For heaven's sakes translate Turkish
160 parallel translation
Ask him quickly, for heaven's sakes, how many of them are there?
Hemen sorsana Tanrı aşkına, kaç kişiler?
For heaven's sakes, don't be gentle with me now.
Tanrı aşkına, lütfen bana şevkat gösterme.
- And for heaven's sakes, buy a new hat.
- Tanrı aşkına, yeni bir şapka al.
Ed, for heaven's sakes, you don't think I'd take that thing seriously, do you?
Ed, bunu ciddiye aldığımı sanmıyorsun herhâlde?
For heaven's sakes, what do you think I am, a vicious circle?
Tanrı aşkına, beni ne sanıyorsunuz, kısırdöngü mü?
- For heaven's sakes...
- Tanrı aşkına...
For heaven's sakes, what's the point of writing when no one's going to read it?
Tanrı aşkına, kimse okumayacak olduktan sonra yazmanın ne anlamı var?
Oh, for heaven's sakes, don't start preaching.
Tanrı aşkına, bana vaaz vermeye başlama.
For heaven's sakes, come along.
Tanrı aşkına, buraya gelin.
Oh, for heaven's sakes, all this idiotic red tape!
Tanrı aşkına bu nasıl bir bürokrasi.
Well, why, for heaven's sakes, didn't you say so?
Tanrı aşkına, öyle desene.
And, for heaven's sakes, what is his connection with Henry?
Tanrı aşkına, onun Henry ile bağlantısı nedir?
But for heaven's sakes, don't try to improve their minds.
Ama Tanrı aşkına, zekalarını geliştirmeye çalışma.
For heaven's sakes!
Nihayet!
For heaven's sakes, get me out of here!
Tanrı aşkına çıkar beni buradan!
- For heaven's sakes, no.
- Tanrı aşkına, hayır.
- Well, for heaven's sakes.
- şeyy, tanrı aşkına.
- [Chuckles ] - * * [ Classical] - Oh, for heaven's sakes.
- Oh, Tanrı aşkına.
Oh, for heaven's sakes. Lew Harris is going to star Vicky Parker in a big Broadway revue next season...
Lew Harris Vicky Parker'ı bir Broadway revüsüne çıkarıyor.
Oh, for heaven's sakes, sir.
Allah aşkına efendim.
Oh, for heaven's sakes, do something!
Oh, Tanrı aşkına, bir şeyler yap!
Oh, for heaven's sakes.
Oh, Allah aşkına.
Oh, for heaven's sakes, Annette, she's not going to Timbuktu.
Oh, Tanrı aşkına, Annette, O Timbuktu'ya gitmiyor ki.
For heaven's sakes, why, Pat?
Tanrı aşkına, neden, Pat?
For heaven's sakes!
Tanrı aşkına!
For heaven's sakes, what are you doing out this time of night?
Tanrı aşkına, gecenin bu saatinde ne yapıyorsun?
- For heaven's sakes!
- Tanrı aşkına.
Oh, for heaven's sakes, Mario. Take your bicarbonate. Honestly!
Tanrı aşkına, Mario, bikarbonatını al.
Oh, don, for heaven's sakes.
Oh, don, tanrı aşkına.
Oh, for heaven's sakes, Herbert, all I meant was...
- Demek istediğim...
If you want to get along in life, never do what you're told. Oh, for heaven's sakes, don't tell them a thing like that.
Kendilerini önemli sanırlar
For heaven's sakes, isn't Mr Peabody's order ready?
Tanrı aşkına, Bay Peabody'nin siparişi hazır değil mi?
For heaven's sakes.
Tanrı aşkına.
It's confusing enough, for heaven's sakes.
Bu yeterince kafa karıştırıcı değil mi?
- For heaven's sakes, Orville.
Oh, Tanrı sana akıl versin, Orville.
Well, now that you're here, for heaven's sakes, find it.
Şey, burada olduğunuza göre, Tanrı aşkına, onu bulun.
Well, for heaven's sakes!
Tanrı aşkına!
Let him go, for heaven's sakes!
Tanrı aşkına, bırakın onu!
Why, look at you, for heaven's sakes. Bobby.
Allah aşkına, şu haline bak...
Oh, for heaven's sakes.
Tanrı aşkına, yapmayın.
Well, for the sake of argument, let's assume that everybody at the institute... has their phones tapped. But nobody's watching me, for heaven's sakes.
Şöyle düşünsek, mesela, enstitüdeki herkesin telefonu dinlenirken, benimkini atlamışlar!
- For heaven's sakes, Dwayne!
- Tanrı aşkına Dwayne!
- Oh, for heaven's sakes.
- Ah, Tanrı aşkına.
So stay together, be remindful of the weather, and, for Heaven's sakes, don't pick it, or it will never heal.
Böylece hep birlikte kalacağız, hava durumunun hatırlatıcısı olacağız, ve, allah aşkına, onu seçmeyin, veya o hiç iyileştirmeyecek.
Well, I know, but we have to get over to the Plaza, for heaven's sakes.
- Tanrım, gitme vakti yaklaştı. - İşte orda. Biliyorum ama önce Plaza'ya gitmeliyiz Tanrı aşkına.
For heaven's sakes!
Nasıl olur!
For heaven's sakes, Lois, this is not my wedding.
Tanrı aşkına Lois, bu benim düğünüm değil.
For heaven's sakes.
Harmony! Tanrı aşkına.
Oh, for heaven's sakes.
Oh, tanrı aşkına.
For heaven's sakes, can't believe the price of these fleabags.
Tanrı aşkına, bu pire torbalarının fiyatına inanamıyorum.
Oh, for heaven's sakes, please don't bring that up.
Oh, tanrı aşkına, lütfen bu konuyu açma.
for heaven's sake 399
for her 243
for he's a jolly good fellow 82
for him 328
for her sake 60
for himself 17
for how long 637
for helping me 16
for help 25
for hours 48
for her 243
for he's a jolly good fellow 82
for him 328
for her sake 60
for himself 17
for how long 637
for helping me 16
for help 25
for hours 48