English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Full name

Full name translate Turkish

649 parallel translation
The full name is Allen James.
Tam ismim, Allen James.
- Full name?
- Tam adın?
What's the full name of that colonel?
Şu albayın tam adı nedir? - Albay mı?
Your full name.
Adın, soyadın.
- Is that your full name?
- Tam adınız bu mu?
State your full name.
Tam adınızı söyleyin.
State your full name and address.
Adınız ve adresiniz lütfen.
May I have your full name, please?
Tüm isminizi öğrenebilir miyim lütfen?
Your full name please, Mr Hammer.
Tam adınız lütfen bay Hammer.
Start with your full name and address.
Adınız, soyadınız ve adresinizle başlayın.
We'd better have the full name of the man to whom these were addressed, Miss...
Bu mektupların yazıldığı adamın tam adını öğrenmemiz gerek. Bayan...
What is your full name?
Tam adınız ne?
What is your full name?
Tam adın ne?
Your full name and maiden name.
Tam adınız ve kızlık soyadınız.
My full name is Lawrence Claiborne Hall, and I've told you how old I am.
Tam adım Lawrence Claiborne Hall, yaşımı söyledim.
Your full name is Wilbur James Renziehausen?
Tam adın Wilbur James Renziehausen mi?
- What was Pee Wee's full name, anyhow?
Peewee'nin tam adı neydi?
Will you please tell the court your full name and place of residence.
Mahkemeye tam adınızı ve nerede oturduğunuzu söyler misiniz?
They asked me my full name and so forth.
Bana tam adımı falan sordular.
My full name is Eugenie Rose.
Tam adım Eugénie Rose.
Your full name?
Tam adın?
What's your brother's full name, please?
Kardeşinizin ismini söyler misiniz?
Groom's full name.
Damadın tam adı.
My full name, as head of this house, is Kazutaka Horikawa, minister of the Suwa clan.
Bu evin reisi olarak, tam adım Kazutaka Horikawa. Aynı zamanda Suwa klanının bakanıyım.
What is your full name?
Tam isminiz nedir?
Your destination, your nationality and your full name.
Gideceğiniz yer, milliyetiniz ve tam adınız.
You'll get him. Maybe this time, you can carve your full name.
Belki bu sefer bütün adını kazırsın.
What is your full name?
Tam adınız nedir?
Please put your full name and Mr Bruzzi's name on a piece of paper.
Lütfen sizin ve Bay Bruzzi'nin tam ismini yazar mısınız?
- -Besides, it was in the papers the next day. - -Did they give his full name?
Hayır, sadece "kimliği tanımlanamayan ceset." diye yazıyordu.
Full name and number to the governor.
Tam adını ve numaranı hapishane müdürüne söyle.
Just what is your full name?
Tam adınız nedir?
His full name is Enrico Giussepi Carsini.
Tam adı Enrico Giussepi Carsini.
What's her full name?
Tam adı ne?
I haven't got a pair of pants to my name with a full set of buttons on them.
Tüm düğmeleri tam olan bir tane pantolonum kalmadı.
And what a plug. He's grabbed off the Metropolitan Opera House with the full orchestra... conducted by this fellow Tommaso... whatever his name is.
Metropolitan Opera Evi'ni, Tommaso denilen adamın... yönettiği orkestrayla birlikte ayarlamış.
Since when do ya yell out the name of a person - in the open air full of police?
Ne zamandan beri polis kaynayan bir yerde isimleri yüksek sesle söylüyorsun?
I was full of satisfaction as I arrived on the grounds of my aunt's estate in the car I had purchased in the good Bertani's name.
Teyzemin taşınmazının bulunduğu yere varırken iyi Bertani adına satın aldığım arabada tam anlamıyla hoşnuttum.
He used to take a peculiar pleasure out of reading my name out in full -
İsmimin tamamını okumaya bayılırdı.
Max Collodi, a wonderful name she thought, a name full of poetry.
Max Collodi, harika bir isim diye düşündü, şiir dolu bir isim.
If he wasn't fathered by a black ram in the full of the moon, my name is not Ragnar.
Dolunayda kara bir koç tarafından yetiştirilmediyse, benim adım da Ragnar değil.
Bride's full name.
Gelinin tam adı.
I have obtained a full cast list and in it occurs the name of Margaret McGinty.
Oyuncuların tam listesini aldım ve içlerinde Margaret McGinty adı geçiyor.
She told me how she was taking Grant for healthy payoffs... had him right where it hurts. You know, family name, philanthropist... hospital, crippled kids - the full enchilada.
Aile itibarını, hayırseverliğini, hastaneyi ve özürlü çocukları kullanarak nasıl canını yaktığını, ondan nasıl para sızdırdığını anlattı.
What is your full name, please?
- Tam adınız, lütfen.
You see, we've just picked your name from this enormous drum full of names, only you had to be there to win, and you are, so you have.
Adınızı bir dolu ismin arasından seçtik, kazanmak için orada olmalıydınız, oradasınız ve kazandınız.
In the name of the people of France, this court after due and impartial deliberation of this case, finds the accused guilty of the crime of which he has been charged, and in accordance with the prescriptions of the law, condemns Arthur Messualt to death by guillotine in full view of the public.
Fransa halkı adına, bu mahkeme davayı tarafsız ve haklı olarak değerlendirdikten sonra sanık işlediği suçtan dolayı suçlu bulunmuştur ve emredilen yasalar gereğince Arthur Messualt'u halkın gözü önünde giyotinle idama mahkûm etmiştir.
full name?
- Adın ne?
He told us about an Indian... full-blooded Indian, except he used an English name,
Kullandığı İngilizce ismi saymazsak... tamamen safkan bir Kızılderili'den... bahsetmişti bana.
Any nurse that lasts out a full week... gets to call the doctor by his first name. Well, I'll try to remember that... John.
Peki, bunu hatırlamaya çalışacağım, John.
Just speak her name in a bar to have the full report.
Bar da, ismin söylendiği zaman anlaşıldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]