From them translate Turkish
14,349 parallel translation
The vamps won't hear us coming, but we can't disguise the scent of our blood from them.
Vampirler geldiğimizi duymayacak ama kanımızın kokusunu gizleyemeyiz.
And he's right... you never really feel it until you take someone else's away from them.
O haklıymış. Birinin gücünü elinden almadan bunu gerçekten hissedemiyorsun.
They probably heard nothing over there. Let's see how much fire you can get from them.
- Onlardan ne kadar silah alabileceğimize bir bakalım.
We're not so different from them.
Onlardan çok da farklı değiliz.
So Chris and I learned that just'cause people are old, that doesn't mean you should steal from them.
Chris ile, insanlar sırf yaşlı diye onlardan çalmamamız gerektiğini öğrendik.
All right. When I hear from them, I'm gonna text or e-mail.
I onlardan duyduğunuzda, olacak metin veya e-posta edişinin.
The ferraris were not too far behind, but we were pulling away from them.
Ferrariler çok geride değildi, Ama onlardan uzaklaşıyorduk.
- He's a few minutes away from them.
Ne dedi? Onlardan birkaç dakika uzaktaymış.
Every man, woman, and child, marched from their home, brought there, and slaughtered, all of them.
Kadın, çoçuk demeden herkesi nehir kenarına götürüp hepsini katletmişler.
And if the Turks will not leave us in peace, we'll fight them from every rock.
Eğer Türkler bizi rahat bırakmazsa, sonuna kadar direniriz.
I can't have my guys wandering around in the woods when I need them to re-interview all the vendors from the rally that night.
Adamlarımın, tanıtım gecesindeki satıcıları sorgulaması gerekirken onları ormana boş işlere gönderemem.
But I'm sure as shit not gonna let a zionist conglomerate keep me from wearing them.
Ama Siyonist bir holdingin beni pantolon giymekten alıkoyamayacağından da eminim.
Clive hid them from me.
Clive benden saklamış.
We will give them time to take out their leaders from within.
Kendi içlerinde, liderlerini indirmeleri için zaman tanıyacağız.
Last chance before I call the guards and I have them move you away from my patient's door.
Nöbetçileri çağırıp sizi hastamın kapısından sürükleyerek götürmelerini istememden önce son şansınız bu.
Mr. Coulson developed the technology to keep the inhumans in suspended animation, but, in fact, with a mere flick of a switch, from any remote location, he can shut them off, killing them instantly.
Bay Coulson Inhumanlar'ı geçici olarak canlı tutmak için bir teknoloji geliştirdi. Ama aslında bir tuşla, her yerden bunu kapatıp onları öldürebilir.
It ate them from the inside out.
Ne demek olduklarını çok iyi bilirim.
It was all we could do to keep them from being executed.
Onları idam edilmekten alıkoymamızın tek yolu buydu
You get them Brass and they get you away from the psychopath hunting you.
Onlara Brass'ı ver. Onlar da seni peşindeki psikopat katilden korusun.
No doubt she stole them from someone.
Kesin birisinden çalmıştır.
True leadership is not running away from those who disagree with you, but embracing them, and that is exactly what I intend to do when I'm done today.
Gerçek liderlik sizinle aynı fikirde olmayanlardan kaçmak değil onları kucaklamaktır. Konuşmam bittikten sonra yapmak istediğim şey de tam olarak bu.
It was all we could do to keep them from being executed.
İdam edilmelerini engellemenin tek yolu buydu.
What makes them go from anonymous trash-talking online to...
İnternette anonim bir şekilde ortalığı karıştırmalarının sebebi...
Did he ever try to stop them from happening?
Bir olayı engellemeye çalıştığı oldu mu hiç?
When there are bodies stretched from here to the horizon, and you can walk across them without touching the ground, then you can weep.
Buradan ufka kadar ceset uzanıp da sen yere basmadan onları geçmeyi başarırsan işte o zaman gözyaşı dökersin.
We will help them, and our next mission is to get our compatriots back from Vostok.
Onlara yardım edeceğiz, sonraki görevimiz dostlarımızı Vostok'tan geri almak olacak.
My companions from the lab... what did you do with them?
Laboratuvardaki arkadaşlarıma ne yaptınız?
The route Sandra Jordan took home from work every evening is almost identical to that most likely taken by Ingrid Hjort, in so far as it took them both past the park and the night school.
Sandra Jordan'ın işten eve giderken kat ettiği güzergah, Ingrid Hjort'un kat ettiği güzergah'la hemen hemen aynı. Her ikisi de parktan ve akşam okulunun oradan geçiyordu.
