From here on in translate Turkish
589 parallel translation
From here on in, you are forbidden to contact Dr. Gilmore and his Zero-Zero cyborgs under any circumstances.
Şu andan itibaren, her koşulda Doktor Gilmore ve onun Sıfır-Sıfır cyborglarıyla iletişime geçmeniz yasak.
From here on in, I'm a one-man band!
Şu andan itibaren, tek kişilik bir takımım.
They made their getaway, and what happens to'em from here on in is up to the state police.
Kaçmayı başardılar. Bundan sonra onlara ne olacağı eyalet polisini ilgilendirir.
And that's what I want from here on in.
Bundan sonra istediğim de bu.
From here on in, my friends, I'm taking it easy.
Bundan sonra dostlarım benim acelem yok.
But from here on in it's like this.
Bundan böyle şunu unutma...
From here on in, a good Jap is also a Jap prisoner who tells us things.
Artık iyi Japon bize bilgi veren tutuklu Japon'dur. Bu bir emirdir.
We have a thousand photos to go through... and from here on in, it's anybody's guess.
Bakılacak 1000'e yakın resim var... Sonrasını kimse bilemez.
I'll be in charge from here on inspector.
Bundan sonrasıyla ben ilgileneceğim müfettiş.
From here on in, tell Leo you're the big wheel.
Leo'ya söyle, artık idare sende.
Only, from here on in, I manage things.
Ama artık işleri benim idaremde.
From here on in... if I want to live alone all by myself, it's nobody's business but my own.
Bundan böyle tek başıma yaşamak istiyorsam, bu benim bileceğim bir şey. Kimse karışamaz.
Officer Damon, from here on in, you are to work hand in hand with Miss Henshaw.
Memur Damon, bundan böyle Bayan Henshaw'la birlikte çalışacaksın.
From here on in, you are to work with, not against, Miss Henshaw.
Artık Bayan Henshaw'la birlikte çalışacaksın, ona karşı değil.
It's your hike from here on in.
Bu iş bundan sonra sana ait.
But from here on in, they're all free shots.
Bundan sonrakilerin hepsi serseri atış.
From here on in you don't, sweetheart.
Artık değilsin tatlım.
I have a hunch, Fat Man, it's me from here on in.
İçime doğdu Semiz Adam, bundan sonra benim borum ötecek.
From here on in, everything's gonna be all right. - Got a feeling.
Bugünden itibaren, her şey yoluna girecek, içimde bir his var.
oh no.. Should be routine from here on in.
Bundan sonrası rutin.
You're on the payroll from here on in.
Artık maaşa bağlandın.
From here on in,
Yarın tekrar gözden geçirilecek.
- From here on in, you're on your own.
- Buradan sonra kendi başınasın.
I'm not trying to tell you anything, Doctor I was just thinking that you're going to be a terribly lonely man from here on in and maybe you'd feel better if you got a few things off your chest
Sana bir şey söylemeğe çalışmıyorum, Doktor. Sadece düşünüyordum ki, er... bundan böyle sen yapayalnız bir adam olacaksın ve belki de içindeki şeyleri dışarı atarsan, daha iyi hissedeceksin.
From here on in?
Bundan sonra böyle mi?
Double the night pickets from here on in, Captain.
- Nöbetçileri iki katına çıkarın Yüzbaşı.
Whoa! You take'em from here on in, Dave.
Bundan sonrasını sen halledersin, Dave.
Not very strong, perhaps, but if we put that gang of diggers from Kerna on the job, we can tell in two days if there's anything here.
Pek güçlü olduğu söylenemez. Ama şu Kermalı kazıcıları bu işle görevlendirirsek, iki gün içinde orada bir şey olup olmadığını anlarız.
You can't tell me that you don't look forward to the day... when you can come in here, stand on your two feet... and say, "From now on, it's share and share alike."
Buraya gelip, ayaklarının üzerinde dikilip... "Bundan böyle her şey eşit olacak" diyeceğin günü... iple çekmediğini söyleme bana.
A man comes up from the bar. Dumps $ 3,500 in your lap... for every nickel invested. Says to you, "Sign here on the dotted line."
Bar'dan bir adam gelip yatırdığı her 5 sent'i, 3500 $'ı kucağına bırakıyor ve "Şurayı imzalayın" diyor.
All right, we're going to follow you on the boom from here inside the inn.
