.
Oh, for God's sake, Violet, nobody wants to rape you.
Tanrı aşkına Violet. Kimse sana tecavüz etmek istemiyor.
I watch the show, for God's sake.
Tanrı aşkına o şovu izliyorum ben!
Oh, for God's sake!
Tanrı aşkına!
For God's sake, Violet, I need you here.
Tanrı aşkına Violet. Sana burada ihtiyacım var.
Oh, for God's sake!
- Tanrı aşkına!
Absolutely. Further to fall, then. Oh, for God's sake!
Onu ne zamandır tanırsın?
For God's sake, we're done.
Kurban olayım! Görüşmemiz bitti.
Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına.
Oh, for God's sake!
Yok artık ya.
Oh, for God's sake.
- Tanrı aşkına.
For God's sake, Buster.
- Tanrı aşkına Buster.
For God's sake you're just a lesbian!
Allah aşkına! Sadece lezbiyensin!
- Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına!
For god's sake, Barton.
Uzatma ama Barton.
Dan, pick up the phone for God's sake.
Dan, aç şu telefonu artık.
Will you please celebrate the moment, for God's sake.
Bir de şey var- - Tanrı aşkına, lütfen anın tadını çıkartabilir misin?
For God's sake. What?
- Tanrı aşkına.
Oh, for God's sake, Jess.
Tanrı aşkına Jess.
For God's sake, I quit smoking for this.
Tanrı aşkına, bunun için sigarayı bıraktım.
He's our expert, for God's sake.
Adam bizim bilirkişimiz zaten, Tanrı aşkına.
But he's dead, for God's sake.
Ama tanrı aşkına, öldü o.
You kidnapped a Russian diplomat, for God's sake.
Allah aşkına! Bir Rus Diplomatı kaçırdın,
What difference does that make, for God's sake?
Allah aşkına, ne alakası var bunun!
For God's sake, isn't that girl going to eat?
Çocuk yemek yemiyor mu?
for god's sakes 427
god's sake 47
sake 100
for good reason 61
for god sakes 216
for god sake 118
for good luck 32
for goodness sake 117
for goodness' sake 107
for good this time 18
god's sake 47
sake 100
for good reason 61
for god sakes 216
for god sake 118
for good luck 32
for goodness sake 117
for goodness' sake 107
for good this time 18