Full throttle translate Turkish
138 parallel translation
Full throttle!
Tam yol ileri!
She must've rode on full throttle till she was bone-dry.
Yakıtı bitene kadar tam yol gitmiş olmalı.
Group one, full throttle.
Birinci grup, tam gaz.
You want to go faster? At full throttle?
Tam gaz gitmek ister misin?
No, I just picked him up and went right for the ship, full throttle.
Uzayda rotamızı bulana dek durmadık. Yani titriyordum!
- If you get me up to full throttle then throw me into reverse, you could damage my engine.
- Ben tam gaza gelmişken frene basarsan, motorumu bozabilirsin.
Full throttle!
Tam güç!
At full throttle, this plane would be on its nose.
Tüm gücü verseydim, uçak burnunun üstünde havaya kalkmıştı.
Full throttle.
Tam yol ileri.
We're full throttle, but they're down to stalling.
Biz tam gazla gidiyoruz onlarsa rölantiye düştüler.
We're going in full throttle.
Maksimum hızla dalacağız.
Increase speed, full throttle.
Tam gaz verin.
Bring him in full throttle.
Söyle ona, gazı keserek fırlatma konumuna geçsin.
Bring him in full throttle. We'll shut down at the outer marker.
Onu dış damgası kapalı dolu vanayla içeri alın.
Full throttle. Max power. Past the point of rejection.
Tam gaz ver, maksimum güç, geri dönüş noktasını geç.
Full throttle, reverse!
Tornistan! Tam yol geri!
Full throttle as soon as we take off!
Motor tam kapasite.
Full throttle!
Tam gaz!
Full throttle!
Tam güç.
I've got her full throttle.
Tam gaz gidiyoruz!
Full throttle.
Tam gaz.
I'm in full throttle.
Tam gaz gidiyorum.
We're goin'in full throttle.
Bu şekilde o isyancıları atlatmayı başarabiliriz.
- Full throttle.
- Tam güç.
If there's one thing Dad loved more than serenity, it was a two-stroke engine on full throttle.
Babamın huzurdan daha çok sevdiği bir şey varsa o da takma motora tam gaz vermekti.
No. lf we go in, we go in full throttle.
Hayır. içeri gideceğiz, tam gaz içeriye.
I don't know, she's at full throttle.
Bilmiyorum, tam hızda.
I go vertical and inverted... do a 180 at full throttle... apply brakes... and drop in behind'em.
Dikey gider ve 180 derecede ters... bir açı yapıp frenlere... basıp motoru boğarım... ve onların arkasına geçerim.
When I say now, you go full throttle.
"Şimdi" dediğimde tam yol ileri gideceksin.
- Full throttle! Hit it!
- Çıkabildiğin kadar yukarı!
Stay here and keep it full throttle.
Tam gaz devam et.
Are you full throttle?
Hep erkekleri mi terciH edersin?
Full throttle?
Hep erkekleri mi?
I wish they'd all go full throttle, then we'd have some data.
Keşke bir defada verebilsek, o zaman elimizde veri olurdu.
Head right. full throttle!
Üstlerine gidin. Son hız!
And the guys on your list don't know how dreamy you are so I would work that blue-collar charm full throttle.
Listedeki adamlar ne kadar hayalci olduğunu bilmiyor. O yüzden, yerinde olsam bütün cazibemi kullanırdım.
It was full throttle all the way.
Daima tam gaz giderdi.
Go to full throttle.
Tam gaz ileri.
I'm doing full throttle
Tam gaz gidiyorum
Full Throttle "24 hours a day."
Tam Gaz'ın keyfini çıkartın.
I mean, one shot. Let it go. Full throttle romance.
Bir kereliğine bırakayım da romantik tarafımı göstereyim.
I'm not at full throttle today!
Bugün sinirli değilim.
Kat, full throttle now.
Kat, tam gaz ileri. Şimdi!
Full throttle, didn't stop till I hit the space lanes.
Uzayda rotamızı bulana dek durmadık.
You just have to keep the brakes on at full throttle, until you reach maximum engine speed, then you release the brakes, and after40 metres at an angle of 45 degrees you... shoot straight into the sky.
Tam güce ulaşana kadar frene basmalısın maksimum motor hızına geldiğinde frenleri bırakırsın 45 derece açıyla ve 40 metre sonra. sen..... direkt gökyüzünün ortasına çıkarsın.
Driving straight down life's road at full throttle. No pretensions.
Hayat yolunda gösterişsiz tam gaz dümdüz ilerlemek.
I'm already full throttle over here.
Çok geç... Ben zaten tam gaz durumundayım.
On Mercury, without that atmosphere, the asteroids and meteors smack down at full throttle.
Merkür'de böyle bir atmosfer olmadığından asteroid ve meteorlar gezegene son sürat çarpıyor.
Huh. Well... the rider, he locks up his front brake, goes full throttle... releases the clutch...
Sürücü ön frene asılıp, tam gaz veriyor.
I'm just on full afterburners... full throttle through hottie heaven.
Ateşli kadınların arasında dolu dizgin gidiyorum.
It runs so well, that... at full full throttle it gives a great thrill.
Gaz pedalının metal pabucunu köklüyorsun...
full house 106
full of shit 18
full of grace 139
full of surprises 23
full name 30
full speed ahead 41
full moon 37
full disclosure 127
full time 22
full speed 26
full of shit 18
full of grace 139
full of surprises 23
full name 30
full speed ahead 41
full moon 37
full disclosure 127
full time 22
full speed 26