English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Friendless

Friendless translate Turkish

100 parallel translation
Brothers in Thuggee... we are the friendless of this earth.
Thuggee'nin kardeşleri... bizler bu dünyada dostu olmayanlardanız.
Members of the jury, the woman who is before you in the dock is a foreigner, friendless and alone in a strange country, but a country that, thank heaven, has always prided itself on its passion for justice.
Jüri üyeleri, önünüzdeki sanık sandalyesindeki kadın bir yabancı. Arkadaşsız ve yalnız yabancı bir ülkede. Ama o ülke ki her zaman adalete olan düşkünlüğüyle gurur duymaktadır.
Friendless.
Dostsuz.
Friendless wanders that we were.
Yalnızlığı ve umutsuzluğu.
Almost as far as I could see, a grave, friendless area of space and time.
Nihayetinde idrak ettiğim, bir mezar, zamandan ve mekandan ırak bir yer.
She seemed so friendless, so alone.
Bayan Ballister'in daha çocuk yaşta yetim kaldığını öğrenmiştim.
THIS IS A SOUR MAN, A FRIENDLESS MAN
Aksi bir adam. Arkadaşsız, yalnız bir adam.
That friendless youth.
Şu yalnız genç.
Yes, I can understand, but since you're the well-known, friendless orphan child, who's to care?
Evet, anlıyorum ama sen, dostu olmayan, kimsesiz bir çocuksun, kimin umurunda ki?
There you were, standing on the scaffold alone and friendless and the crowd is yelling " Kill him!
Sen orada, darağacına çıkmıştın yalnız, tek başına ve kalabalık bağırıyordu : " Asalım!
I've worked hard, and I've become rich... and friendless and mean.
Çok çalıştım, zengin oldum, ama dostsuz ve cimri.
A complaining, friendless soul like you is no sort of companion for me.
Hayır, senin gibi kavgacı, şikayetçi, dostsuz biri bana eş olamaz.
I know very well that I am destined for a friendless exile and that all else is now useless.
Tek başına sürgün edilmemin yazgım olduğunu biliyorum, ve bu konuda yapılacak hiçbir şey yok.
The Jews were isolated, friendless.
Tecrit edilmiş ve bir başlarınaydılar.
When I found you, you were so slobbering drunk you couldn't buy brandy! And you! Friendless.
Seni bulduğumda o kadar sarhoştun ki konyak dahi alamıyordun.
One of the most dangerous classes in the world is the drifting and friendless woman with no one to protect and guide her.
Dünyadaki en tehlikeli zümre kendisini koruyacak ve yol gösterecek kimsesi olmayan, oradan oraya sürüklenen arkadaşsız kadınlardır.
Do you really want to be homeless and friendless in a place like Zalem?
Ama ben Zalem'e... Zalem! Oraya gittiğinde ne olacak?
I'm friendless, with no one to take care of me and had you not come along...
Arkadaşım yok, bana bakan yok seninle karşılana dek..
Why would any young man form a design against a girl who is not unprotected or friendless, and who is staying in the Colonel's family?
Neden genç bir adam, bir başına, savunmasız ve albayın ailesi ile kalan bir kız üzerine plan kursun?
Are you willing to die friendless, alone, deserted by everyone?
Dostların olmadan, yalnız, terk edilmiş bir şekilde ölmeyi mi istiyorsun?
I think you're a sick fuck. I know you're a friendless fuck.
Sen de benim ait olduğum çevreden geliyorsun, babamın çevresinden.
What you're feelin right now, Freddy, friendless, angry, nervous, misunderstood, this is it, this is the life.
Kendini nasıl hissediyorsun Freddy? Arkadaşsız, öfkeli, sinirli, yanlış anlaşılmış mı? İşte bu.
Would you have her grow up ignorant and friendless?
- Onun küstah ve yalnız biri olarak mı yetişmesini istiyorsunuz?
Sent by leaders and warriors and generals... who are not themselves engaged in the battle... who do not bleed on the frontlines... who do not die alone in the cold and friendless night.
Cephenin ön saflarında ordusuna komuta etmeyen savaşta kanı akmayan sessiz ve düşman bir gecede ruhlarını teslim etmeyen liderler, savaşçılar ve generaller tarafından gönderiliyorlardı.
