Français translate Turkish
150 parallel translation
Parlez-vous français?
Parlez-vous français?
- Parlez-vous francais, mister?
- Vous français, bayım?
By unanimous consent, this committee has chosen you... for the Conservatoire Français.
Bu komite oybirliğiyle... Fransız Konservatuvarı'na sizi seçti.
Parlez-vous francais?
Parlez-vous Français?
This dear, sweet, sweet little hand français that has waited so long to be grasped into mine.
Bu güzel yumuşak, minik Fransız eller. Benimkilerle birleşmek için uzun zaman bekledi.
- Vous parlez Français.
- Fransızca biliyorsunuz.
- Hey, French!
- Hey, # français!
- Les Français sont arrivés.
- Les Français sont arrivés.
- Les Français sont là.
- Les Français sont là.
Papa Français.
Papa Français.
Parlez vous français, Monsieur?
FR Fransızca konuşabilir misiniz?
Ma mere parlez français.
Annem Fransızca konuşabiliyor.
Vous parlez français?
Fransızca biliyor musunuz?
"... cappuccino, Cafe Francais...
" kapuçino, Café Français...
Where'd you learn them parlez-vous français dishes?
Tüm bu Fransızca konuşan yemekleri nereden öğrendin?
Lewis got a "C" in Français.
Fransızca'dan C Aldı.
We're going to start with half-boned chicken or poularde demi des Français.
Kemikleri kısmen çıkarılmış bir tavukla işe başlayacağız. Sonra onu demi des Français ile ovacağız.
Bit more of that "parlez-vous français?"
Biraz da "parlez-vous Français?"
He's selling the Cafe Francais.
Cafe Français'yi satıyormuş diye duydum.
Mohawk traded furs with les français.
Biz Mohawklar, Fransızlarla kürk ticareti yaptık.
We got no quarrel with les français.
Onlarla hiç sorunumuz olmadı.
Now les français bring Huron, Ottawa, Abenaki onto Mohawk land. Now Mohawk will fight les français and Huron.
Ama şimdi o ki Fransızlar, Huron Ottawa ve Abenakileri Mohawk topraklarına soktular Mohawklar, Fransızlar ve Huron ile savaşacaktır.
Ottawa, two français.
Ottawa bunlar, iki de Fransız.
Would Magua use the ways of les français and the Yengeese?
Magua, Fransız ve İngiliz usulüyle iş yapar mı yani?
Those are the ways of the Yengeese and the français traders and their masters in Europe infected with the sickness of greed.
İngiliz ve Fransız tacirlerin usülleri bu ve Avrupa'daki efendilerinin hırs ve tamahkârlıktan gözleri dönmüş.
And don't tell me it was french, parce que je parle francais, honey.
Fransızca olduğunu söyleme. Je parle Français.
Parlez-vous français?
Parlez-vous français? ( Fransızca biliyor musunuz? )
- Vous parlez français? - Oui.
- Fransızca biliyor musunuz?
Moi, je parle un peu français.
- Evet. Ben de biraz biliyorum.
French Claire?
Fransız Claire? Parlez-vous Français?
Ah. Tu parles français.
Je n'ai pas sais que tu comprends la langue.
"Parle-vous Francais?"
Fransızca biliyor musun?
- Parlez francais, huh?
- Parlez francais, ha?
Je parle le francais un petit peu, but I'd like to borrow your eggs. Oh!
Çok az Fransızca biliyorum ama yumurtalarını almak isterim.
Parlez francais?
Fransızca ya da Almanca?
Parlez-vous francais?
Fransızca konuşabilir misiniz?
Member of the Academies Francais... and knight in the order of Charles llI of Spain.
"Bay Hugo, Francais Academies üyesi..." "... İspanya Kralı Charles III Onur Nişanı'na sahip... "
Voyons, cheri, mais j'ai I'accent francais.
Piggy, Kermit ve ben yalnızca eski dostuz.
Parle Francaise?
Parle francais?
Parle Francaise?
Parle Francais?
I'll meet you at Café Francais at seven-thirty, ok?
Seninle yedi buçukta Café Francais'de buluşalım, tamam mı?
- Vous parle le francais?
- Fransızca biliyor musun?
- Parlez français? - Excuse me?
Efendim?
Francais a l'ecole.
Okulda Fransızca.
Parle francais?
- Fransızca biliyor musunuz?
- Parlez-vous francais?
- "Fransızca biliyor musunuz?"
- Ton francais est parfait.
- Ton francais est parfait.
En francais you say cafard Ahh, I know that's melancholy,
Siz nasıl diyorsunuz? "Ruh durumu". Anladım yani melankoli.
- Vous êtes formidable. - Parlez français?
- Fransızca konuşabiliyor musun?
I do not understand this Francais business you're babbling about.
Bu zırvaladığınız Fransız işinden hiç anlamam.
Parlez-vous français?
( Fransızca konuşuyor musun? ) Ah.