English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hea

Hea translate Turkish

73 parallel translation
Welcome to Coroner Creek.
Coroner Creek'e hoş geldiniz, ben Şerif O'Hea.
I'm Sheriff O'Hea. Any friend of Miles is a friend of mine.
Miles'ın arkadaşı benim de arkadaşım sayılır.
But I didn't think O'Hea would pass it on.
Ama, O'Hea de zaten biliyordu.
Sheriff O'Hea thinks you're after me.
Şerif O'Hea, benim peşimde olduğunu düşünüyor.
O'Hea's against him and wants to fight him.
Artık öyle değil. O'Hea, Miles'a cephe aldı.
O'Hea, if you let them ride out of here...
Kesin sesinizi, ikiniz de. O'Hea, buradan gitmelerine izin mi vereceksin?
You must have forgot what side your bread's buttered on, O'Hea.
Hangi tarafta yer olman gerektiğini unuttun, O'Hea.
Alright, O'Hea, that was a pretty good show you put on but you can open up this chicken coop now and open up the back door.
Tamam, O'Hea,... bizi bu kafese atman iyi bir gösteriydi,... ama bu tavuk kafesini aç ve bizi dışarı çıkar.
I've never hea [ d of anything as clever as this.
Böyle zekice bir şey hiç duymadım.
Oh, I'm not complaining.
Hea, şikayetçi değilim.
Hea ven evidently has great plans for me.
Besbelli Tanrı'nın benim için büyük planları var.
I. You must hea
İyileşmelisin.
- "his hea" rt "should stamp" - "and his throat should growl"
- kalbi atacak - ve gırtlağından hırıltılar çıkacak
Ok, ok let's try to watch the language there's children present hea.
Pekâlâ, pekâlâ, hadi biraz daha dikkatli konuşalım, burada çocuklar var değil mi?
Yeah.
Hea.
Yup.
hea.
Nothing on the girth, huh, Sean?
Çevre yok hea, Sean?
Hopefu lly, he'll j ust come down here, knock a ll these coa Is away, a nd j ust la nd i n a g reat big hea p.
Bir savaş. Artık her şey sana bağlı. Hem içindeki hem dışarıdaki Daleklerle savaş.
Enjoying the hea
Sıcağın tadını çıkarıyorum
( woman ) DAVID, DID YOU HEA
David! Beni duydun mu?
Mom, please get your hea out of the refrigerator.
Anne, lütfen, kafanı buzdolabından çıkarır mısın?
No hea lifting!
Ağır kaldırmak yok!
I'm with you.
hea.
It's an "HEA ending" - - happily ever after.
Biz buna "SDM Son" diyoruz... Sonsuza Dek Mutlu.
We go over their hea.
Bizde üstüne gideriz.
"O'Byrne wuz hea."
"O'Byrne wuz hea."
We were minding our own business when we were attacked by a hea t-seeking torpedo we had fired the day before.
Önceki gün ateşlediğimiz bir ısıya duyarlı füze tarafından vurulduğumuzda kendi kendimize vakit geçiriyorduk.
Other people might lock you in a cell overnight to be urinated on by a meth hea.
Diğer insanlar tarafından keşin tekinin sidiğini belinde hissedebileceğin bir hücreye hapsedilmen de mümkündü.
She said she got it while working at a company called Hae Won Chemicals.
Hea Won Kimyasal Madde Fabrikası'nda çalışıyordu.
Hae Won Chemical?
Hea Won Kimyasal Maddeleri mi?
That's a subsidiary of Hae Won Group, right?
Hea Won Grup'un bir kuruluşu, değil mi?
If you open it, there's an article I found online about Haewon Chemicals.
Bak bakalım. İnternetten Hea Won Fabrikası'yla ilgili birçok bilgi buldum.
Go home and bring me the clippings on Cheon Jae Man and a floor plan for Hae Won Chemicals factory.
Eve gidip Cheon Jae Man'ın Hea Won Kimya Fabrika'sıyla ilgili olan raporlarını getirin.
HEA...
HEA.
what am i not in for, yeah?
Ne için içerde değilim ki hea?
As we say in the HEA, "It's not just a fairy tale, it's an adventure."
SDMY'de söylediğimiz gibi, "Bu sadece bir masal değil bu bir macera."
This left the team in a bit of disarray, just as we were about to meet a terrible threat, not only to the HEA, but to happy endings everywhere.
Bu, takımı biraz ortada bıraktı. Hem de tam, sadece SDMY'de değil her yerdeki mutlu sonlar için çok kötü bir tehlikeyle karşılaşmak üzereyken.
She did mention something about outwitting some incompetent, stupid, meddling, jerkfaced HEA agents!
Bazı aptal, kabiliyetsiz, her şeye karışan, pislik SDMY ajanlarına karşı kullanacağı numaralarından bahsetmişti.
The whole HEA is going to be at our front door, and our back door, and our windows!
Tüm SDMY ön kapımızda olacak ve arka kapımızda ve camlarımızda!
- He's a liar, O'Hea.
- O bir yalancı, O'Hea.
- O'Hea?
O'Hea?
What's come over you, O'Hea?
Sana neler oluyor, O'Hea?
- "his bosom should heave" - "and his hea" rt "should glow"
- göğsü büyük bir güçle atar - ve kalbi kor gibi kızarır ve yumrukları bir Knockout patlaması için hazırdır.
Do you know what speed limit it hea?
Hız limiti ne kadar biliyor musunuz ha?
So close no matter how far Couldn't be much more from the hea Forever trusting who we are
Ne kadar uzak olsakta çok yakınız daha yürekten olamazdım daima kim olduğumuza güveniyorum ve başka hiçbir şey önemli değil ne yaptıklarını hiç umursamadım ne bildiklerini hiç umursamadım ve biliyorum... bu doğru
My hea... heart.
Evet.
I'd read a bout evolution, I hea r a bout evolution i n school.
Ayrıca, yarın gidebilirim.
for the fi rst ti me, to hea r them out loud a nd to get a sense of the sha pe of the scene before you actua lly attem pt to block it a nd to sta rt wa Iki ng a rou nd a nd act it.
- Yalnız ölmemeli. Yanına git.
I'm going to the hea
Tuvalete gidiyorum.
♪ can you hea... ♪ whoa!
Aaah!
HEA 118.
HEA 118.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]