That was me being tanked and friendless for ya.
Senin için sorunlu ve arkadaşsız biri gibi olmaya çalıştım.
You're virtually friendless, you barely talk to your family... and you've just lost the only woman in the world who's ever meant anything to you.
Hiç arkadaşın yok, ayrıca ailenle de görüşmüyorsun ve bu dünya da senin için önemli olan tek kadını da kaybettin.
- Now I understand why you're friendless.
- Neden hiç arkadaşın olmadını anlıyorum.
Gentle as Jesus, he was, and her working, working for her friendless girls, no doubt, and never looking at the friendless girl who lay in her armchair almost too weak to move.
O, İsa gibi nazikti. Hiç şüphesiz o, kız arkadaşları için çalışıyor ama onun koltuğuna yatıp, kolunu dahi hareket ettiremeyen bana hiç o gözle bakmıyor.
Friendless, homeless.
Arkadaşsız, evsiz.
Except the potential of ending up lonely, friendless and isolated, no.
Yalnızlığı, arkadaşlığı bunlardan ayrı tutuyorum.
I'm friendless.
Ben arkadaşsızım.
Just another power mad, insecure, friendless, dateless, highlight-less loser wandering around trying to make someone care that they exist at all, which, by the way, no one does.
Güç delisi, özgüveni olmayan, arkadaşsız, sevgisiz bir zavallı. Varlığını hissettirmeye çalışıyor. Ama kimse onun farkında değil.
YEAH, YEAH, TO BE ALONE, FRIENDLESS...
Tabii, tabii. Yalnız, arkadaşsız ve internetten arkadaş satın almaya çalışan biri.
Just a friendless ghost passing through.
Sadece buradan geçen yalnız bir hayaletim.
I don't wanna die alone and friendless.
Yalnız ve arkadaşsız ölmek istemiyorum.
Hey, friendless, thieving transvestite.
- Merhaba! - Merhaba dostum, hırsız travesti.
He's entirely friendless, apart from you,
Hiç arkadaşı yok. Senin dışında hiç arkadaşı yok ve sen de başka birinin arkadaşısın.
Huddled like some friendless penitent, mumbling scripture in the dark.
Arkadaşsız günahkar gibi kıvrılmış, karanlıkta mırıldanıyorsun.
You're gonna die friendless and alone.
Arkadaşsız ve yalnız bir şekilde öleceksiniz.
Friendless.
Kimse yok.
That I will end up friendless.
Arkadaşsız kalacak olmam.
Alone and friendless without a country of your own.
Kendine ait bir ülke bile olmaksızın, yalnız ve arkadaşsız kaldın.
He was deeply paranoid, frustrated, friendless.
Ciddi şekilde paranoyak, gergin ve yalnızdı.
That he was paranoid, suicidal, friendless, depressed?
Paranoyak, intihara eğilimli, arkadaşsız ve depresifmiş.
I'm just feeling particularly friendless right now.
Şu an kendimi biraz arkadaşsız hissediyorum.
Just the travails that plague every poor widow who endures a life of penury and want, who's friendless and alone, whose bed is cold and unwelcoming, whose very existence is as devoid of love as a desert is of orchards and peach trees...
Bunlar her zavallı dulun başına bela olan meşakkatler. Yoksul ve noksan bir hayata katlanmak. arkadaşsız ve yalnız olup, soğuk ve tatsız bir yatağa girilen, aşktan tamamen yoksun bir yaşam, ağaçlarından yoksun bir çöl...
If you will be Mrs Bumble, you will never be friendless and alone again.
Eğer Bayan Bumble olursanız, bir daha asla arkadaşsız ve yalnız olmazsınız.
And now I'm going to college a fucking friendless virgin.
Şimdi üniversiteye arkadaşı olmayan bakir biri olarak gidiyorum.
" having been thrown friendless upon the world.
" ve kızlı erkekli olacaklar.
It looks like she's reaching out to her brother because she's friendless.
Görünüşe göre kardeşine tutunmasının sebebi arkadaşı olmaması.
Poor friendless, friendless Raymond.
Zavallı arkadaşsız, arkadaşsız Raymond.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]