English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grandparents

Grandparents translate Turkish

1,355 parallel translation
My grandparents are having a party.
- Büyükannemler parti veriyor. Lanet olsun.
I'm going over to my grandparents'at 6 : 00.
- 18.00'de büyükannemlerde olacağım.
I don't want you ducking out of your grandparents'party early... if it's gonna be a big thing.
Önemli bir olaysa büyükannenlerin partisinden erken kaçmanı istemem.
I need to talk to my grandparents. It was nice to meet you, Mr. and Mrs. Barnes.
Memnun oldum Bay ve Bayan Barnes.
You know my grandparents.
Büyükannemle büyükbabamı tanıyor musun?
I got the feeling your grandparents are expecting you... to choose someone tonight, so...
Büyükannenlerin bu akşam birini seçmeni beklediğini hissediyorum.
These are some friends. They go to Yale with me... and they know my grandparents.
Benimle Yale'deler ve büyükannemleri tanıyorlar.
I lived with my parents, but on weekends I'd visit my grandparents, and they lived over 40 minutes away, in Wakefield.
Ailemle yaşıyordum fakat hafta sonları büyükanne ve büyükbabamı ziyarete gidiyordum. Onlar 40 mil uzaktaki, Wakefield de yaşıyorlardı.
If your parents and grandparents live to be old, so will you.
Annen, baban, büyükannen ve büyükbaban ileriki yaşlara kadar yaşarsa, sen de yaşarsın.
Um, so how often do your grandparents come into town?
Büyükannenler ne kadar sıklıkla kasabaya gelirler?
That's why your grandparents came to this country so you could be a lesbian.
İşte bu yüzden büyük dedelerin bu ülkeye geldi, eğer istersen lezbiyen olabilmen için.
Tyler's mom isn't around anymore, and I'd hate to ship him off to his grandparents'.
Tyler'ın annesi artık yaşamıyor ve onu büyükannesine postalamak istemiyorum.
I just picked your grandparents up from the airport!
Az önce büyük anne ve büyük babanı hava alanından aldım!
Why the hell are you so angry at me? It's your mother you should be angry at! And your grandparents..
Annene, büyükanne ve büyükbabana kızman gerekir.
- about his grandparents?
-... bahsetmedin? - Lionel'ın ne yaptığı hakkında hiç kanıt bulamadık.
Even if he uncovers the truth about his grandparents'death?
Büyükbabasının nasıl öldüğünü öğrense bile mi?
Someday, when you are grandparents, you too will look up to the night sky
Bir gün büyük baba ve büyük anne olduğunuzda, siz de gece gökyüzüne bakacaksınız
The grandparents of Thunder Heart Woman chose to remain behind, to make their final journey together,
Gök Gürültüsü Kalpli Kadın'ın büyük annesi ve büyük babası son yolculuğa birlikte çıkmak için geride kalmaya karar verdi.
Grandparents, parents, their sons and daughters.
Büyükbabalar, anne-babalar, onların oğulları ve kızları.
I think it's time we let your grandparents get some sleep.
Büyükleri uyumaları için rahat bıraksak iyi olacak.
You know, no grandparents.
Büyükanne ve büyükbabam olmadı.
Your grandparents.
- Büyük anne ve babanız.
- Yes, Laxman We're also going to become grandparents and Pooja will become a mother
- ewet, Laxman bizler büyükanne ve büyükbaba ve Pooja anne adi baba oluyor.
- And this must be your grandparents'... summer home in Virginia Beach.
- Ve bu da... - Ve bu da büyükbabanların Virginia Beach'teki yazlığı olmalı.
I'm staying with my grandparents.
Büyükbabamlarda kalıyorum.
Our grandparents hate each other.
Dedelerimiz birbirlerinden nefret ediyor. Adımı biliyordun.
I mean, I really should go. - If my grandparents saw me here, they'd- -
- Eğer dedemler beni burada görürse...
My grandparents, caldera.
Büyükbabamlar, Caldera.
And did your grandparents ever return to Ukraine?
Büyük ebeveynlerin hiç Ukrayna'ya geri gelmişler mi?
What about grandparents?
Ya büyük anne, büyükbaba?
My grandparents were Belgian, from Mehanen.
Büyükannem ve babam Belçikalıydı. Mehanen'den.
But my grandparents saved those people.
Fakat benimkiler o insanların hayatını kurtarmış.
Charlene's stepdad sent her away to live with her grandparents.
Charlene'in üvey babası onu anneannesinin yanına yolladı.
With your grandparents.
Büyükbabanlarla birlikte.
My family is very big ; Grandparents, mom and dad, and uncle, a 3 generation family.
Büyük babam, büyük annem, annem ve babam, ve amcam, 3 nesillik bir aile.
Monsieur Moussa, your grandparents lived in Algeria.
Monsieur Moussa, büyükbabanız Algery'de yaşamış.
His father died in World War II, and he was raised by his mother and his grandparents.
Babası İkinci Dünya Savaşı'nda ölmüş. Annesi, ninesi ve dedesi tarafından büyütülmüş.
My grandparents on both sides, paternal and maternal came to America, Italy, and had superstitions.
Hem anne hem baba tarafım İtalyan göçmenleridir ve batıl inançları vardır.
My dearest Missie, the prospect of being grandparents... fills us with such joy and pride.
Benim sevgili Missie'im, dede ve büyükanne olma olasılığı... bizi sevinç ve gururla doldurur.
You guys are about as spontaneous as my grandparents - - and they're dead.
Büyükannemler kadar spontansınız - - ve onlar öldü.
The grandparents want her convicted, too.
Büyükbaba ve büyükanne de hapse girmesini istiyor.
Do you have a number for the grandparents who were here earlier?
Buraya gelen büyükbabanın telefonu var mıydı?
By the baby's grandparents, your husband's parents.
Bebeğin büyükbabası tarafından, eşinizin ailesi.
The bourgeois grandparents have been deprived of an heir.
Burjuva dedesi bir mirasçıdan kurtulmaya çalışıyor.
You lay into the grandparents.
İhtiyarları iyice sıkıştır.
Is it hard with him still at Yale and you with your grandparents?
O hâlâ Yale'da, sen büyükannenlerdesin, zor oluyor mu?
You know Rory's grandparents, Mom, Richard and Emily.
Rory'nin büyükannesiyle büyükbabasını tanırsın anne.
She's staying with her grandparents for the summer. - Really?
Yazı büyükannesi ve büyükbabasında geçirecek.
For which my great-grandparents have fought their entire lives.
Kuruluşta bunlar yazılı.
Grandparents?
Büyükbaba?
What about his grandparents?
Büyükanne ve büyükbabası?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]