Happy translate Turkish
96,935 parallel translation
I know how to sell the idea of a happy family.
Mutlu aile imajını nasıl satacağımı biliyorum.
- Yeah? I'm just... I'm happy to say that, uh, things are changing around here.
Buradaki gidişatın değişeceğini söylemekten çok mutluyum.
Fish swim happy.
Balıklar özgürce yüzerler.
You fucking happy?
Mutlu musun?
I have never been as happy as I am right now.
Hayatı boyunca şu an olduğum kadar mutlu olmadım hiç.
Well, happy wife, happy life.
Karını mutlu et ki mutlu bir hayat süresin.
I'm really happy to be here.
Burada olduğum için çok mutluyum.
♪ Happy birthday dear Albert! ♪
İyi ki doğdun, Albert!
♪ Happy birthday to you!
Mutlu yıllar sana! PRINCETON, NEW JERSEY 8 YIL ÖNCE
Be happy with what you have accomplished Albert.
Başardığın şeylerle mutlu ol, Albert.
Come, your grandchildren want to wish you a happy birthday.
Gelin. Torunlarınız doğum gününüzü kutlamak istiyor.
We're just so happy that you're here to help take care of Nicky.
Nicky ile ilgilenmeye yardımcı olmak için burada olmandan çok mutluyuz.
- We're happy to talk if you choose to.
- Konuşmak isterseniz mutlu oluruz.
We were hippies and very happy about that.
Birer hippiydik ve bununla mutluyduk.
They won't be happy about losing half their seats in the lifeboat.
Sığınaktaki koltukların yarısını kaybetmekten hiç mutlu olmayacaklar.
We don't need to be happy.
Mutlu olmamız gerekmiyor.
Happy birthday, Ames!
Mutlu yıllar Ames!
I've been so happy with you and Rocky.
Rocky ve sen beni çok mutlu ettiniz.
Your boss will be happy and my boss is happy.
Senin patronun da memnun kalır benimki de.
I'm so happy we're all here.
Hep birlikte olduğumuz için çok mutluyum.
Me, Mikey, Vonnie, and, you'll be happy to know, Diana.
Ben, Mikey, Vonnie ve seni mutlu edecekse söyleyeyim, Diana da oradaydı.
I'm just happy he knows the actual anatomical word.
Önemli değil. En azından anatomik kelimeyi bildiği için memnunum.
While the higher-ups are happy that we are aboard, Joon-ho seemed a bit... chilly.
Amirler gelişimizden memnun, ama Joon-ho biraz soğuk gibi.
I'm happy if you're happy.
Sen mutluysan ben de mutluyum.
I'm happy for you, Sam.
- Senin adına mutlu oldum Sam.
I'd be happy to show you.
Seve seve gösteririm derdimi.
Right now, I'm just happy you're here.
Şu anda burada olmana sevindim.
Thousands, probably millions of people could make you just as happy.
Binlerce, hatta milyonlarca başka insan seni onun kadar mutlu eder.
And I'm just so happy that I went on that date with Vicky...
Vicky'yle o randevuya gittiğim için çok mutluyum.
And you're happy with that?
Bundan mutlu mu olacaksınız?
I'm happy to hear that.
Bunu duyduğuma sevindim.
Happy ruling!
Cheerio! Mutlu karar!
Here you 9 °! Happy?
İşte al, mutlu musun?
- Happy?
- Mutlu musun?
I'll always be happy being your shadow.
Senin gölgende mutluyum ben.
It's such a happy occasion. Don't make him upset!
- Böyle mutlu bir günde üzmeyin çocuğu.
I can even be happy with some rice soup and a piece of sack to sleep on!
Biraz pirinç çorbası ve bir çaput üzerinde uyumaya bile razıyım.
Spend it lavishly and you can be really happy!
Bol keseden harcamak insanı mutlu ediyor.
I'm happy, Sir.
Mutluyum efendim.
Yes, the AG is not very happy with me, yet she seems to like you for some reason.
Evet, Adalet Bakanı benden pek memnun değil. Yine de bazı sebepler yüzünden seni seviyor gibi görünüyor.
Now I'm happy for him.
Şimdi onun adına mutluyum.
They're not happy about it.
- Bundan hiç memnun değiller.
Happy fiddling, Bryan.
İyi batışlar Bryan.
If you're looking for a strikeout, I'm happy to oblige.
Dışarı çıkarılmak istiyorsan seve seve çıkartırım.
Lizzie, are you happy for me?
Lizzie, benim adıma sevindin mi?
You only have to ask for what will make you happy.
Seni mutlu edecek bir şeyi istemen yeterli.
I hope you will be happy.
- Umarım mutlu olursun.
We will be happy.
Mutlu olacağız.
And how would that support your image of two Houses now united by a happy, peaceable marriage?
Peki bu görüntü mutlu, barışçıl bir evlilik ile birleşmiş iki hanedanı nasıl gösterir?
The meeting will take place in public and you will say you're happy with your lot.
Toplantı halka açık olacak, sen de kaderinden mutlu olduğunu söylersin.
We were... so happy.
Çok mutluyduk.
happy birthday to me 40
happy anniversary 255
happy to be here 18
happy mother's day 31
happy halloween 164
happy birthday 2865
happy birthday to you 470
happy father's day 24
happy valentine's day 135
happy easter 54
happy anniversary 255
happy to be here 18
happy mother's day 31
happy halloween 164
happy birthday 2865
happy birthday to you 470
happy father's day 24
happy valentine's day 135
happy easter 54
happy day 44
happy days 81
happy christmas 144
happy holidays 175
happy ending 39
happy thanksgiving 306
happy trails 36
happy holiday 32
happy to see you 20
happy family 66
happy days 81
happy christmas 144
happy holidays 175
happy ending 39
happy thanksgiving 306
happy trails 36
happy holiday 32
happy to see you 20
happy family 66
happy new year 704
happy life 35
happy to help 108
happy hour 26
happy mardi gras 38
happy thoughts 29
happy hunting 95
happy now 166
happy to 82
happy to do it 37
happy life 35
happy to help 108
happy hour 26
happy mardi gras 38
happy thoughts 29
happy hunting 95
happy now 166
happy to 82
happy to do it 37