English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He'll be all right

He'll be all right translate Turkish

574 parallel translation
Kid's in the hospital, you know, but he'll be all right.
Çocuk hastanede ama iyi olacak.
He'll be all right.
İyileşecek.
He'll be all right.
İyileşir.
He'll be all right.
Birşey olmaz.
Oh, he'll be all right.
İyileşecek.
- Oh, I guess he'll be glad, all right.
— Herhalde biraz sevinir.
Daddy's been hurt, dear, but he'll be all right.
- Baban yaralı, ama iyileşecek.
Do you think he'll be all right here?
Burada güvende olacağını düşünüyor musun? Evet, madam.
I think he'll be all right.
Bence çok hoş olacak.
- He'll be all right.
- Bir şeyi yok.
- He'll be all right.
- Yine de kazanacak.
- In a pig's neck, he'll be all right.
- İnşallah kazanır.
All right, Dad, at least he'll be some laughs.
Tamam, baba. Hiç olmazsa bizi biraz güldürür.
Oh, he'll be all right in a week or ten days.
Ha, bir hafta ya da on gün içinde iyileşir.
He'll be all right, Carol.
Ona bir şey olmayacak Carol.
He'll be all right.
Bir şeyi yokmuş.
- He'll be all right.
- Ona bir şey olmaz.
- He'll be all right, he's old enough.
- Bir şey olmaz, yaşı büyük.
He'll be all right when we get the bullet out.
Mermiyi çıkaralım, bir şeyi kalmayacak.
- He'll be all right...
- İyileşecek...
He'll be all right.
- Gelmeyecek mi?
He'll be all right.
Ona bir şey olmaz.
He'll be all right in a minute.
Birazdan düzelir.
- No, no, he'll be all right.
Hayır, o iyi.
He'll be back all right, baby.
Geri dönecektir, bebeğim.
He'll be all right in a moment.
Birazdan düzelir.
He's all right. They wanna keep him for a week, but he'll be okay.
Bir hafta gözetimde tutacaklar, ama iyileşecekmiş.
He'll be with me, all right.
O da benden yana olacak, doğru.
The way I understand it, he'll be all right if we keep him moving.
Bildiğim kadarıyla, onu hareket ettirirsek bir şeyi kalmaz.
He'll be all right.
Bundan sonra endişelenmenize gerek yok.
OH, HE'LL BE THERE, ALL RIGHT.
Kesinlikle orada olacak.
He'll be all right.
Maçta çıkar.
He'll be all right. He just fainted.
İyileşecek, sadece bayıldı.
We've got your boy Fallon in here, and he'll be all right if you do as I say.
Adamınız Fallon elimizde, dediğimi yaparsanız ona bir şey olmaz.
I imagine he'll be all right. He'll pull through.
Sanırım iyi olacak, atlatacaktır.
He'll be all right when he gets to know you better.
Seni daha iyi tanıdığında düzelecektir.
A homesteader can't run but a few beef, but he can grow grain, and then with his garden and hogs and milk, he'll be all right.
Yerleşimci yanlızca birkaç ineğe bakabilir ama ürün yetiştirebilir, bahçesi, domuzları ve sütüyle idare edebilir.
He'll be all right.
O iyi olacak.
He'll be all right for some job, but as far as higher command goes...
Bazı görevler için uygun olabilir, ama iş yüksek komutaya gelince...
He'll be all right?
İyileşecek mi?
- You think he'll be all right?
- Sence yetecek mi bu kadar?
He'll be all right.
Bir şeyi kalmıyacak.
Critical. But they think he'll be all right.
Kritik, fakat iyileşeceğini düşünüyorlar.
Like, right off they said, "No parents? Make him an offer, he'll be all right."
Tıpkı, onların hemencecik söyledikleri gibi, " Ailesi yok mu?
- In the hospital, he'll be all right.
- Hastanede. İyileşecek.
He'll be all right.
İyi olacak.
He'll be all right. Better get the wagon up here.
O iyi, buraya bir araba getirsen iyi olur.
He'll be all right.
Kendine gelir birazdan.
But if he can remember everything that happened, and face it... then he'll be all right.
Ama eğer tüm bu olanları hatırlar ve onlarla yüzyüze gelebilirse o zaman iyileşecektir.
Norma, he'll be all right.
Düzelir Norma.
Dr Quinn said he'll be all right, but he's still out cold.
Dr Quinn iyi olduğunu söyledi, ama hala kendinde değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]