English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Han na

Han na translate Turkish

1,365 parallel translation
Memsahib, in less than an hour the Newcastle sails, not to return for another month.
Hanım sahip, Newcastle'ın kalkmasına bir saatten az kaldı ve bir aydan önce geri dönmeyecek.
Gracious ladies, kind sirs, on behalf of 68 brothers and sisters, we thank you immeasurably and bid you most gracious evening.
Zarif hanımlar, nazik beyler, 68 erkek ve kız kardeşim adına, sizlere sonsuz teşekkürlerimizi sunar ve güzel bir gece dilerim.
I am surprised the Kralahome took time to arouse such curiosity, rather than make sure Mem not miss her boat.
Kralahom'un, gemisini kaçırmamasını sağlamak yerine, hanımda böyle bir merak uyandırmasına şaşırdım.
Why can't we be with her?
Neden hanımefendimin yanına gidemiyorum?
Guess that means, he ain't no wuss anymore.
Bu da artık hanım evladı olmadığı anlamına geliyor.
It was only after Han was encased in carbonite and taken by Boba Fett to Jabba's palace that he was able to see the error of his ways.
Bu sadece, Han karbon dolu sandığa koyulduktan ve Boba Fett tarafından Jabba'nın sarayına götürüldükten biraz sonraydı ki böylece hatalarını görebilecekti.
AND YOU ARE ON THIN ICE, MISSY.
Ve sen tavırlarına dikkat et küçük hanım.
Sources tell us that she had made several trips to Chile herself assisting in bringing political refugees into the US.
Kaynaklar, bu hanımın Şili'ye, politik mültecileri Amerika'ya getirmek adına birkaç kez gittiğini söylüyor.
She's a beautiful woman with a winning sense of humor and a magical smile,
İyi espri anlayışına sahip ve büyüleyici bir güzelliğe sahip bir hanım.
- We got a winner, She's a beautiful woman with a winning sense of humor and a magical smile,
İyi bir espri anlayışına ve büyüleyici bir güzelliğe sahip bir hanım.
Take me...
Beni gezginler hanına götür.
Please, thank your mistress.
Lütfen hanımına teşekkürlerimi ilet.
No, when I was eight, I was livin'with this, this old lady. She promised me we'd have a Christmas tree.
hayır. ben sekiz yaşındayken, şu yaşlı hanımla beraber yaşıyorken... bir tane Noel ağacımız olacağına söz vermişti.
Little girl, it is not for you to say what I can and cannot have... and it is not for your parents to tell you what you can take.
Ne alıp alamayacağıma sen karar veremezsin küçük hanım. Annen ve baban da senin ne alıp alamayacağına karar veremez.
Back to work, young lady.
Hadi bakalım hanımefendi piyanonun başına.
The wavy pine trees stand calm.
- Git ve hanımına dışarı çıkmasını söyle. Kim o?
He grabs another and tests it. He picks a large one with a good grip.
Sadece güzel bir hanım olduğum için, isteyen her erkeğin yanına beni götüremezsin Git yoluna!
Now we have to get this map to IG Khan... so that he musters all his forces here at Chinar Baug... and our work up here will be easy.
Şimdi bu haritayı Han'a ulaştıralım ki... o da bütün kuvvetlerini oraya Çınar Parkı'na toplasın. Böylece bizim buradaki işimiz kolaylaşsın.
Look, lnayat Khan-saab, one Indian PM was killed... by her own security people in the name of religion.
Bakın İnayet Han sahip. Bir başbakan kaybettik zaten. Din adına kendi korumaları tarafından öldürüldü.
I was contacted this morning by the Educational Testing Service. Andie, your phenomenal PSAT results have placed you among the top 50,000 scorers in the country.
Yeterlik Sınavında aldığın yüksek not sayesinde ülkedeki en iyi 50 öğrenci arasına girmişsin Küçük Hanım.
Good morning, miss.
Günaydın hanımefendi. Vay canına!
What we're serving, my lady, is a pretty close replica of ihop's famous rooty-tooty - fresh-and-fruity pancakes.
Servis ettiğimiz şey, hanımım IHOP'un meşhur Düt Dürü Düt Taze ve Meyveli Kreplerinin aslına çok yakın bir kopyası.
In times of war, we have to make the most... of what little innocent pleasure there is.
Küçük hanım savaş zamanı bulduğumuz en ufak masum zevklerin bile tadına varmak zorundayızdır.
Our lady has ordered to move the children... to the Wu compound.
Hanımefendi çocukların Wu'ların konağına... taşınmasını emretti.