Tamam, patlama üzerine seni buradan Inn'in içine girene kadar takip edeceğiz.
- In fact, I'm staying here from now on.
- Aslında bundan sonra hep burada kalacağım.
Listen, Mr Beckstein is here from Barnum Bailey's, now come on get on your clothes in there we're on right away
Barnum Bailey'den Bay Beckstein burada, hadi kıyafetlerini giy ve hemen gel.
The man in that boat will take you on from here.
Şimdi sizi şu teknedeki adam devralacak.
But perhaps now with you here in Rio... unless you insist on running away from me again...
Ama belki şimdi seninle burada Rio'da tabi yeniden benden kaçmakta direnmezsen...
We're here to foreclose on your mortgage and seize the house. We're from the Fidani Bank in Catania, the bank that gave you the loan.
Biz Fidani Bankası'ndan geliyoruz, hak alma talimatıyla ilgili olarak.
Gradually, it dawned on me that here... the trail was in sight but that a mine couldn't be seen from below.
Sonra yavaş yavaş aydım. Patikayı görebiliyordum, ama aşağıdan bir maden görülemezdi.
Came out here on my own to get away from my hometown in Oregon.
Oregon'da doğduğum yerden kaçmak için buraya kendim geldim.
From here on, your education must continue in the school of war.
Bundan böyle eğitiminizi savaş okulunda sürdüreceksiniz.
Swan could have taken the key down from here unlocked the door then replaced the key on the ledge before he came in.
Swann anahtarı buradan alıp kapıyı açmış olabilir. İçeri girmeden önce de anahtarı tekrar yerine koymuştur.
I saw the look in his eyes when I kept away from all the godliness here on the farm.
Gözlerindeki bakışı gördüm. Çiftlikteki tüm bu sofuluklardan kurtulabilsem.
And from now on, if any reason I'm not here and Vanessa needs her walk, you can always have him let you in.
Bundan böyle, herhangi bir nedenle burada olmazsam ve Vanessa'nın yürüyüşe ihtiyacı olursa, onun seni içeri alma iznine her zaman sahip olabilirsin.
From here on, if that uniform leaves this cabin, don't be in it.
Şu andan itibaren bayım, o üniforma bu kamarayı terk edecekse içinde siz olmayacaksınız!
A few miles from here, people are fighting and dying... and we must join them. But I swear... on the bodies of these two people... that the day will come when Arab and Jew will share... in a peaceful life... this land that they have always shared in death.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
When i signal a plane in, my attention's on the marks and on the aircraft on either side of her... well, actually, i don't remember... bengston, is your dispatcher here from buffalo?
Bu çok enteresan. Evet. Kötü bir ayrılığım var diye düşündüm.
From here on we're partners in lust...
O kadar iyi söylüyorsun ki!
The first hint of the true situation on Venus came not from the visible, ultraviolet or infrared part of the spectrum but from over here in the radio region.
Venüs'le ilgili işe yarar ilk ipucu tayfın görünür, morötesi veya kızılötesi kısmından değil buradan, radyo dalgaları kısmından geldi.
Carla would have played the harp, as on any night, and we would have been happy hiding in here, far away from the world.
Carla arp çalardı diğer gecelerdeki gibi... buraya dünyadan kaçarak saklanmış olan bizleri... mutlu ederdi.
It's in my house. A cabin, about a mile from here on the road to Altos.
Altos yolunnun bir kilometre aşağısında.
From here I can get a clear view of everything that's going on in the Port of Viriel.
Bu noktadan Viriel Liman'nında olup biteni net olarak çekebilirim.
In the meantime, since I am on all channels, perhaps I'd better carry on with this broadcast, by shouting about our housing plans, from down here as best as I can.
Bu arada, hazır tüm kanallardayken konut planlarımız hakkında buradan bağırarak devam etsem iyi olur.
from here on out 107
from here on 55
from here 210
from the bottom of my heart 69
from now on 1905
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from here on 55
from here 210
from the bottom of my heart 69
from now on 1905
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from time to time 154
from the past 16
from the start 66
from this moment 32
from where 295
from you 300
from your wife 16
from what i hear 195
from a distance 46
from this day forward 62
from the past 16
from the start 66
from this moment 32
from where 295
from you 300
from your wife 16
from what i hear 195
from a distance 46
from this day forward 62