English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Friends in high places

Friends in high places translate Turkish

155 parallel translation
Goes to show you, if you work hard and have friends in high places...
Bu işler böyle, çok çalışırsan ve kodaman dostların varsa...
With help from his friends in high places, the status of a samurai.
Saray yardımlarıyla, Samuray statüsünü rahatlıkla elde edecektir.
Let's say I got friends in high places.
Yüksek mevkilerde dostlarım var diyelim.
but I do have friends in high places.
ama yüksek mevkilerde dostlarım var.
You think, you alone have friends in high places. Let me tell you...
Seni sadece tek önemli dostunun aradığını düşün, ama şunu söyleyim,
I have friends in high places.
Yüksek mevkilerde bazı dostlarım var.
It seems like everyone has friends in high places except me.
Öyle görünüyor ki, ben hariç herkesin yüksek yerlerde dostu var.
And I got friends in high places.
Yüksek yerlerdeki dostlarımı da unutmayın.
It pays to have friends in high places.
Yüksek yerlerde dostlara sahip olmak faydalı birşey.
But don't think you can intimidate us with your friends in high places!
Ama yüksek mevkilerdeki dostlarınla bizi korkutmayı düşünme.
Well, you know, some of us just have friends in high places, I suppose.
Nasıl derler, bazılarımızın yüksek yerlerde dostları vardır, sanırım.
These will be people with friends in high places.
İçeriden bilgi alan, yükseklerde dostları olan kişiler.
- Maybe I've friends in high places, too.
Belki benim de yükseklerde dostlarım vardır. Mattie!
I don't think that your friends in high places will be able to get you out of this one.
Bu sefer, nüfuzlu arkadaşlarınızın sizi kurtaracağını sanmıyorum, Bay Van Branks.
I still have friends in high places.
Seni uyarıyorum, hâlâ önemli yerlerde dostlarım var.
You must have friends in high places.
Yukarıda iyi arkadaşların olmalı.
You're telling me they got friends in high places.
Yüksek yerlerde arkadaşları var, diyorsun.
It pays to have imaginary friends in high places.
Lüks mekânlarda, hayal ürünü arkadaşlara sahip olmanın bedeli işte.
She has friends in high places, Poirot,
Yüksek makamlarda dostları var Poirot,
There must be compensation for having friends in high places.
Yüksek mevkilerde arkadaşa sahip olmanın biraz olumlu tarafları olmuyor değil.
I may not have friends in high places, Ray, but I've got'em in the fuckin'used car business.
Belki yüksek yerlerde dostlarım yok, Ray, ama ikinci el araba piyasasında var!
A bottom-feeder with friends in high places.
Yüksek yerlerde arkadaşları olan rüşvetçinin teki.
His friends in high places had me kill it but since I got fired, I'm not feeling that Loyal.
Yüksek yerlerdeki dostları, yazmamı önledi. Ama kovulduğumdan beri kendimi pek sadık hissetmiyorum.
Nice to have friends in high places.
İyi arkadaşlar yüksek yerlede olur.
Through my business dealings, import-export, emerging markets I've made a lot of friends in high places.
İş anlaşmalarım, ithalat-ihracat, ve yeni pazarlar sayesinde... yüksek mevkilerde çok dost edindim.
He isn't much to look at, but he does have friends in high places.
Pek yüzüne bakılır biri değil, ama nüfuz sahibi arkadaşları var.
Let's just say we both have friends in high places.
Sadece şunu söyleyeyim, ikimizinde yüksek yerlerde arkadaşları var.
Looks like your old man had a lot of friends in high places.
Görünüşe bakılırsa babanın yüksek mevkilerden tanıdığı, pek çok arkadaşı var.
Not without friends in high places, is he, our Mr Kirby?
Demek bizim Bay Kirby'nin yüksek yerlerde arkadaşları varmış.
- You have a lot of friends in high places.
- Yüksek yerlerde çok dostların var.
I still have some friends in high places.
Hala bazı yüksek mevkilerde tanıdığım arkadaşlarım var.
So you got friends in high places.
Yüksek yerlerde tanıdıkların var demek.
I've got friends in high places.
Yüksek mevkilerde arkadaşlarım var.
I have friends in high places.
Benim yüksek mevkilerde tanıdıklarım var.
I DIDN'T. I GUESS YOU MUST HAVE FRIENDS IN HIGH PLACES.
Sanırım yüksek yerlerde tanıdıkların var.
You got friends in high places, Nicky.
Yüksek yerlerden arkadaşların var, Nicky.
I have friends in high places who'll get you a new life, a new identity.
Yüksek yerlerde dostlarım var. Yeni bir yaşam, yeni bir kimlik sağlayabilirler sana.
He's got friends in high places, and whatever enemies this guy has...
Yüksek yerlerde dostları var, düşmanı kim olursa olsun..
Putting a badge on Stapleton makes him feel - he's got friends in high places.
Stapleton'a bir yıldız takılınca, yüksek mevkilerde... dostları olduğunu sanacak.
So he's got friends in high places.
Demek ki yüksek mevkilerde arkadaşları varmış.
Whoever this guy is, he's got some friends in high places, Gibbs.
Bunu yapanın, yüksek yerlerde tanıdıkları olmalı Gibbs.
Your lawyer may have friends in high places but I'm not a believer in the trickle-down theory.
Avukatının önemli yerlerde tanıdıkları olabilir ama ben tuzağa düştüm teorisine kanmam.
An extreme neo-conservative with friends in high places.
Yüksek mevkilerde dostları olan radikal biri.
well, it helps to have friends in high places.
Şey, yüksek yerlerde arkadaş edinmenin yardımı dokunabilir.
Our movement has many friends in many high places. Men such as...
Davamızın, yüksek mevkilerde bir çok taraftarı var.
Franz seems to have friends in... high places.
Belli ki Franz'ın yüksek yerlerde dostları var.
We have friends in very high places.
Çok yüksek mevkilerde arkadaşlarımız var.
♪ So you think you've got friends ♪ ♪ In high places ♪
Demek yüksek yerlerde..... dostların var sanıyorsun.
It's me with the contacts now, me with the friends in the high places.
Şimdi kontakları, yüksek yerlerde dostları olan benim.
You must have some friends in very high places.
Yüksek yerlerde bazı dostların olmalı.
They've got friends in very high places and that's what I'm really trying to make my film about.
Yüksek makamlarda dostları var ve bununla ilgili bir film yapmak istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]