Madam, if I were you... I would not let that foreigner touch one hair on my body.
Hanımefendi, yerinizde olsam... o yabancının saçımın teline dokunmasına izin vermezdim.
How could I have known that murder can sometimes smell like honeysuckle?
Cesetlerin bazen hanımeli gibi koktuğu kimin aklına gelir?
I suppose a Queen... participates in few tavern brawls.
Bence Kraliçe birkaç han kavgasına katılmalı.
What yakking?
Ne muhabbeti İsmihal Hanım, Allah aşkına!
He pledged his heart instead... to a woman of no birthright... the daughter of a thief and a lady... a common woman of uncommon valor.
Kalbini sonsuza dek bir kadına emanet etmişti... O bir hanımefendi ile bir hırsızın kızıydı sıradan biri fakat sıra dışı bir değer ona Gwyn diyorlardı.
How can a husband leave such a wonderful woman alone?
Bir koca bu kadar güzel bir hanımefendiyi yalnız başına nasıl bırakabilir?
Fake-ass Bunyan plaid-pussy-shirt-wearing, man I'll fuck your ass up. SlLAS : Shut up.
Pembe kıçlı hanım evlatlarına layık oduncu gömlekli herif, amına koyarım ha.
Little sissy...
Hanımevladına bakın...
Are you suggesting, madam, there exists a law... compelling gentlemen to lay hold of canine bowel movements?
Hanımefendi, köpeklerin bağırsak hareketlerini kontrol altına almanın erkekleri mecbur kılan bir yasa olduğunu mu söylüyorsunuz?
The way you rise to the defences of damsels in distress.
Sürekli sıkıntı içindeki hanımların imdadına yetişiyorsun. Özellikle de daha sarışın olanların.
- You're holding on tightly to that purse.
- O çantayı koltuğunuzun altına sıkıştırmışsınız, küçük hanım.
Well, that's the price you pay for lettin'a little lady corral you. Yep.
Küçük bir hanımın seni ağıla sokmasına izin vermenin bedeli bu.
SPEAKING OF LADIES, GET TO WORK!
Hanımefendilerden konuşmuşken, işinizin başına!
- Uh, folks, I just discovered... eh, something about this statue that, uh, may disappoint you.
Hanımlar beyler, az önce heykelle ilgili bir şey fark ettim ve bu sizi hayal kırıklığına uğratabilir.
Any chance you could give an old lady a hand back to her room?
YaşIı bir hanımı odasına götürmen mümkün mü?
So you won't be in a show about how there was no room at the inn... even though this innkeeper gave you a room?
Demek oyunda olmak istemiyorsun ki Han'da oda... olmamasına rağmen sana bir oda veren bu Hancı için bile ha?
Dichter told Betty Crocker to put an instruction on the packet that the housewife should add an egg.
Dichter, Betty Crocker firmasına paketin üzerine şunu yazdırdı : Evin hanımı bir yumurta eklemeli.
Connect me to the Grand Councilwoman.
Beni Yüce Konsey hanımına bağlayın
A gentleman always lets a lady win.
Bir beyefendi daima hanımların kazanmasına izin verir.
Han had a friend named Jesus who helped him steal, bribe or do whatever it took to get the test sheets for us.
Han'ın Jesus adında bir arkadaşı var. Rüşvet almasına, çalmasına ya da ne gerekiyorsa yapmasına yardım etti. Bizim için sınav kağıtlarını çaldı.
Much obliged, little lady.
Adımlarına dikkat et küçük hanım. Günaydın.
in 100 AD, during the Han dynasty, "an emperor gave this mountain to his lover, " a chief eunuch in the palace.
" İ.Ö. 100 yılında, Han Hanedanlığı sırasında, bir imparator, sarayda haremağası olan aşığına bu dağı verdi.
Don't contradict your mistress.
Hanımına karşı çıkma!
Ali rushes to his wife and says : "Show me your beauty" "That you've hidden even from your husband"
Ali hanımına koştu ve "Bana güzelliğini göster... kendi kocandan bile sakladığın".
I admire a woman with a mind of her own
Bu hanımın kendi zekasına sahip biri olduğuna inanıyorum.
We believe that we found the missing shirt on this young lady.
Kayıp tişörtünün bu genç hanımın üzerinden çıktığına inanıyoruz.
- You called your advisor'missy?
- Danışmanına "küçük hanım" mı diyorsun?
name 1134
nature 107
nazi 69
natalia 143
nail 26
nasa 34
nash 213
natural 135
nami 100
nasty 219
nation 24
nani 22
natasha 271
naked 460
nato 19
nathan 1591
naomi 1032
nasir 39
nancy 1170
nage 43

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]