I am your prophet and together, we the Mudborn, will drive them from our lands!
Ben sizin elçinizim. Birlikte, Çamur Doğumlular olarak onları topraklarımızdan süreceğiz!
Joe, I got them from a book.
- Joe, onları bir kitaptan öğrenmiştim.
A lot of killers collect items from their victims to try to stay connected to them.
Katiller, kurbanlarıyla bağ kurmak için onlardan birşeyler alır.
They've always been in front of our eyes, but you have to analyze them from a different perspective.
Başından beri gözümüzün önündeler ama onları farklı bir bakış açısından analiz etmelisiniz.
Use them to siphon the power from the Beast?
Canavarın gücünü çekmek için kullanabileceğini mi sanıyor?
Supplied them with their wine from time to time.
- Ara sıra şarap götürüyordum onlara.
And he's waking up from these bad dreams and not telling me about them.
Ve bazı kötü rüyalar görüp uyanıveriyor,... ve bunları bana anlatmıyor.
If Zoom finds out who you care for, who you love, who you live for, he'll take them from you.
Eğer Zoom kime değer verdiğini,... kime aşık olduğunu,... kimin için yaşadığını öğrenirse,... onları senden alacaktır.
It's a couple of weeks before we graduate from college and we're talking about the future and kids and what we'll call them.
Üniversiteden mezun olmadan birkaç hafta önce... geleceğimiz ve doğacak çocuğumuzun adıyla ilgili konuşuyorduk
But since everyone from the party is in danger, all we need to do is find a safe place to hide them until the storm passes.
Partideki herkes teklikede olduğundan, tek yapabileceğimiz, güvenli bir yer bulup fırtına geçene kadar onları saklamak.
I'm just really hoping that Curtis hasn't figured out how to stop them from exploding yet.
Umarım Curtis henüz bu aygıtların patlama sorununu çözememiştir.
Instead of controlling nukes to prevent them from being launched- -
Nükleer silahları ateşlenmesinler diye kontrol etmek yerine...
Darhk has hostages in the mess hall. Let's fan out and hit them from all sides.
Darhk rehinleri yemekhanede tutuyor dağılalım ve her yönden saldıralım.
One of them was texting with the funny-dumb kid from Modern Family.
İçlerinden biri "Modern Family" deki o komik, avanak çocukla mesajlaşıyormuş!
I could change it from top to bottom, get the elders together and tell them it was you that killed Lady Ray.
Tepeden tırnağa değiştirebilirim. Büyükleri toplayıp Lady Ray'i senin öldürdüğünü söyleyebilirim.
Raghav brings fighters from India and gets them killed out here.
Raghav, Hindistan'dan dövüşçüleri getiriyor ve hepsini öldürtüyor.
If the meds are preventing you from seeing Primaries, taking you off of them might bring back the visions.
İlaçlar Önemlileri görmeni engelliyorsa belki de ilaçları bırakman tekrar görmene yardımcı olabilir.
We need to find the next primary And stop the messengers from destroying them.
Sıradaki Önemliyi bulmalı ve Elçiler'i onu öldürmeden önce durdurmalıyız.
She's nowhere near here. If she hacked into the Quinjet systems and reprogrammed them for autopilot, she could fly him out from anywhere in the world.
Quinjetin sistemlerini hackleyip otomatik pilota programlarsa Lincoln'ı dünyanın her yerine götürebilir.
Our children, really, from our own flesh and blood, and we're gonna make more of them.
Bizim çocuklarımız, aslında. Bizim soyumuzdan. Ve daha fazlasını da yapacağız.
The energy from the meteorite has changed them.
Meteordaki enerji onları değiştirdi.
Apparently, there's a ceremony that can be used to take items forged from Primal Gold and reduce them to the Sands of Life.
Görünüşe bakılırsa, altın eserleri Yaşam Kumlarına çevirmek için yapılan bir ayin varmış.
Wife comes back from yoga, finds them.
Karısı yogadan dönünce, bulmuş.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
from the bottom of my heart 69
from now on 1905
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from here on out 107
from the future 31
from time to time 154
from the past 16
from now on 1905
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from here on out 107
from the future 31
from time to time 154
from the past 16
from the start 66
from here on 55
from you 300
from where 295
from your wife 16
from what i hear 195
from this moment 32
from a distance 46
from this day forward 62
from me 297
from here on 55
from you 300
from where 295
from your wife 16
from what i hear 195
from this moment 32
from a distance 46
from this day forward 62
from me 297